Bu olamazdı. Hayır hamile olamazdım. Bu durumda asla istemiyordum bu çocuğu aldıracaktım.
- "Ben bu çocuğu istemiyorum aldıracağım"Fatih'ten...
"Ne ? Aldırmak mı hayır Miray hayır. Ben, bu çocuğu istiyorum !"
Bu nasıl olurdu ? Nasıl aldırmak, onu öldürmek isteyebilirdi ? Bizim aşkımıza sevgimize ne oldu ? Biz iyi günde kötü günde dememiş miydik bu nasıl bir şeydi.Miray'dan...
- "Sen istesen kaç yazar Fatih bey ? Sizin varmış zaten bir tane kızınız alın bakın ben bu çocuğu i-t-e-m-i-y-o-r-u-m" oldukça sert konuşmuştum ama hak etmişti.
F: "Sen, sen bu kadar kötü bir insan olamazsın Miray ? Sen bu kadar acımasızlaşamassın !"
Bu ne saçmalıyordu ? Ben mi kötü biriyim ?
- "Asıl sen kendine bak bee ! Ben mi kötüyüm sen nesin ! Sahtekar !"
F: "Sahtekar ha ! Ne halin varsa gör ben gidiyorum ! O çocuğu da doğuracaksın ! Yetki vermediğim sürece hiçbir şey yapamazsın !"
Bu bana ne diyordu ? Gidiyor muydu ? Aman giderse gitsin, gitsin sevgilisine çocuğunun annesine !
- "Git git biricik sevgiline çocuğunun annesine git !"
F: "Miray ! Banu ölmüş ! Hem ben seni tanıdıktan sonra tüm insanları öldürdüm. Benim için sadece sen varsın. Ama yeter artık anla ben sadece seni seviyorum. Ben sadece sana aşkla baktım. Hatalarım da yanımda olmayacaksan bu evlilik bir hiçmiş Miray. Evet ben gidiyorum ama bana muhtaç olan kızıma gidiyorum. Ama eğer birgün anlarsan hata yaptığını benim suçsuz olduğumu gel o zaman ikimiz birlikte o masum çocuğa sahip çıkalım. Son sözüm ise o çocuğu doğuracaksın ben bakarım sen merak etme..."
Nere yaa ? Ne bu atar ? Hayırdır nere gidiyon sen, ben izin verdim mi ? Fatih tam kapıyı açmış adım atıyordu ki
- "Hayırdır ? Nere sen ? Beni burada tek bırakıp nere gidiyon ?"
F: "Efendim anlamadım ?" Oyy canım kocacım nasıl da şaşırdı.
- "Gel buraya sıpa, ben senden vazgeçer miyim hiç. Tabi ki doğuracağım bu bizim, ikimizin varlığı"Fatih'ten...
Sevgilim Miray'ım, nasılda mutlu etti beni. Hem karımla, hem kızımla, hemde Miray'ımdan çocuğumuzla birlikte olacaktık. Ama gerçek olan ise ciddi bir sorun vardı adını bile bilmediğim kızımla uyumumuz nasıl olacaktı ?*DİĞER GÜNÜN ÖĞLENİ*
Fatih'ten...
Avukatım Murat Bey'in yardımı ile öncelikle Banu'nun avukatıyla konuşmaya gidiyorduk. Miray'dan ses çıkmıyordu aslında korkuyordum evet Miray'ım yanımda ama kızım beni, bizi nasıl karşılayacaktı. Sonunda Banu'nun evine geldik kapı da bizi Murat bey ve 2 adam karşıladı. Selamlaştıktan sonra bir odaya geçtik Miray hiç ekimi bırakmıyordu kuzum benim. Banu'nun avukatı olduğunu öğrendiğim adamla selamlaştık ve oturduk.
B Av: "Fatih bey, Banu hanımın bana verdiği talimat sonucu vasiyetini okumak istiyorum. Bir de size ve kızınıza birer adet mektup yazmış"
"Tabi Ahmet bey, buyrun okuyun da kızımla ne zaman tanışacağım ?"
B Av: "Vasiyeti ve mektupları okuyabilirsem elbet tanışacaksınız"
"Tabi buyrun"❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇
VASİYETNAME :
- ÖLÜMÜM HALİNDE, DENİZ HOLDİNG DE BULUNAN %75'LİK PAYIMIN TAMAMINI KIZIM BEREN DENİZ'E VE GENE TÜM VARLIĞIMI KIZIMA BIRAKIYORUM. 18 YAŞINA GELİNCEYE KADAR TEK BİR KURUŞA DOKUNULMAYACAK GEREKLİ TÜM İŞLERİ AVUKATIM AHMET BEY HALLEDECEKTİR.❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇❇
FATİH SARAÇLI'YA :
- Fatih, biliyorum bana fazlasıyla kızgınsın ama bilmiyorum korktum kızıma yardım etmezsin onu sevmez, istemezsin diye düşündüm. Biliyorum belki saçma düşüncelerdi ama korktum Fatih, kızımı üzmenden korktum. Şimdi ise zamanı geldi ben öleceğim Fatih. Senden belki bir şey istemeye hakkım olmasa da lütfen beni kırma kızıma sahip çık. O'na "Ben geldim kızım" de. O bilir anlar, benim prensesim asla kızmaz sana. Fatih kızıma benim yokluğumu hissettirme lütfen. Her akşam 9 da sütünü içer, 9 buçukta da uyur sakın saatlerini karıştırma. Onun dinlenmeye ihtiyacı var. O benim minik kızım. Bu dünya dan göçerken biliyorum ki gözlerim açık gitmeyeceğim. Çünkü benim kızımın arkasında da kapı gibi 'BABASI' var...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı FaMir
Romantizm...Fatih ve Miray'ın aşk dolu hayatları, heyecanları kısaca fazlasıyla aşk dolu... ..."Miray hazırdı anne olacaktı, Fatih ise yıllar sonra öğrendiği kızı için ne yapacaktı ? Peki ya şimdi ne olacak ? FaMir aşkı bir bebekle daha kuvvetleneceği yerde...