Gözlerini açıp birkaç kez kırpıştırdı. Soğuk zeminden başını kaldırdı. Pencereden süzülen ışık yüzünü aydınlatıyordu. Zindanda olduğunu anlayıp derin nefes alıp verdi. Elindeki zincirleri hiçe sayıp sırtına bakmaya çalıştı. Ne birşey sürmüş nede sarmıştılar yarasını. Neden bu kadar acımasızdılar ?diye düşündü. Oysa yaptıklarının en büyük günahkarları onlardı. Onlar onu dışlamasaydılar. Yalnız bırakmasaydılar böyle olmicaktı. Kapının ardındaki askerlere seslendi. Cevap veren olmadı. Ayağa kalkacak hali yoktu . Bu yüzden sürünsede kapıya yaklaşmaya çalıştı. Zincirlerin elini sıktığı an durdu. Ve birdaha seslendi. "Hiç olmasa yaralarımı sarın. Lütfen. " Askerin ona bağırmasıyla sustu ve az önceki yerine geçti. Ayaklarını kendine çekip sessizce ağlamaya başladı.
Duyduğu sesle irkildi. Siyah gözlü kırmızı varlık ona taraf süzülüyordu. Ondan korkmadı. Çünkü bu onun suç ortağıydı. Gerçek iblisin kendisiydi. Ruha benzer bedeni insan cildine girdiğinde karşısında yere oturdu. "Seni buradan çıkaracağım. Sonra kaldığımız yerden devam edeceğiz" Taehyung şaşkınca dediklerini dinliyordu. "Peki nasıl olucak o? " diye sorduğunda iblis gülümseyip " Sadece eline gelicek fırsatı kullan. Herzaman beni dinle. "demiş ve yok olmuştu. İçeri giren askerlerle Taehyung bakışlarını onlara çevirmişti. Askerlerden biri " Ne o? Yoksa delimi oldun? "diye sormuştu. Taehyung dikkatlice askere bakmış ve adını sormuştu. Asker " Seokjin "diye cevap vermişti. " Beni kralın yanına götür Seokjin"demişti umursamazca. "Nedenmiş o? " Taehyung gözleri kırmızıya dönerken bağırarak " Beni kralın yanına götür! " demişti bir kez daha. Seokjin ona yaklaşmış zincirli ellerini çözmüştü. Onun yerine eline kalın bir ip almış ve Taehyung'un ellerini arkasında sıkıca bağlamıştı. Fazla sıktığından Taehyung yüzünü buruşturmuş " O zavallı kralınıza birşey yapacak gücüm yok artık korkma"demişti. Seokjinin arkadan itmesiyle zindan odasından çıkmıştı.
Kral içeri giren askerler ve yanlarındaki gençe baktı. Askerler birbir diz çökerken Taehyung düz bir şekilde krala bakıyordu. "En azından elimdesin bunu unutma" kralın işaretiyle askerlerden biri Taehyung'a yaklaşmış ve onu diz çökmeye mecbur etmişti. Kral bundan memnun kalmış ve arkasına yaslanmıştı. "Ne istiyorsun? " diye sormuştu. Taehyung gülümsemiş " İblisten mesajım var size "demişti. " Aptal ne istiyorsun? " Taehyung ayağa kalkıp " Annem ve babamla görüşmem gerek "demişti. Kral gülmüş " Onlar seninle görüşmek istiyorlar mı ki? " diye sormuştu. Taehyung buna karşı susmuştu. "Onu götürün " dediğinde Taehyung bağırarak engel olmaya çalışmıştı askerlere " Lütfen ailemle Görüşmeme izin. İzin ver! "
Geri döndüğünde sinirle kapıya tekme atmış ve yere oturmuştu. Lanet olası buradan çıkacağı anı sabırsızlıkla beklemeli olduğunu anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Devil's eye
ParanormalHerşey kentlilerin yalnış düşünceleriyle başlamış ve şeytanın umudunun bir kentli gençe kalmasıyla bitmişti.