1.5 🥂

1.4K 87 3
                                    

Hastanedeydik.

Babam ve annem hasta odasının kapısının önünde otururken ben tek başıma karşılarında oturuyordum. Annem destek olmak için babamın elini tutmuş diğer eliyle omzunu sıkıyordu. Bu bizim için sözsüz anlaşma gibiydi. Kim kendisini kötü hissetse birimiz diğerleri ve kendi adına hep bunu yapardı.

Üzgün müydüm?

Evet

Sırf babam için üzülüyordum. Kan bağı olarak yalnızca dedem kalmıştı hayatında. Onu da anlayabiliyordum. Kalan son kişiyide kaybetmek istemiyordu.

Dedemin yaptığı onca şeye rağmen ondan vazgeçemiyordu.

Doktor ben gelmeden önce annem ve babam ile konuşmuş durumunu anlatmıştı. Yaşadığımız olaylardan dolayı kalbi dayanamayıp kalp krizi geçirdiğini söylemiş doktor. Bana durumunu anlattıklarında açıkçası pek umursamamıștım. Bugün şuan şu saatte ölse benim gözlerimden bir damla göz yaşı dökülmezdi kendisi için.

Yaklaşık on dakika geçtiğinde bir hemşire gelmiş kontrol edip durumunu belirtmişti. Sabah saatlerinde kendine geleceğini ve her ihtimale karşı akşama kadar hastanede kalması gerektiğini söylemişti.

Annem babamın omzuna kafasını koymuş babam hafif öne eğilmiş elleri hala annemde oturuyordu. Ayağa kalkıp ikisininde önünde eğildim. İkisininde odağı ben olurken babama baktım dikkatlice.

"Özür dilerim ileri gittim fakat-"

"Haklıydın ve haklısın kızım. Her ne kadar oda da yatan kişi babamda olsa, her ne kadar olacaklardan babam etkilenecekte olsa onun hakkında dilediğini yapabilirsin. Beni dert etme çünkü sana tokat atarak sınırları zorladı"

Babama minnetle gülümseyip ayağa kalktım.

"Ben eve gitsem daha iyi olacak gibi" annem kafasını salladığında arkamı dönerek uzaklaştım yanlarından. Düşündüğüm plan zihnime teker teker yerleşirken hızla cebimden telefonumu çıkardım. Hâlâ kapalı olan telefonumu açma tuşuna uzunca bastığım sırada Mehmet abi'nin sinirli çıkan sesi hastane çıkışından geliyordu. Gazetecilerin ufak bir durumu bile direkt yaymak için beklediklerini hatırladığımda sinirle telefonumu cebime koyup rol yapmak için sarsak adımlarla yürüdüm. Böylelikle gazeteye yeni malzeme olmayacak hâlâ birbirini seven dede torun gibi kalacaktık. Gazetecilerden bir adamın beni gördüğü sırada adımı söylemesi ve kamerasını bana çevirmesiyle diğerleride ona uyup kameralarını ve mikrofonlarını bana çevirdiler.

"Zümra hanım, dedeniz Kenan beyin rahatsızlandığı haberi geldi? Durumu şuan nasıl neden rahatsızlandı bilgi verebilir misiniz acaba?"

"Zümra hanım Kenan beyin durumu nasıl?"

"Zümra hanım dedenizin en son birisi ile tartıştığı  için rahatsızlandığını duyduk. Bir açıklama yapacak mısınız?"

"Zümra hanım, dedenizin Kenan beyin geçirdiği rahatsızlıktan dolayı yurt dışında bir süre yaşayacağını duyduk, duyumlarımız doğru mu?"

"Zümra hanım lütfen bir açıklama yapabilir misiniz?"

Hepsinin yüzünde tek tek bakışlarımı gezdirdim. Bunları nerden duymuşlardı bilmiyordum ama bir yönden aklımda olmayan fikir aklıma sokmuşlardı.

"En iyi açıklamayı babam yapacaktır size. İyi günler hepinize" Kenan abi buradan çıkmak istediğimi anlayınca kameraları farklı tarafa çevirip önüme geçti. Kendisi önde arkasından ben geçmeyi başarmıştık. Telefonuma art arda mesajlar gelmeye başladığında cebimden telefonumu çıkartıp gelen mesajlara baktım. Mesaj atan Asya'ydı. Doğal olarak neler olduğunu merak etmiş sorularını yağdırmıștı. Arabaya bindiğimizde Asya'ya durumu kısaca anlatıp nereye gideceğimi söylememi bekleyen Mehmet abiye döndüm.

Meslektaş | Texting     -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin