Beynim kesinlikle yerinde değildi ve ben bundan gayet memnuniyet duyuyordum. Hayatımda en çok olmasını istediğim anda gibiydim. Hiçbir şeyi kafama takmadan aklıma eseni yapıyor ve kesinlikle kaygıyı unutmuş durumdaydım.
Her ne kadar eğlenceli ve takmıyor gibi görünsem de kaygısız bir öğrencinin gerçekten öğrenci olduğunu düşünmüyordum. Gelecek kaygım, sınav kaygım ve daha bir çok strese sebep olan olaylar etrafımda dönerken bu biraz da zordu.
Kaygısız insanlarda olurdu elbet. Fakat kaygının her insanın bir noktasında karşısına çıkacağına adım kadar emindim.
Elimdeki bira dolu bardağı kafama dikerken Jungkook beni durdurmaya çalışıyordu. Lakin sadece çalışıyordu. Sanırım ben fena maymun olmuştum.
Daha az önce bira bardağına yönelmeden masaların üzerinde deli gibi dans ediyordum. Öyle ki başım dönüyor lakin kafamın gitmiş olmasına kesinlikle yormuyordum bu sonucu. Ta ki son yaptığım harekete, bana arabasının anahtarını veren şahsı görüp üzerine atlayana kadar.
Çocuk bir anda beni belimden yakalayınca o da neye uğradığına şaşırmış gibiydi. Bana verdiği ve verdiği andan beri avucumun içinden ayırmadığım anahtarı havaya kaldırarak sallamış ve gözüne sokmaya çalışmıştım. Sokmaktan kastım mecazi anlamdaydı tabi ki.
Adını bilmediğim idol benzeri çocuk gülerek kollarındaki beni ters istikamete çevirerek yürümeye başlamıştı. Bir şeyler fısıldıyordu kulağıma ama onu müzikten dolayı duyamıyor ve sırıtmaya devam edip ayaklarımı çırpıyordum. O sıralarda mutluluğumun sebebini kesinlikle bilmiyordum.
Tam bar kapısının çıkışına geldiğimiz sıra Jungkook küfürler savurarak uçan yumruklarını idol çocuğun üzerinde konuştururken kendimi bir anda onun kucağında bulmuştum. Nasıl oldu, ne oldu hiç anlamadan tekrardan oturduğumuz masaya geldiğimizde ise bana hararetli bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ve sinir küpüne dönmüş gibiydi. Bense onu hiçbir şekilde duymayıp takmayarak ve omuz silkerek önündeki bira bardağını kaptığım gibi içmeye başlamıştım.
Bu tavırlarımdan sonra bana tekmeyi basıp çekip gitse hak ettim derdim ama yapmasındı.
Bira bardağını elimden aldığı gibi belimden kavramış ve beni kendisine doğru çekmişti. Vücutlarımız birbiri ile temas içindeyken gözlerimi gözlerine dikmiş fakat kaymalarına engel olamayarak onun suratını netlemeye çalışıyordum. Gözlerim bana ihanet eder gibi netlememekte ısrarcıydı sanki. Kulağıma yaklaştı.
"Bu kadar yeterli bence. Fazla bile ilk deneyen biri için. Eve gidelim."
Geri çekildi ve suratıma bakarak tepkimi ölçmeye çalıştı. Ne kadar güzel bakıyordu o öyle. Çoğu kişinin ona hasta olmasını şimdi daha iyi anlayabiliyordum.
Kafamın içinde depremler oluyor gibi başım dönüyordu fakat buna rağmen kafamı sallayarak dediği şeyi onayladığımı bildirmek istedim.
"Gidelim."
Savsak bir şekilde kurduğum cümleyle belimdeki elini daha da sıkılaştırırken gülümseyerek bana göz kırptı ve çıkışa doğru ilerlemeye başladık. Çıkıştaki güvenlikle bir şeyler konuşmasının ardından valenin getirmiş olduğu aracına doğru beni yönlendirdi ve ön yolcu koltuğuna bindirerek kendisi de şoför koltuğuna yerleşti.
Arabayı çalıştırmadan önce derin bir iç çekerek bana döndü.
"Miden bulanıyor mu?"
Kafamı aşağı yukarı sallayarak "Evet."
"Kusmak ister misin?"
"İstesem de nasıl yapayım onu?" diyerek yüksek sesli bir kahkaha patlattığımda Jungkook da sırıtmış ve önüne dönmüştü.
"Anladım sen beni epey yoracaksın?"
Kurduğu cümleyle gülüşüm bir anda kesildi ve hızla kafamı ona çevirdim. O da şaşkınca bana bakıyordu. "Ne oldu?" diye sordu. "Sizinle yatmayacağım."
"Ben onu kastetmedim zaten." Ve yüksek kahkahası arabanın içinde yankılanmaya başladı. Utanarak kafamı cama çevirdiğimde yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim. Keşke yer yarılsaydı da içine girebilseydim. Rezil olmadığım tek bir günüm olamayacak mıydı benim?
...
Araba evimin önünde durduğunda aralık olan gözlerimle onu süzme işimi keserek kemeri çözdüm ve arabanın kapısını açtım. Jungkook arabadan hızla inerek açmış olduğum kapıyı daha da aralayarak beni kollarının arasına almış ve eve doğru taşımaya başlamıştı. İtiraz edecek durumda değildim ve her an gözlerim kapanabilirdi. Alkol beynime fena çarpmış olmalıydı.
Evimin kapısı açıldı, odama getirildim ve yatağıma yatırıldım. Bunları nasıl yaptığının bilincine bile varamazken üzerimi örten Jungkook Hocamın ellerinden tutarak onu durdurdum ve "Çok sıcak." diye mırıldandım.
Üzerime örttüğü örtüyü geri açarken mırıldanıyordu fakat ne dediğini algılayamıyordum. Işığım kapandığında odamdan çıkacak olduğunu anladım ve çıkmadan evvel kısık bir sesle konuştum.
"Hocam, aslında matematik sınavını teste çevirmeseniz bile çok iyi kopya verebiliyorum ben."
Yüzümdeki koca sırıtışla kendimi karanlığa bıraktım.
------
Zonklayan başımla yatakta doğruldum ve etrafıma bakınmaya başladım. Görüş alanımı netleyemiyordum. O tanıdık hocamın kokusu her yeri sarmıştı. Görüntü daha da netleştiğinde odamda olmadığımı fark etmem bir olmuştu. İşin garip tarafı ise tam yattığım yatağın yan tarafında yatan kişi Jeon Jungkoook'tu.
______
Bölüm sonu :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
x or y | texting
Fanfictionlisa: beni öptünüz jungkook: Beni tahrik etmeseydin. ______ -Lisa & Jungkook- #lizkook 1 - 070822 #taennie 1 - 130822 #liskook 1 - 060922 #lalisa 1 - 090223 #blackpink 1 - 230323 190522 ©2022 | purqlepie