İlk kez derin bir gece uykusu çekmiş olmanın tatminiyle yatakta gerinip doğruldum. Aklıma dünün anıları gelince elim dudaklarıma gitti, dokunur dokunmaz sanki yeni yaşanmış gibi aynı elektriklenmeyi hissettim.
Kaya işe gitti mi bilmiyordum ama güzel bir kahvaltı hazırlamak istiyordum. Sucuklu yumurta, domates, peynir, sıcak ekmek herşey çok güzel olmalıydı. Göğüslerimi sarıp evden çıktım, almam gereken herşeyi alıp çabuk çabuk kahvaltıyı hazırladım.
Kaya'yı uyandırmak için odasına girdim, yastığını bacaklarının arasına almış kolu da başının altındaydı.Kollarımı yatağa yaslayıp yüzünü izledim bir süre, sonra burnumu sakallarına sürttüm hafifçe. İnleyip önündeki eliyle kolumu tutup beni kendine çekti. "Canım biraz daha uyuyalım hadi gel " derken beni çoktan kaşık pozisyonuna sokmuştu. Herşey olacağına varır deyip sıcaklığını hissetmek için iyice sokuldum ona. Halimden memnun olsam da kahvaltı soğuyacaktı.
"Kaya sucuklu yumurta yaptım, hadi kalkalım soğumasın" Bana sardığı elini çekip başına attı. Sonra durumu farketmiş olacak ki kaskatı kesildi. Arkamdan hızla kalkıp, yatakta aniden boşalan yere devrilmemi izledi. Ben gülerken o şok olmuş gibi bakıyordu.
"Uykulu halin çok şeker" diyerek piç piç güldüm.Elini uzatınca tutup beni kaldırmasına izin verdim. "Rahatsız hissettirmedim umarım" olumsuz anlamda başımı sallayınca rahatladı biraz. Ben onun yanında gün geçtikçe rahatlıyorken o aksine huzursuz davranışlar sergiliyordu. Benden rahatsız olması fikri kendimi çok kötü hissettirse de modumu düşürmesine izin vermedim.
"Kahvaltı soğuyor hadi çabuk" dedim ve onu lavaboya itekledim. Yüzünü yıkayıp geldiğinde daha ayık gibi görünüyordu. Sofraya oturup sessiz sessiz yemeye başladı, bu hali beni germişti biraz. Elimi dizindeki eline atıp sıkı sıkı tuttum, önce elime sonra gözlerime baktı. "Dün olan şey canını sıktıysa özür dilerim, isteyerek yapmamıştım. Aniden bana döneceğini tahmin edemedim." Elini son bir kez sıkıp bıraktım ve kahvaltıya devam ettim. Valla elime sağlık çok iyi gelmişti, güne mutlu başlamamı sağlardı sucuklu yumurta artık.
"Göksel beni yanlış anladın. Sen bana karşı dürüst olduğun için bende sana karşı dürüst olmak istiyorum. Ben biseksüelim ve bana bu kadar yakın davranman etkilenmeme sebep oluyor. Bazen kendimi zor tutuyorum, sana bir trawma daha yaşatmak istemiyorum.
Ellerini üstümde hissettikçe nefesim kesiliyor, kalp atışlarım çıldırıyor. Yanlış anlama sen istemeden sana asla dokunmam ama beni zorluyorsun. İlk kez bu kadar büyük bir heyecan yaşadım dün, sen bana evini açtın, karnımı doyurdun, aile oldun bana resmen. Güvenini boşa çıkarmak istemiyorum." Vayyy Kaya biseksüelmiş yaaaa....
O kadar konuşmadan bir tek bunu mu anladın derseniz hayır derim, ayrıca dün sinirlenmemişte. Bir hamlede sarıldım boynuna, kasılan vücudu gevşeyene kadar bozmadım sarılmamı. Bana bu kadar açık olması beni mutlu etmişti, kalbim öyle hızlı atıyordu ki.. Geriye çekilip sandalyeme oturdum, yüzüne bakıp sakince gülümsedim.
Ahhh Kaya benim güzel Sakallım... ben senin tüm yaralarına merhem olmak istiyorum artık. "Sen benim güvenimi boşa çıkarmazsın merak etme, ben senin ailen, sırdaşın olurum. Hiçbir konuyu kendine dert etme, benimle konuş çözelim. O iğrenç olay başıma geldikten sonra, hayattaki tek mottom 'HERŞEY OLACAĞINA VARIR' lafı oldu ve bu son derece doğru. Bazen herşeyi mükemmel yapsanda olumlu olmaz sonuçlar. Bazen boşverirsin ve önüne açılır tüm kapılar."
Elimi omzuna atıp kalktım sofradan. Makineyi ayarlayıp kahve yaptım bize, balkonda oturup içtik bakışarak. Sanki şuan biraz daha rahattı, diken üstünde gibi oturmuyor gayet rahat görünen bir şekilde sağ ayağının bileğini sol dizine koymuş, kalçası da biraz aşağı kaymıştı. Zihnimden kendimle dalga geçerken yine benim filtreler bozuldu ve "Akşama ne yemek yapayım kocacım?" Dedim gülerek. Aniden bana dönünce güldüğümü görüp şakamı anladı, ama yüzündeki ilk şok görülmeye değerdi.
Gülümseyerek kafasını umutsuz vakaymışım gibi iki yana sallayıp kısık sesli bir kahkaha attı. Gülüşün ömrümü uzatır be Sakallım. İçimden kendime 'yavşama,yavşama' diyerek kahveme döndüm. Kahve fincanıma fal kapatıp sehpaya koydum. Telefonumdaki uygulamaya yollayacaktım bir süre sonra.
Fincan soğuyunca açıp direk fotosunu çektim, fincanın dibinde sıyrılan telvelerden oluşan kocaman kalp yüzümü güldürdü. Uygulamaya falı yollayıp beklemeye başladım, bu arada dünden kalan pastadan yiyorduk Sakallım beyefendiyle..
Bildirim gelince okumaya başladım, yok şu vakitte kısmet varmış, yok eskilerden kötü enerjisi olan biriyle sonu kötü biten bir münakaşa olacakmış bilmem ne..
Ya geç bunları aşk yok mu aşk.. diye diye okurken 'fincanınızın dibinde büyük ve kesin hatlara sahip bir kalp çıkmış. Bu kalp sizin için gelecek demek olacak yada geleceğiniz için önemli birisi olacak. Bu kalpteki hisler 3 vakte kadar yeşerip ellerinizde çiçek açacak.' Yazılanları okurken aklımda hep Kaya vardı, elinde dün gelirken getirdiği gazete vardı. Benim kalbim çiçek açmıştı çoktan, peki onun kalbi gerçekten 3 vakte kadar çiçek açabilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıkkın Ve Umutsuz - Gay
Short StoryBiri hayatta yaşadıklarından bıkmış diğeri ailesi tarafından reddedilip umutsuz kalmış iki adam karşılaşırsa... Dikkat homofobikler giremez..