24- Yüzük

38 2 4
                                    


Yolculuğun sonuna gelmiş ve tam önüne arabayı park ettiğimiz restorant'a doğru yürümeye başlamıştık.

İçeriye girdiğimizde fazla beklememize bile gerek kalmamış Gökçe elindeki sahte dosyayı Öndere doğru uzatmıştı.

Hızla telefonu elime alarak videoyu başlatmış ve bağırarak onlara doğru adımlamıştım.

"OOO AFİYET OLSUN! DOSYALARIMIZI NE GÜZEL VERİYORSUN ÖYLE!"

Önder ve Gökçe şaşkınlıkla bize dönmüş yakalanmanın verdiği sinir ve utançla bize bakmaya başlamışlardı.

"N-nazlı Hanım?" Gökçe'nin kısık sesi kendimi güçlü hissetmemi sağlamış onu mahfetme isteği uyandırmıştı.

"Ta kendisiyim tatlım! Ne oldu beni beklemiyordun galiba?"

Sorduğum sorudan sonra arkamdan duyduğum Yağmurun sesi alay doluydu.

"Bizi beklemiyordu."

"B-ben beni zorladı! Tehtid etti!"

Gökçe kendini savunmaya çalışırken Yağmur onu dinlememiş hızla sözünü kesmişti.

"Senin zırvalıklarını dinleyecek değiliz! O cırtlak sesini mahkemeye sakla! "

Gökçe ve Önder duydukları söz ile gözlerini açmış şaşkınlıkları iki kat artmıştı.

"Mahkeme mi? " Önderin sorusu ile hızla ona döndüm ve gülerek cevap verdim.

"Mahkeme tabii ya! Ne bekliyorsunuz sizi öyle bırakıp gideceğimizi mi?! "

Önder sinirle Gökçe ye bakıp "Bir işide beceremedin aptal fahişe! " diyip hızla yanımızdan uzaklaşmıştı.

Gökçe ise Önderin arkasından ağlayarak bağırmış, ona yalvarmış ve koşarak Önderin peşinden gitmişti.

İkiside gözden kaybolduktan sonra Sarpın gözü masadaki sahte dosyaya kaymış onu eline sinirle alıp çöp kutusuna fırlatmıştı.

Sarp'ın yaptığı şey ile Yağmur güçlü bir ıslık çalmış ve "Tam isabet kardeşim! " demişti.

"Aptal kadın. " Kayranın sinirli homurdanması ile hepimiz ona dönmüş ve devam etmesini beklemiştik.

"Nasıl kandırdı bizi! "

Hepimiz onun söylediği söz ile sessiz kalmış kendimiz için ayırttığımız masaya oturmuştuk.

Bir kaç dakikalık sessizlikten sonra Sarp heyecanla konuşmuş ve "Nazlı, sevgilim. " demişti.

Hızla ona doğru bakmış ve "Efendim bebeğim? " demiştim.

Sarp ona cevap verdikten sonra hızla ayağa kalmış ve yanıma doğru gelmişti.

Elini bana uzattığı zaman ne yaptığını anlamaya çalışmış ancak bir şey anlamayınca onu daha fazla bekletmemek için hızla tutmuştum.

Beni oturduğum sandalyeden kaldırmış ayakta durmamı sağlamıştı.

Ben ayağa kalkınca kendisi bana bakarak yavaşça diz çökmüş bu çok şaşırmama neden olmuştu.

Ne yapıyordu öyle?

Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken Yağmur kısık sesle Kayranın kulağına "Napıcak Nazlıya sakso falan mı çekecek? " demişti.

Ulan bana nasıl sakso çeksin!

Yağmuru kaale almadan Sarpa bakmaya devam ederken arkada olan elini yavaşça bana doğru göstermiş elindeki kutuya dikkat kesilmemi sağlamıştı.

Yoksa?

Kutuyu açtığı zaman içindeki kelebek desenli zarif yüzük bana göz kırpmış daha sonra Sarpın dudaklarından adım dökülmüştü?

"Nazlı, güzel sevgilim. Bir ömür boyu benimle olmak ister misin? " ve sözünü devam ettirdi.

"Benimle evlenir misin? "

Duyduğum söz ile gözlerim şaşkınlıkla açılmış tam o esnada başımdan aşağı bir sürü gül dökülmüştü.

"Gül yerine bok döküldüğünü düşünsene! Ne gülerdim! " diyen Yağmura sinirli bir bakış attığımda bizi videoya aldığını gördüm.

Başımı tekrar Sarp'a çevirdiğimde vereceğim cevabı zaten bildiğim için hızla konuştum.

"Sarp... "

"Evet." dedim.

"Evet seninle evlenirim. "


Minik Tasarımcı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin