Sana yaralarımı anlatacağım, dinle beni cehennem bekçisi....
Dinle ki ağırlaşmış Ken gözkyüzün yağmur yağmaması neymiş gör,
Dinle ki yangınlarda kül olurken, çığlık atmak neymiş gör,
Beni tüm ağaçlar rüzgarda ses yaparken bir yıldırımın enkazında dinle,
Beni için için ağlayan bir kızın gözyaşında,
Beni parçalanmış bir kalbin umut odasında dinle,Beni özlemin avuçlara sığdırdığı bir mezar toprağında,
Beni cama değen soluğumun buharında,
Beni soğumuş kar tanelerinin ahenkinde dinle.Beni darmaduman bir sokağın çıkmazında,
Beni bir kulun tanrısına taptığı secde de dinle.Beni açmak için açtığın o müziğin melodisinde,
Beni geçmişin tanıdık sulietinde dinle.Beni yakılmış bir sigaranın nefesinde,
Beni sarhoşların kadehinde,
Beni Ahmet kayanın şarkılarında dinle...Beni dinle cehennem bekçisi,
Dinle ki sana yağan bir yağmurun çamura çevirdiği kalbimde tekrardan çiçek açarken umutlarımın nasıl çalındığını,
ölüp ölüp diriltildiğimi,
sana evini terk edip yangınlara atlayarak sönmüş buzdağı kalbimi canlandırmaya çalıştığımı göstereyim.
Tıpkı son defa kalp masajı yapılan umutlarımı toprağa gömdüğüm dakikalarda ki sessiz çığlıklarını göstermek isteyeceğim gibi.Yada
Beni dinleme cehennem bekçisi,
Sana bekçisi olduğun hayatımı anlatamam...GAMZE POLAT!
Şiirde kafiye yok,
Bence asıl duygular kafşyesiz şiirlerin temelindedir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENKAZ KELEPÇESİ (ŞİİR KİTABI)
PoetryKENDİ YAZDIĞIM ŞİİRLERİ PAYLAŞIYORUM Okşanmamış saç telleri, Ve hüzünlü kahveler...