9

12.6K 246 15
                                    

Serkan'ın ağzından

-Mislina 14 yaşındayken-

"Serkan abi!"

Odamdaydım. Mislina'nın sesini duyup kapıya baktım. Birkaç saniye sonra içeri girdi. Yüzü gülüyordu. Kollarımı açtım. Hemen gelip bana sarıldı. Bacaklarımın üstüne oturttum. Yanağımdan öptü. Gülümseyerek ona baktım. Tek elimi yüzüne koydum.

"Söyle balım."
"Ben bugün burda kalsam olur mu?"
"Kal tabii kızım. Senin de bu evde bir odan var."
"Hayır. Ben senin odandan bahsediyorum."
"Nedenmiş o?"
"Çünkü yarın senin doğum günün. Doğum gününe ilk benimle gir istiyorum."

Yanağına bir öpücük kondurdum. Saçlarını parmaklarımla taradım. Saçları ile oynamam onu her zaman memnun ediyordu.

"Bu benim en güzel doğum günüm olacak desene."

Kendini göğsüme bıraktı. Kokusunu içime çekerek sarıldım ona. Cennet gibi kokuyordu. Hiçbir yerde bulamıyordum bu kokuyu. Aynı parfümü almıştım ama onda koktuğu gibi kokmuyordu. Unutmamak için iyice içime çektim o cennet kokuyu. Ne kadar şanslıydım ki bu koku tüm gece benimle olacaktı.

"Hey bi dakika."

Mislina biraz geri çekildi ve yüzüme baktı.

"Senin yarın okulun yok mu?"

Mislina duymamış gibi yapıp kafasını boynumdaki yerine koydu.

Yaptığı şey ile güldüm.

"Küçük hanım ayağa."

Yüzünü asarak ayağa kalktı.

"Gece yarısına kadar uyumazsan dersi kafan almaz."
"Ama istemiyorum."
"Ben de benim yüzümden derslerinden geri kalmanı istemiyorum."

Kollarını birbirine sardı. Bu trip atacağının işaretiydi. Hoşuna gitmeyen bir durum olduğunda yağ gibi üste çıkmayı beceriyordu.

"Bence derdin bu değil."
"Neymiş?"
"Sen benim burda olmanı istemiyorsun."
"Nereden çıkardın onu?"

Kendi istediği olsun diye alakasız şeyler söylerdi. Yine öyle yapmıştı.

"Tamam, ben giderim."

Kalkmasına izin vermedim.

"Ben öyle bir şey söylemedim."
"Ben öyle anladım."
"Küçük hanım çok mu alıngansınız?"
"Öyle miyim büyük bey?"

Hayattan biraz konuştuk. Onu güldürmeyi çok seviyordum. Bu yüzden hep onun hoşuna gidecek şekilde konuşuyordum. Her iltifat ettiğimde yanakları kızarıyor ve gözleri kuculuyordu.

Zaman su gibi akıp geçmişti. Tam bir dakika vardı. Mislina tekrar bacaklarıma oturdu. Telefondan alarm kurdu. Telefonu masaya bıraktı.

"Doğum günün gelmek üzere."
"Ne hediye aldın bana?"

Dişlerini göstererek gülümsedi. Dişlerinin önündeki kalkıklık yüzünden dişlerini göstererek pek gülmezdi.

"Göstereceğim."
"Bir hediye aldın yani? Gelirken görmedim."

Biz konuşurken alarm çaldı. 5 saniye kalmıştı. Mislina yüzüme doğru çıktı. Yüzümü ellerinin arasına aldı ve dudaklarıma yapıştı. O beni öper öpmez alarm çaldı.

Neye uğradığımı şaşırdım. Donup kaldım. Teni yumuşacıktı. Sanki dudakları değil de pamuklar çarpıyordu dudaklarıma. Bunun yanlış olduğunu biliyordum. Ben 21 o ise daha 14 yaşında. Daha çok küçük ve temiz. Onu kirletemem. Ne kadar sevsem de bunu ona yapamam. İstemeyerek de olsa geri çekildim.

Mislina +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin