20

574 64 31
                                    

Selamünaleyküm canlarım, nasılsınız bakalım?

Birkaç şey söyleyeyim bölüme geçelim...

Bundan birkaç ay önce takipçi sayım ve okuyan kişi sayısı birden artmıştı fakat şu an biz bize kaldık gibi... Hayalet mi oldu o kişiler? Yoksa gittiler mi?? Buradaysanız ses verin ayol ben de sizler gibi bir insancığım konuşuruz biraz.

Haydi bölüme geçelim...

İyi okumalar!

Uzun zamandır kendimi hiç hafiflemiş hissetmemiştim. Son zamanlar gerçekten Emir olduğunu düşündüğüm için çok fazla üzülmüştüm. Ne kadar kendime inkar etsem de 'karşıki' ne karşı bir şeyler hissediyordum. Ve eğer o Emir olmuş olsaydı dolaylı yoldan ona bir şeyler hissediyor olacaktım. Ve bu benim canımı fazlaca yakmaya yetmişti, en yakın arkadaşımla aynı kişiyi seviyor olmak... Düşüncesi bile berbattı.

Ama şimdi yine bir denklemin içine düşmüştüm. Ve kaç bilinmeyenli olduğunu bile kestiremiyordum.

Odamda yatağa oturmuş kendi kendime konuşmaya başladım, evde kimse yoktu o yüzden rahattım.

"Eğer bu çocuk gerçekten Emir ise yani sana yazdığı hattı başka bir hatsa?"

Kendime güldüm "Yok değildir Cansu, çocuk neden sana yazmak için başka bir hat kullansın?"

Sözlerim mantıklı gelmişti "Bence de neden kullansın ki o kadar da değildir herhalde."

Emir'i son gördüğüm günü yani bugünü hatırlamaya çalıştım. Kafasını sıraya gömmüştü ve genel olarak sınıftaydı aslında üzgün gözüküyordu. Hâlâ onun olabilme ihtimali olabilir miydi?

"Hayır hayır Cansu o değildir."

"Hem benim hislerim kuvvetlidir ona karşı başka bir şey hissetmedim hiç."

Ellrimle yüzümü kapattım "E peki Emir'in o binada ne işi vardı?"

Sürekli bilinmeze çıkıyordum ve sınav senem de uğraştığım şeyler gerçekten göz yaşartacak türdendi.

"Tamam Cansu şöyle yapalım bence sen daha fazla düşünme yoksa kafayı yiyeceksin."

"Düşünmeden nasıl yaşayabilirsin acaba Cansu."

"Kafayı yemek istiyorsan sen bilirsin düşünmeye devam et."

Dudağımı dişledim, "Peki ya çoktan kafayı yemişsem?"

Ayağa kalkıp abdest almaya gittim namazımı vakit geçmeden kılmam gerekiyordu. Namaz kılıp evin içinde dolanmaya başladım. Annem yemek hazırlamıştı ben de o gelesiye kadar eksikleri tamamlayabilirdim.

Salatayı ve pilavı yapmıştım, mutfakta bir şeylerle uğraşmak bir saat de olsa bana iyi gelmişti.

Annem, babam ve kardeşim geldiğinde hep birlikte sofrayı kurup yemeğe oturduk. Neşeli bir şekilde yemeğimizi yedikten sonra çay demleyip anneme sofrayı toparlaması için yardım ettim.

Birlikte makineye bulaşıkları yetleştirdikten sonra annem mutfaktan çıkmak için adım attı. O esnada durup mutfağa göz gezidirdi.

"Cansu sofra bezi kalmış onu silkeleyiver kızım ben de çamaşırları yıkayacağım, onu yıkayalım."

Annem mutfaktan çıktı ve ben öylece kaldım. O günden sonra birdaha hiç sofra bezi silkelememiştim aslında çok basit bir şey gibi gözükebilirdi fakat birinin sizi o halde görmesi güzel bir şey değildi.

Daha sonra da bu şekilde hayatınıza dahil olması... Garipti ve söyleseler inanamayacağım türdendi.

Odama gidip başımı örtüp mutfağa döndüm. Sofra bezini alıp balkona çıktım. Her şeyin başladığı yere uzun zamandır ilk defa geliyordum içim bir hoş olmuştu. Cesaretimi toplayıp sofra bezini sarkıttım, istemesem de gözlerimin oraya bakmasına mani olamamıştım. Ama korkuğum başıma gelmemişti...

Sofra Bezi | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin