Şu an düşünmek istemiyordum. Kendimde o gücü de bulamadım. Sanırım Mert ile kahvaltı yapmak kötü bir fikir değildi.
Balkona gittim. Mert bana da servis açmış ve çay koymuştu.
"Kahve mi isterdin?"
"Hayır hayır. Çay iyi."Karşılıklı oturduk. Mert tabagimi doldurdu.
"O kadar çok yiyebileceğimi düşünmüyorum."
"Yavaş yavas yersin acele etme."Mert yerine oturdu. Açtım ve bir şeyler yemem gerekiyordu. Ufak ufak yemeğe başladım. Ancak açlık bastirdikca kibarligi bir kenara fırlattım.
"İkinci bir tabak daha lazım olur gibi."
"Belki."Doyduktan sonra durdum. Midem sismisti.
"İyi misin?"
"Sayılır."
"Serkani düşünüyorsun değil mi?"
"Evet. Hep de düşüneceğim. Onunla konuşmam lazım ama bir yandan korkuyorum."
"Konuşmana gerek var mı sence?"
"Evet tabii ki. Ondan da dinlemem gerekiyor."
"Az önce dediklerim geçerli."
"Seni yedekte görmüyorum Mert."
"Öyle de olmalı."
"Sadece serkani çok seviyorum. buna inanmak zor geliyor. bana sahip olma düşüncesiyle benimle birlikte olması... yani sırf sen beni elde edeme belki vazgeç diye inadı yüzünden benimle oynadı. o gün bağ evinde de o kadar sinirle benimle ilişkiye girmesi... zevk almak için değil de sana olan sinirinden miydi her şey?""ben diyeceğimi dedim. sen arrtık nasıl anlamak istersen."
"ikiniz arasında bir seçim yapmak zorunda mıyım şimdi?"
"hayır değilsin. buna seçim diye bakma. ama mislina... ben- ben seni üzmem. o gün arabada dediklerin doğruydu. ama benim gözümde sen hiç değişmedin. hep aşık olduğum o küçük kızdın. şimdi büyüdük. ben o zamanlarda da çok öfkeliydim evet. ama değiştim. daha rahat bir insan oldum. serkan gibi belki bir baba gibi veya bir ailenin parçası gibi sevemem belki seni. yani nasıl desem onun kadar yakın da değildim sana onun gibi sevilmedim de."
mert elimi tuttu.
"beni sevmesini istediğim de sevmek istediğim tek kişi sensin."
elimi geri çektim.
"bunca yıl onu bekledikten sonra onu bırakmalı mıyım?"
"evet. hep onu bekledin. belki de bu bir takıntıydı. "
sertçe ayağa kalktım.
"ne dediğini sanıyorsun sen? ben ne hissettiğimi biliyorum mert. duygularıma karar verebilecek kadar büyüdüm. ona aşıktım ve hala öyleyim. şu an sadece çok sinirliyim."
"Tamam kusura bakma."
"Ben doydum. Hadi serkana gidelim."
"Beraber mi gideceğiz?"
"Tek başıma nasıl gideceğim?"Mert de sofradan kalktı. Vestiyerden anahtarlarını aldı ve serkanın ajansına gittik.
Sekreteri ajansa hiç uğramadığını söyledi. Evine doğru yola çıktık. Telefonumu açtım. Telefon bildirimler yüzünden kitlenmisti.
En çok mesaj Serkan ve Defneden gelmişti.
"Yolu biraz uzatır mısın?"
"Tabii ki."Defneyi aradım.
"MİSLİNA! NEREDESİN SEN KAC GÜNDÜR KALP KRİZİ GEÇİRDİM ÖLÜYORDUM AZ KALSIN. BİR MİLYON TANE MESAJ ATTIM. ÖLDÜN SANDIM. SERKAN NE HALDE BİLİYOR MUSUN? YA BABAN. KİZİM AYLİN CADISI BİLE SENİ SORUP-"
"Defne DUR!"
"DURAMAM! NEREDESİN SEN!"
"Mert'in arabasindayım. Serkanın yanına gideceğim. Şimdi biraz sakin olur musun?"
"Mert mi?"
"Evet."
"MİSLİNA SEN NE YAPIYORSUN!"
"ENİNİN KORUNU YAPIYORUM DEFNE BAĞIRMA ARTIK."
"Akşam eve geç. Gelicem. Hatta sen bize gel. Oofff. Kızım neler oluyor?"
"Çok karışık defne. Her şeyi gelince anlatacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mislina +18
Romance"Serkan abi..." İşaret parmağını dudağıma götürdü. Diğer eliyle boynumu tuttu. Sıkmıyordu. Sadece tutuyordu. "Bana eğer bir kere daha abi dersen ağzını kapatmak için öpmek zorunda kalacağım." Nefesim içime kaçtı. Derin nefesler alıyorduk ikimizde...