"Lilith , bize inanıyor musun? " Jungkook cevap beklerken Taehyung'un umrunda değildi bu kız. Lilith önce düşünmüş sonra " Tamam inanıyorum. Ancak sen nasıl onu yanında tuta biliyorsun korkmadan? " diye sormuştu. Taehyung kıza yaklaşırken Jungkook izin vermemiş ona arkadan sarılarak tutmuştu. "Sana ne manyak kız? Jungkook seni inandırmam zor oldu birde bu kızmı çıktı başıma şimdi? " Huysuzca şikayetlenip ellerinden kurtulmuştu.
"Demek Jungkook'u kandırdın" Lilith hayretle söylemişti. Taehyung sinirle ona koşarken Jungkook yeniden tutmuştu onu. "Seni gerçekten öldüreceğim" Lilith gülmüş ve bir adım geri gitmişti. Jungkook Taehyung'u zorda olsa tutmaya devam ederken " Bak Lilith, o beni kandırmadı. Ona inanıyorum. Senden ricam bana onu kurtarmakta yardım etmen. Eğer ormanda yalnız kalmak istemeyip bize katılacaksansa inanmalısın ona" Elleri arasında çırpınan Taehyung " Ona ihtiyacım yok"demişti. "Taehyung yeter artık lütfen " demiş ve Jungkook onu bırakmıştı. Lilith'e yaklaşmış " Bizimle misin? " diye sormuştu.
Lilith Taehyung'a bakmıştı. Sonra başını sallamış ve " Evet. Sizinleyim "demişti. Sonrasında Taehyung'a yaklaşmıştı. Taehyung şaşkınca onu izlerken birden yanaklarını sıkmaya başlamıştı. " Çok tatlı ama bu. Az önce de yaşlı teyzeler gibi sinirleniyordu"demiş ve gülmüştü. Jungkook da gülerken bundan haz etmeyen tek Taehyung'du. "B-bırak manyak! Peluş oyuncakmıyım ben? "
Gece olduğunda yolun yarısını kat etmiştiler. Şimdiyse Jungkook'un yaktığı ateşin etrafında oturuyordular. "Senin adın neden Lilith? " Jungkook'un sorusuyla Lilith cevap vermişti. "Annem hep cesaretli bir oğlu olsun istemiş. Ancak kız olmuş. Sonra adımı birzamanlar kendi hakkını koruyub cennetten atılan Lilith'e hitaben koymuş. O bu hikayeni çok severmiş ve bu yüzden kızının onun gibi olmasını istemiş" Jungkook hayretle gülümseyip ayağa kalkmıştı. "Ben biraz daha odun getireyim " Lilith onu onaylamıştı.
Jungkook gittikten sonra Taehyung'a bakmıştı. Biraz yanına yaklaştı ancak Taehyung inatla ona bakmıyordu. "Özür dilerim. Galiba seninle eğleneyim derken fazla ireli gitmişim " Taehyung hala ona bakmazken Lilith sinirlenip yüzünü kendine çevirmişti. "Özür diledim ama " Taehyung geri çekilmiş ve " Tamam "demişti. " Hey, senin hikayen gerçekten üzücü . Bunlara katlanmağa her kesin gücü yetmez. " Taehyung alayıcı şekilde gülmüş " Bana acıdınmı? " demişti. Lilith yüzünü ormana çevirirken aniden Taehyung 'un nefesi kesilmişti. Ellerini kalbine götürürken yere yığılmıştı. Lilith korkuyla ayağa kalkmıştı. Taehyung'un gözleri sarıya dönerken garip sesler çıkarmaya başlamıştı.
"Jungkook'u bul çabuk! " Sesi batarken zar zor bunları söylemişti. Ancak Lilith korkusundan eline bıçağını almış ona yaklaşmıştı. "Yoksa sen " Taehyung başını sallamış " Hayır, yapma "demişti. Jungkook elindeki odunla geri dönerken onların bu halini görmüş ve onlara koşmuştu. Taehyung'un yanında yere çökmüş eline vakit kaybetmeden kitabını almıştı. Sayfaları çevirirken Lilith'in elindeki bıçağı fark etmişti. " Ne yapıyorsun? çekil! " Kızı geri itmiş ve bulduğu sayfadan hızla birşeyler okumaya başlamıştı. Elini Taehyung'un saçlarına götürmüş onları okşarken kelimeleri hızla söylemeye devam etmişti. Sonunda Taehyung kendine gelirken derin bir nefes almış ve korkuyla Jungkook'a bakmıştı. Gözlerindeki korku hiç gitmiyordu. Sonra Lilith'e dönmüş " Aptal, beni öldürmek istiyordun değilmi? " demişti. Kız özürler savuruken Taehyung sinirle ayağa kalkmıştı. Jungkook Lilith'e burda kalmasını söylemiş ve onu takip etmişti.
Oramana girmiş kalın ağaçların birinin arkasına geçmişti. Jungkook hızlıca ona yaklaşmıştı. "İyimisin? " Taehyung başını sallamış " Hayır. Onunla ne diye beni yalnız bıraktın? Az kalsın boğazımı kesmişti "demişti. Jungkook saçlarını okşarken " Özür dilerim. Gerçekten bilemedim "demişti. Taehyung arkasını dönüp ağaça bir yumruk geçirirken yüzünü ağaça gömmüştü. " Hiçkimse. Hiçkimse beni sevmiyor. İnanmıyor. " Jungkook omzundan tutup onu kendine çekmiş ve dudaklarını birleştirmişti. Taehyung şaşkınca önce durmuştu. Jungkook gözlerini onun kilere diktiğinde karşılık vermişti. O gece o ağaçın altında nefessiz kalanadek öpüşmüştüler. Jungkook Taehyung'un dudaklarını kanaya dek bırakmamıştı. Elleri buruk siyah tutamları okşarken Taehyung ağaça yaslanmış elleriyle Jungkook'a sıkıca tutunmuştu. Ayrıldıklarında Jungkook alnını onunkine yaslamış ve soluklanırken " Ben sana söylemiştim. Yanındayım. Bir daha bunu duymak istemiyorum"demişti. Taehyung nefes alış verişini düzenlerken dudaklarını yalamış ve ona sarılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Devil's eye
ParanormalHerşey kentlilerin yalnış düşünceleriyle başlamış ve şeytanın umudunun bir kentli gençe kalmasıyla bitmişti.