2-Düşmanlarla birlik

155 4 3
                                    


1 hafta sonra
Perşembe

.・゜゜・

"Hadi hadi hızlıı!! Meryem o dosyayı getir imzalamadım nereye götürüyorsun?! "

Büyük toplantıya son bir gün olduğu için herkes dahada hızlanmış işlerini yapmaya koyulmuşlardı.

Ben şirkettekilere komut verip yapmaları gerekenleri söylemeye devam ederken Yağmurun odasından gelen bağırma sesleri ile ben ve çalışanların bakışları odaya yönelmişti.

"NE DEMEK BU TASARIMI KOYAMAYIZ?! SEN BENİM LAFIMIN ÜSTÜNE LAF MI SÖYLÜYORSUN DERYA?!! "

Yağmurun sinirli bağırışları kulaklarımı doldururken hızla çalışanlara döndüm.

"Herkes işinin başına!! "

Lafımı söyler söylemez onlar işine bende kuzenimin odasına doğru koşmuştum.

Hızla kapıyı açtım ve karşımda yüzü sinirden kıpkırmızı olmuş bir Yağmur ile titreyerek Yağmura bakan bir Derya gördüm.

"Neler oluyor? " dedim ve hemen Yağmur'un yanına giderek konuşmaya devam ettim.

"Sinirlenme bak daha ilaçlarını yeni aldın birşey olabilir.. " dedim ve omuzlarından tutarak onu oturttum.

Bana itiraz etmeden hemen oturdu ve eskisinden daha sakin bir tınıyla konuşmaya başladı.

"Hanımefendi diyorki bu tasarımı dosyaya koyamazmışız çünkü kendisi uygun bulmuyormuş!! Hayır yani istersen ben kalkayım sen otur patron koltuğuna da?!" dedi Derya'ya bakarak.

Bu tasarımı bende görmüş ve onaylamıştım Derya sadece tasarımları toplamak bir araya getirmekle sorumlu olan bir çalışanımızdı ve onun böyle şeylere karışmaya zerre hakkı yoktu.

Sinirle Derya'ya baktım ve konuştum.

"Bütün tasarımcılarımız bu tasarımın dosyaya girmesini onayladı sen gizli tasarımcı falandında bizim mi haberimiz yoktu? Bence bir sonraki çalışacağın şirkette direk tasarım bölümünü seç. Şimdi eşyalarını toplayıp burayı terk et maaşının kalan kısmını sana vericekler.! " dedim ve kovulduğunu vurgulayarak onu gönderdim.

"Herşey tamam mı? " dedi Yağmur koltuğuna dahada yayılırken.

"Neredeyse bitmek üzere. " dedim ve hemen arkasından devam ettim.

"Gel biraz şu yan tarafta ki kafeye gidelim kahve falan içeriz. "

Biraz düşündü ve sonra "tamam." dedi.

Odadan çıkarken asistanım Caner'e buralara bakmasını ve bir aksilik çıkmamasını söyledim.

Kafeye girip pencere kenarı bir masaya oturup garsonun gelmesini bekledik.

Garson gelip siparişlerinizi sorduğunda Yağmur sadece "Çay" diyip önüne dönmüştü.

"Ben bol buzlu karamelli vanilyalı hafif acı bir kahve alayım lütfen.. "

Siparişini garsona verip gidişini izlerken bana deliymişim gibi bakan Yağmura dönüp "Ne var? " der gibi kafamı salladım.

"Lan sen direk kafeyi satın al say say bitiremedin amk. " dedi.

"Ne yaa siparişimi verdim işte! " dedim sahte bir sinirle.

"Sen kafe'nin bütün ürünlerinden istedin gibime geldi bana! " dedi huysuz bir sesle.

Oflayarak kafe'nin içini incelemeye başladığımda yan tarafta bana bakan bir adet Sarp ve Sarp'a birşeyler anlatmaya çalışan Kayrayı görmeyi hiç beklemiyordum.

Minik Tasarımcı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin