2.3 🥂

856 61 5
                                    

Sonunda demeli miyim?








Aynadan kendime son kez bakıp el çantamı alarak çıktım evden. Bahçe kapısına doğru ilerleyip demir kapıyı açtıktan sonra çıktım dışarı. Ayaz telefonu elinde arabasına yaslanmış beni bekliyordu. Demir kapının çarpma sesi ortamda yankılanınca Ayaz hızla kafasını kaldırıp bana baktı. Yüzüne genişçe bir gülümseme yerleştirip telefonunu cebine koyarak yaslandığı arabadan doğruldu. Hızla kendisine doğru ilerlediğimde kollarını açmasıyla afallamıștım. Ne yapacağımı bilemez şekilde ilerlerken ne olacağını umursamayıp bana sarılmasına izin verdim. Elleriyle vücudumu sararken bende ellerimi hafifçe beline sardım.

"Bayılmazsın değil mi?" diye sordum alayla. Geri çekilip gülüşünü genişletti.

"Bak Bayılmadım" dedi. Gülüp kafamı salladım sadece. Arabasına ilerleyip ön kapıyı açıp ardından bindim. Ayaz hızla sürücü koltuğuna binip arabasını çalıştırdı.

"Alçıyla pantolon giymek zor olmadı mı?" diye sordu Ayaz arabasını park ettiği yerden çıkarırken. Muhtemelen ayağıma hiç bakmamıştı çünkü Ayağımda ki alçı bu sabah çıkartılmıştı. Cevap vermeyince bana bakıp göz kırptı.

"Alçı yok" dedim ifadesizce. Bakışları hemen ayağıma ardından yüzüme değdi.

"Fark etmemişim ya kusura bakma. Ayağında alçı varken de aynı hızla ilerleyebildiğin için pek dikkatimi çekmedi" dedi sesinde farklı bir şey varken. Fazla takılmayıp kafamı salladım. Hafif sesle çalan şarkının sesini daha fazla açıp göz kırptı. Neden böyle yaptığını anlamazken sadece ifadesizce baktım. Arabanın hızını arttırıp ellerini direksiyondan çekip havaya kaldırdı.

"Seviyorum be kızım" diye bağırdı aniden. Şokla ona bakarken hafiften gülümsedim ama 'bende seni seviyorum' diyemedim. Demek istemiyordum anlasın istiyordum. Demeden sevgimi anlasın istiyordum sadece.

"Kaza yapacağız Ayaz. Dikkatli sür şu arabayı" dedim bağırarak. Tekrar göz kırpıp direksiyonu sıkıca tuttu. Arabanın hızı aynı şekilde ilerlerken nereye gittiğimizi bilmiyordum. Açıkçası nereye gittiğimiz pekte umrumda değildi. Sadece başımıza bir iş gelmesin benim için yeterliydi.

Aniden ormanlık yollara girmemiz ile kaşlarımı çatıp direkt Ayaz'a döndüm. Bana baktı ardından çakıltașları olan yola döndü.

"Korkma bir şey olmayacak" dedi. Sesi içimi ferah tutmama yetmişti bile.

"Nereye geldik?" diye sordum. Hava birden kararmıș yağmur yağacağını belirtmişti.

"Sürpriz" dedi gülerek. Onda olan bakışlarımı cama çevirip yolu dikkatlice izlemeye başladım. Arabayı çok geçmeden küçük ahşap bir evin önünde durdurmuştu. Emniyet kemerini çıkartıp arabadan indi hızla. Emniyet kemerimi çözüp kapıyı açacakken aniden açılmasıyla kafamı kaldırıp baktım. Bugün yüzünden eksik etmediği gülümsemesi ile bana bakıyordu. Aniden şimşek çakmasıyla hızla arabadan çıktım. Yağmur yakalanmak şuanlık isteklerim arasında değildi.

"Neden buraya geldik?" diye sordum. Eliyle belimi kavrayıp yürütmeye başlamıştı. İtiraz etmeden dediğini yapıp ilerledim. Kapının önünde durduğumuzda elini belimden çekip cebinden bir anahtar çıkardı.

"Burası benim gizli sığınağım. Benden başka kimse bilmezdi. Artık sende biliyorsun. Türkiye'ye her gelmeme mutlaka burada bir kaç gün kalıp kafamı dinlerdim" diyerek kapıyı açtı. Kapının açılması ile hoş çiçek kokuları gelmişti. Gülümseyerek baktım içeriye. Dışından küçük gözüken ahşap ev gayette büyüktü. Ayakkabılarımı çıkartmak için eğildiğim sırada Ayaz omzumdan tutup engelledi beni.

Meslektaş | Texting     -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin