22 - çok gülümsemeli bölüm.

820 127 128
                                    

multimedya eşliğinde okuyunuz. spotify playlist linki yorumda mevcut. mobil uygulamadan linki açamayanlar için profilime de link ekledim.

iyi okumalar.

-

Her şeyi nasıl mahvettim, isimli hikayeme hoş geldiniz.

İşte,
Her şeyi nasıl mahvettim?

Bu benim için hiç zor olmadı. Çocuk oyuncağıydı. Yalnızca geçmişimi düşündüm ve kaygılarımın beni kontrol etmesine izin verdim. Özel formülün sırrı bu kadarcık.

Sena'ya hep adım atarsam, ilgimi açıkça gösterirsem benden bıkıp bunalacağını düşündüm. Kendimi geri çektim. Bunun onun için sorun olmayacağını düşündüm. Umursamayacağını düşündüm. Aptalca biliyorum ama insan kaygılarının hakimiyeti altına girince fark edemiyor. Ulan ben ne yapıyorum şimdi, diyemiyor.

İngiltere konusundaysa tam bir embesil gibi davrandım. O gün Sena'nın karşısına geçip de benim için hiç mühim değilmiş gibi, çok kolaymış gibi her şeyi bitirmeye çalışmamı başka bir zarfla açıklayamam. Türkçe dersime hoş geldiniz. Bugünkü konumuz zarflar. Bakın, yükleme nasıl sorusunu soralım. Nasıl davrandım? Tıpkı bir embesil gibi.

Bakmayın şimdi böyle pişmanlıktan kendimi yerden yere vuruşuma.

Aslında ilk bir hafta her şey o kadar kötü değildi. Sena'yı aşabileceğimi düşündüm. Onsuz bir hayat planlamak zor değildi. Hem zaten sadece birkaç aydır tanıdığım bir kadındı, deli divane aşık da değildim.

Ama gelin görün ki uygulamada işler böyle yürümüyordu. Yürümedi yani.

Sena'yı hayatımda istiyorum. O olmasa da yaşarım. O olmasa da gülerim. Ama o olunca daha güzel yaşarım. Daha çok gülerim. Akşam eve döndüğümde kapımı onun açacağını bilince evimi daha çok severim. Sabah uyandığımda ilk onu görünce sabahları daha çok severim. En sevdiğim belgeseli onunla izleyince o belgeseli daha çok severim.

Biriyle neden evlenirsin? