multimedya: lemon tree - fools garden
(hikaye içerisinde kullandığım ve kullanacağım şarkıları içeren playlistin spotify linkini bu satırın yorumuna bırakıyorum :))Sabah Limon'dan gelen mesajın sesiyle uyanıyorum. Buluşma isteğimi olumlu karşılamış, hemen bugün buluşmak istiyor. Bir yanım ertelemek istiyor, neden bilmiyorum ama ertelemek istiyor.
Yine de canımın istediğini yapmıyorum. Hiç düşünmeden kabul ediyorum buluşmayı.
Oya ablamdan iki, annemden üç cevapsız çağrı var. Umursamıyorum onları. Sena konusunun uzamasını hiç istemiyorum çünkü. Evlenmek gibi bir düşüncem yok. Bunun bilincindeyim, kimseyi oyalamayacağım.
Uyuyakaldığım koltuktan kalkıyorum. Sabah namazından sonra kitap okumaya niyetlenip koltukta sızıvermişim. İyi ki limon mesaj atmıştı da uyanmıştım, yoksa lokantaya geç kalacağımı biliyorum.
Bir bardak kahve ve tostla kahvaltımı yapıyorum. Limon ile buluşacağım için üstüme doğru düzgün bir şeyler giymek istiyorum. Acı kahve tonlarında bir pantolonda ve bej bir gömlekte karar kılıyorum. Oyalanmadan saçımı başımı düzeltip çıkıyorum evden.
Lokantada Mahmut usta ve Ece var sadece. Mahmut Usta tahmin edebileceğiniz üzere aşçımız. Ece de amcamın kızı. Onlara selam verip önlüğümü geçiriyorum üstüme.
Çok geçmeden Limon'dan mesaj geliyor. Buluşma yeri olarak meşhur bir kafeyi söylüyor. Saat 14.30'un bana uygun olup olmadığını da soruyor. Uygun diyorum. O saat için sözleşiyoruz.
Tam bu noktada artık size Limon'u anlatmam gerekiyor biliyorum.
Her şey bundan 8 sene önce başlıyor. O zamanlar Facebook'ta bir hesabım var, çizimlerimin fotoğrafını çekip yüklüyorum.
Acayip sıcak bir Temmuz gecesinde, son gönderimin altına bir yorum geliyor. Kullanıcı adı lemon tree,
Bu kadar yetenekli birinin hayatta para kazanmak gibi bir derdi olmamalı.
Yazıyor.Şaşırıyorum elbette. Çünkü bu sayfanın daha yüz takipçisi falan var ve bu bana gelen ilk yorum. Heyecanla cevap vermeye koyuluyorum.
İltifat için teşekkürler ama hayat adil değil maalesef :)
Yazıyorum. Gerçekten de öyle, hayat hiç adil değil benim için. Özellikle de o günlerde. Hiçbir şey yolunda gitmiyor. Zor zamanlar yaşıyorum ve biraz nefes alabilmek için çizimlerimle meşgul oluyorum.Hayatın adaletini boşverin, size bir teklifim var.
Diyor limon tree. Her şey böyle başlıyor. Sonra bana bir mesaj geliyor. Hayallerini anlatıyor. Büyük bir marka kurmak istediğini, güzel işler yapmak istediğini anlatıyor. Hayallerinin arkasında öylesine duruyor ki etkileniyorum. Halbuki ortada hiçbir sermayesi yok. Bütün büyük planları geleceğe dair. Bir yıl sonra şöyle olacak, iki yıl sonra böyle olacak, üç yıl sonra şöyle bir sorunla karşılaşacağım ama onun için de şöyle bir fikrim var diyor.Ve bana soruyor, ilk tasarımcım olmak ister misin?
Bocalıyorum elbette. Bir anda nerden çıktı bu? Kim bu kişi? Ya benimle dalga geçiyorsa? Sonra dönüp yazdığı mesajları okuyorum, kimse dalga geçmek için bu kadar hazırlık yapmaz biliyorum.
O günlerde kaybedecek hiçbir şeyim yok. Benden tek istediği çizimlerim. Birkaç çizimini ver ve ne olacağını gör diyor.
Kabul ediyorum. Sonra birbirimize tek bir şart sunuyoruz. O beni tanımayacak, ben de onu. Bu da kabul.Bana bir hafta veriyor.
Bir hafta içinde 5 çizim ayarlıyorum onun için. O zamana kadar çok çeşitli çizimler çalışıyorum ama doğa o kadar da dikkatimi çekmiyor. Altıncı çizimi düşünürken lemon tree ismi aklımı kurcalıyor. Öylesine bir saksı çiziyorum. İçine bir limon fidesi koyuyorum. Sonra o limon fidesi beni bambaşka bir noktaya çekiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arif
HumorSevgili dostlarım, sizlere dünyanın en efsanevi aşk hikayesini vadetmiyorum. Tüm kurgusal dünyaların içindeki en efsanevi karakter olduğumu da iddia etmiyorum. Bendeniz bir garip Arif. Süper havalı bir işim yok. Acayip bir zekam yok. Bir bakışımla s...