Bebeklerimiz Ertuğrul Han ve Alparslan Kağan ile birlikte ilk kez seyehate çıkıyorduk, bebeklerimiz yaşını yeni doldurmuştu. Artık paytak paytak yürüyüp çoğu şeyi yiyebiliyorlardı. Kafamız daha rahat olduğu için birlikte ufak bir tatil yapalım demiştik.
Gittiğimiz yer deniz kenarında, müstakil havuzlu evlere sahip bir cennetti. Havası, kumsalı, insanları herşey insanı huzurla dolduruyordu. Ailecek ilk kez tatil yapıyorduk, geçen zamanlarda bir çok sorun atlatsak ta, Kaya sağolsun, şu an o kadar mutluyduk ki...
Valizlerimizi alıp bu güzel eve yerleştik, iki hafta burada kalacaktık. Saçlarım artık sırtıma kadar uzamıştı, uzadıkça kıvırcıklığı arttığı için genelde topluyordum. Üstüme bir şort geçirip ip askılı bir badi giydim. Emzirmekten iyice büyüyen göğüslerim bomba gibi duruyordu böyle badilerde.
İki elden eşyaları yerleştirirken bebişlerimiz de etrafı keşfediyorlardı. Arada gelip emmek için mıkırdanan Alparslan'ı kucağıma aldım kıyamayarak, Kaya hemen Ertuğrul'u alıp oturdu koltuğa. Yoksa diğer göğsümü de o emmek istiyordu, ama büyüdükleri için kucağıma sığmıyordu ikisi.
Her zaman yaptığım gibi bebeğim emerken minik parmaklarını tek tek öptüm defalarca, çok geçmeden uyuyakalmıştı minik obur.
Ertuğrul kucağıma gelince diğer göğsümü de ona verdim, Kaya Alparslan'ı beşiğe yatırıp yanıma geldi. Saçlarımı okşayıp boştaki elimi tutup minik minik öpmeye başladı. Vücudum eşime anında tepki veriyordu, yıllar geçse de etkisi azalmak yerine artıyordu. Sakalları parmak uçlarıma dokununca dudaklarımı ısırdım, nefesim kesik kesikti. Kucağımda uyuyan bebeğimle ayağa kalkınca Kaya da benimle kalktı. Uyuyan miniğimi yavaşça beşiğe bıraktım.
Şortumdan belli olan aletime elini atınca kendimi eline ittim, dudaklarımız hızla birbirine kapandı. Yeni bir yerde sevişmenin heyecanı kanımızı kaynatıyordu, ellerimiz vücudumuzu hoyratça okşuyor, bedenlerimiz birbirine sürtünüyordu.
"Alt mı, üst mü?" Kulağıma fısıldadığı şeyle yutkunup boynunu yaladım. Biraz emdikten sonra bende aynı şekilde fısıldadım.
"Önce üst, sonra alt" Bakışları kararırken elleri beni daha sert okşuyordu, sadece şortumla çamaşırımı indirip bir elini kalçama atıp diğer elini tekrar aletime atıp hızlandı. Vücudumu öpüp emerek aşağılara iniyordu. Önce sakallarını hissettim hassas olan baş kısmında, sonra ıslak ve sıcak dili dokundu. Beni boydan boya yalarken artık sadece nefes nefese inliyordum.
Kafasını tutup ağzına tamamen alması için yönlendirdim, boğazına kadar alırken dudaklarının kenarından salyası sızıyordu. O kadar enfes görünüyordu ki, dizlerinin üstünde ağzında aletim, eli kalçamı okşayıp hafifçe deliğime bastırırken öbür eli kadınlığıma gitti. Seslice bir 'ahhh' diyerek kendimi tekrar ağzına ittim, fazla derine girdiğim için öğürse de hemen toparladı.
Elimi ufak çantama atıp kayganlaştırıcıyı çıkarttım, Kaya bunu fark edince son kez boğazına kadar alıp salyalarıyla ıslanmış aletimi ağzından çıkartıp yatağa domaldı. Pantolonunun önü açıktı, hızla kalçalarından çamaşırıyla birlikte sıyırdım. Tertemiz hale getirdiği vücudu önümde benim için hazırdı, kremi elime döküp deliğine yaydım. Artık alıştığı için anında iki parmağımı içine yolladım, gözlerini kapatıp biraz daha eğildi. Hızla parmaklayıp onu genişletirken bu sefer inleyen benim sakallımdı.
Parmaklarımı çıkartıp kendimi içine milim milim ittim, arada kasılınca bekliyordum. Alıştıkça hızlanan hareketlerim ıslak sesler çıkartıyordu. Ben iyice coşup kendimi içine bırakınca beni tek hamlede altına aldı. Nazikçe ama her seferinde daha sesli inletecek şekilde kendini içime itiyordu.
Artık sona yaklaştığını bozulan ritminden anlayıp elimi sakallarına attım. Parmak uçlarımdan vücuduma yayılan kıvılcımla içimdeki gidip gelen kalınlığın verdiği haz birleşince peşpeşe orgazm olmaya başladım. Benim kasılmalarımı aletinde hisseden Kaya kendini son kez içime itip yüksek sesle inleyerek boşaldı.
Buraya gelmemizin asıl sebebi bir sürprizdi, bu akşam güzel bir restorantta yer ayırtmıştım. Bütün hazırlıklar tamamdı.
Evde kalmak isteyen Kaya'yı ince ince yönlendirerek buraya gelmesini sağlamıştım. Herşey istediğim gibiydi, mükemmel bir sadelik hakimdi mekana.
Yemek siparişlerimiz alındıktan bir süre sonra elinde bir tepsiyle garson geldi. İkizler bebek sandalyelerinde etrafa gülücükler saçarken tepsideki üstü kapaklı tabağı denizi izleyen Kaya'nın önüne bıraktı.
Kaya oldukça şaşırmış görünüyordu, bir garsona bir bana bakıyor, olanlara anlam vermeye çalışıyordu. Sonunda kapağı açınca gözleri büyüdü, bana dikkatle bakıp ciddi miyim diye incelerken benim gözlerim dolmuştu.
Geçen sefer ki gibi tepki vermemesini umarak gülümsedim, eline aldığı ultrason kağıdını incelerken dudaklarını ısırıyordu. Tek hamlede ayağa kalkıp elinde kağıtla kapıya doğru koştu, sonra geri masaya gelirken bağırmaya başladı.
"Allah beeee, Allah beee, ulan bir kez daha baba oluyorummmm.... Allahhhhh.." koşup elimi ağzına kapattığım gibi beni kollarına aldı.
Mekandaki insanlar hem gülüp hem alkışlarken dudaklarımı öpüp duruyordu. Bir kez daha öpüp masaya yöneltti beni, bebişlerimiz hala bebek sandalyelerinden bize uzanıyorlardı. Ellerine biberonlarını verip masaya gelen yemeğimize oturduk.
Bu cennet parçasının her karışını gezip, iyice dinlendikten sonra evimizin yolunu tuttuk. İki hafta göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti, yolculuk boyunca Kaya sürekli elimi tutup öpüyordu. Mutluluktan gözleri parlayan bu adamı bir ömür sevebilirdim. Sonuçta birbirimizin parmaklarına yüzüklerimizi takarken de 'bir ömür' demiştik.
BİR ÖMÜR BOYU AZALMAYAN, AKSİNE HER GEÇEN GÜN ARTAN SEVGİ, ŞEFKAT VE HUZURLA.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıkkın Ve Umutsuz - Gay
Short StoryBiri hayatta yaşadıklarından bıkmış diğeri ailesi tarafından reddedilip umutsuz kalmış iki adam karşılaşırsa... Dikkat homofobikler giremez..