2. Bölüm

303 32 77
                                    

Satır arası yorumlarınızı ,başladığınız tarih ve saati yazmayı unutmayınız.

Bölüm şarkısını açıp da okumaya başlayın...

İlahi bakış açısı 🌼

Fatih umaya Kırlangıç dövmesini yaptırdığı macerasını sormuştu . Umaysa cevap olarak sustu. Bu konuyu şuan burda onun gözünün önünde anlatamazdı .gerçi o vücudunda kırlangıç dövmesi olduğunu bile bilmiyordu da neyse .
Araya bu defada İzel atladı "ya ama kuşum neden vücudunda ne güzel kırlangıç dövmesi var ,gerçi hikayesi daha güzel ama neyse işte anlat azıcık keyfimiz yerine gelsin " demez mi ? Umay bir kez daha anladı bu kız tam fati fatinin karısı olacak kız ,onlar aralarında konuşa dursun ,Alparslan Cihangir de beyninin içinde düşüncelere dalsın ,Alparslan içinden tekrarladı "kırlangıç kırlangıç benim umudum olan kırlangıç " bu ismi ona söyleyen oydu şimdiyse bir yabancı gibi yıllar önce yaptığı dövmeyi bile başkalarından öğreniyor ,lanet etti kendine Alparslan ,neden yaptım neden diye diye düşünceleriyle bir dövüşe girdi .gerçi neden yaptığı da gayet ortadaydı salaklığından, o gün o olaydan sonra kırlangıcı ondan dönmemek üzere gitti ,ardından babasının şahadet haberini gördü Alparslan televizyonlardan ,ulaşamadı ona yapamadı ,zor zamanında yanında olamadı ,bir kez daha kendine lanet etti , daha verdiği sözü tutamadı , o eli nasıl tutsun ki .
Alparslan düşündü düşündü kırlangıcı'nın güzelliği,yıllardır unutma çabalarını ya şimdi karşına asker olarak çıkması .ah o üniforma ne kadar da yakışıyor ona ,böyle giderse kafayı yiyecekti Alparslan Cihangir . yüzbaşı kürşat ile durum değerlendirmesine başladı .Umay ise düşüncelere dalmış helikopterden göğün güzelliğine dalmış haldeyken bile üzerinde olan bakışların farkındaydı ,o bakışların sahibinin kim olduğunun farkında olduğu gibi Alparslan ,kürşat yüzbaşıyla
Konuşurken bile gözlerini umaydan çekmiyor .fatihin gözünden kaçmayan bu detay ortaya bomba gibi bir soruyla döndü ,'siz tanışıyor musunuz ?' diye sormasıyla etrafta bir sessizlik oluştu .Umay başını kaldırıp karşısında ki orman gözlü adama baktı .sahi onu tanıyor muydu ?o tanıdığı Alparslan Cihangir miydi ?kimdi şuan karşısında ki kişi ,Alparslan sessiz kalıp umayın ne cevap vereceğini beklerken ,Umay konuştu . "Tanıdığın her insanda ,tanımadığın bir insan gizlidir " Dedi .Alparslan ise söylenilen kelimeyi düşünüyordu , unuttu mu beni diye ,gerçekten beni tanımadığını mı iddia ediyor diye .
Böyle böyle derken ... Helikopter komutanlığın bahçesine iniş yaptı . Herkes teker teker inerken sona Alparslan ve Umay kaldı, Umay alparslana bakmadan helikopterden inmeye çalışırken ,Alparslan umayın kolunu tuttu ve "beni unuttun mu?" diye sordu .Umay alparslanın gözlerine baktı bir süre ve konuştu ."sen hatırlanmaya layık bir insan mısın ki seni unutmayayım." Ve ekledi "Gitmek sadece bir eylemdir. Unutmak ise kocaman bir devrim." Sen gitmekle eylem yaparsan ,bende unutmakla devrim yaparım.diyip alparslanı ardından bırakıp hangara yürüdü.ekip hepsi orda muhimmatlarını bırakırken ,umayda onlara katıldı daha sonra herkes yemeğe geçti .Alparslan Cihangir ve kürşat yüzbaşı ise albayın odasında olayla ilgili konuşmaktaydılar ,daha sonra onlarda yemekhaneye geçtiler .Kalkan timi masasına kurulmuş komutanlarını bekliyorlardı ,kapının girişinde görünen kişiyle Umay içinden bir of çekti ,bu adam hala neden burda diye düşündü .neden hala burada gitsin diye düşündü ,aklı git derken kalbi kal diye bas bas bağırıyordu.
Kalkan timinin masasına yerleşen komutanlarla kadro tamamlandı .yapılan duadan sonra albayın afiyet olsun demesiyle yemeğe başladı herkes ,yemekte makarna vardı makarnanın yanında yoğurt ,Alparslan çok severdi yoğurtla makarnayı bir birine karıştırıp yemeyi ,Umay ise ikisini bir arada asla yemezdi , yıllar umayda çok şey aldı ve çok şey değişti .umayın yoğurtla makarnayı iç içe koyduğunu gören alparslan şok içerisinde umaya baktı ama nasıl dedi o sevmezdi .farkında olmadan bunu sesli dile getirdi .bunu çok sonradan ona dönen bakışlardan sonra anladı ve açıklama gereği duymadan yemeğine döndü .umaysa söylenilenleri duymamazlıktan geldi ,onun duymadığını düşünen Alparslan eğer umayın söylediği son şeyi duymasaydı gerçekten onun duymadığını düşünürdü . "Düşüncenizi değiştirdiğinizde, eylemlerinizi değiştirirsiniz; eyleminizi değiştirdiğinizde, geleceğinizi