NOT: Bu hikâyede dağ hanlığı dizidekinin aksine çok güçlü .
Sırtındaki acıyla açtı gözlerini Ayda.
Nerede olduğunu, neden burada olduğunu anlamaya çalıştı.
Başı dönmüştü, tekrar yumdu gözlerini.Çince bir konuşma duydu ( Toygar Han 'ın bütün kızları ,farklı dilleri küçükken öğrenmişlerdi )
- Uyanmadı mı hâlâ ?
- Yok, uyanmadı .
- Kaç gündür uyur , bir ok yarası bu kadar uyutur mu?
- Ok zehirliymiş, yaşaması bile mucize.
Shizong yolda yarasına panzehir sürmeseydi, şimdiye ölmüştü
- Ne yap et , uyandır şu hatunu. Eğer ölürse Shizong hepimizi öldürür.Saraydaydı ... çin Sarayında...
Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Çin sarayındaydı. İnanamiyordu.
En son boynunu kesiyordu, sonrası karanlık...
Elleri boynuna gitti .Boynunda hiçbir şey yoktu . Kesememişti.
Sırtı ağrıyordu. Kadınların bahsettiği ok , sırtına gelmişti demekki , ve boğazını kesmesine engel olmustu.Ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu . Korku mu , öfke mi , şaşkınlık mi , endişe mi? Yoksa tüm bunların hepsi mi?
Sakinliğini korumaya çalıştı, elbet kaçacaktı burdan.
Belindeki hançere ilişti gözü, kılıcını almışlardı ama onu görmemişlerdi.
Hızlı bir hamleyle hançeri alıp ayakkabısından içeri attı.
Kadınlar fark etti uyandığını.
- Uyandı, koş Shizonga haber ver .- Dur , diye bağırdı Ayda. Bırakın gideyim hatunlar.
- Sen nerden bilirsin Çinceyi ? Han kızı mıdır yoksa bu ?
- Evet , dağ hanının kızıyım , Gök hanının kardeşinin evdesiyim . Eğer beni göndermezseniz savaş çıkar. O yüzden haber vermeyin, bırakın gideyim . Kendisi uyanmış kaçmış, dersiniz.
Umutla baktı kadınlara.Biri daha yaşlıydı , hafif kilolu ve orta boyluydu .Yüzünde güven veren bir ifade vardı.Ve gözleri çekik değildi, çinliye benzemiyordu hiç .
Diğeri çinliydi.Çekik gözlü, aşırı zayıf, orta boylu sivri çeneliydi. Suratından sinsilik akıyordu tüm çinliler gibi .
- Olmaz hatun , saçmalama. Kapının önünde askerler var . Her taraf asker kaynar.
Yaşlı olan durdurdu onu ,
Tamam , sen git . Ben konuşurum onunla .Sinsice bir bakış atıp çıktı odadan .
Yaşlı kadın ona doğru yaklaştı , yanına oturdu.- Ne vicdansız insanlarsınız siz.
Basını diğer tarafa çevirdi. Türkçe konuşarak kendi kendine söylendi
Gök tengrim, ne diye dağın kutlu kanını çine esir düşürdün, ne diye onurumla ölmeme izin vermedin ?Gülümsedi yaşlı kadın. O da türkçe konuşmaya başladı.
- Gök tengriye isyan etmeyesin kızım, vardır bir bildiği. Demek Dağ bikesisin he ?
Şaşkınlıkla baktı Ayda.
- Sen, türk müsün hatun ? Seni de mi esir etti bu albızlar ?
- Türküm Bikem , obamıza saldırdılardı ben daha gençken çinliler. Benim iyi bir otacı olduğumu öğrenince öldürmeyip esir ettiler. Ama kocamı , balalarımı , sevdiklerimi hep öldürdüler.
Gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı Aydanın. Kendini kadinin yerine koymuştu, insan nasıl dayanırdı buna ?
- Kaç yıldır kaçmayı nasil başaramadın hatun? Bunca yıl insan nasil bir yol bulamaz ?