değiştirirsiniz." İşte her şey bu kelimeydi Umay için eğer değişirse ,geleceği de değişir düşüncesiyleydi .o yüzden bazı şeyler değişti.umayın gidişiyle fatih peşine takıldı artık her şeyi öğrenme vakti idi . Fatih'in de gidişiyle izel de onun peşine takıldı .alparslansa masada derin düşüncelere dalmıştı.fatih umayı dışarda bir bankta Ayyıldız bayrağa bakarak sigara içerken buldu.fatih durumun görünenden daha da fazla olduğunu anladı çünkü badisi kolay kolay sigara içmezdi bir babasının ölüm yıl dönümünde içerdi ,bir de şimdi .Umay derin düşünceler içerisindeyken Fatih'in geldiğini bile farketmedi . Fatih banka umayın yanına çöktü .Fatih'in arkasindan gelen izel de umayın diğer yanına çöktü . Umay anladı konuşmanın zamanı gelmişti ,gelmişti de onca şeyi içine zor sığdırmışken , zor toparlamışken şimdi nasıl dökülecekti o sözcükler . Gözleri Albayrak da başladı anlatmaya ,içi yanıyordu ,artık dökülecekti sözcükler .
Gelemeyeceğini bile bile bekledim ben onu yıllarca, hayatımın merkeziydi, kırlangıcı kırlangıç yapan oydu ,hatta kırlangıcı o var etti.benim benliğim onunla ortaya çıktı, sevdim . Bir insan oğlu ne kadar güzel ne kadar sevebilirse ,o kadar güzel ve o kadar çok sevdim ,bana hep kırlangıç derdi meğerse umud etmekmis kırlangıç,o dövmeyi yaptığımın ertesi günü ne olduğunu anlamadım. Geçti karşıma ben başkasını seviyorum ,seni hiç sevmedim ,saçlarını okşadıktan sonra bile ellerimi on defa yıkardım,sen zavallının tekisin ,artık uzak dur benden ,çık git hayatımdan dedi .bişey diyemedim şok oldum o an ,duyduklarıma inanamadım.icimden Neden dedim neden ,ama dilimden tek kelime dökülmedi ,beynimle kalbim savaş içindeyken ,dilim lal olmuştu .döndü "bir şey demeyeceksen gidiyorum" dedi .
Gelmemiş birine" gel "demek, dilsize "konuş " demek gibiydi .
Sustum ve tarih hiç gelmemiş birinin gidişine şahit oldu .
Bir kız neden saçlarını keser bilir misiniz ?çünkü o kişinin hatıralarını , anılarını,izlerini silmek için ve ben onun izi olan her şeyi yok ettim o gün ,buna saçlarımdan başladım .saçlarımı sıfıra vurdum . sadece onun değil babamın da sevdiği o güzel saçlarımı sıfıra vurdum .babamın hatırası olan son şeyi ben kendi ellerimle yok ettim.babam o gün şehit oldu .ben o gün 20 Eylül 2009 yılında hayatımda değer verdiğim iki kişiyi toprağa gömdüm ve Şırnakdan memleketimiz adanaya taşındık. Bir daha ne onu gördüm ne de haber aldım . En son İstanbul'a gittiğini duydum . Aramızda 925,3 kilometre vardı .düştüğümde yanımda yoktu .ne üzgünüm , ne de kırgınım.yorgunum sadece .kendime bile tahammül edemezken ,nasıl katlanayım hayatında varmışım gibi davranan ama hayatında olmadığım insanlara.
Ses veriyordum içimden ,siz duyar mısınız bilmeden.sessizligim sanki derdime çare, kalmışım kendi kendime.bir kedim vardı belki beni o anlardı .ben demiştim der gibi.bana üzgün bakardı.Delirdim mı dersin dinlenmeyeceğimi bildiğim halde ben yine bekliyorum.Belki boşa bekliyorum.
Yaşamanın umut olduğu gibi ben yine deliriyorum.
Derin bir nefes daha çekti sigarasından Umay ,belkide farkında değildi ,ama onu dinleyen sadece fatihle ,İzel değildi kürşat ,Oğuzhan,hatta Alparslan bile sessizce konuşulanları dinliyordu.nerden farkına varsın ki derin düşüncelerdeyken ,aklı apayrı yerdeyken ,gülümsedi sadece Umay, her şeye rağmen gülümsedi ,Alparslan Cihangir ise o gülüşle yeniden doğdu .İzel umaya döndü "Gülümseyerek can veriyorsun güzel kızım yapma " dedi .fatih sadece dinledi ağzından tek kelime çıkmadı .kürşat yüzbaşı konuştu ah be Umay herkesin bir hikayesi vardır ama kırlangıcın hikayesini böyle beklemezdim , .unutmamak sadece seni üzer be kızım yapma dedi "bizde unutmuş gibi yaparız albayım,kırılmamış gibi , ağlamamış gibi ." Bu da umayın son sozleriydi kafasıni kaldırdı etrafına baktı , herkesin yüzünde gezdirdi gözlerini .kürşat yüzbaşı,Oğuzhan,fatih ve İzel . Alparslan Cihangiri görmedi .o bir köşede sessiz sedasız dinliyordu onları ,kimsenin ondan haberi yoktu .dinledi ,dinledi her dinlediğinde biraz daha nefret etti kendinden ,ve birkez daha anladı asıl kaybeden Umay değil oydu.
Bir takvimin en güzel sayfalarıda böyle döküldü.

Ve 2. Bölüm de bitti .

Duygu ve düşüncelerinizi yazmayı unutmayın .

Kitaba başladığınız tarih ve saati de yazmayı unutmayınız.

Sağlıcakla kalınnn.

1164 kelime...

KIRLANGICIN GÖLGESİ (ASKERİ) KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin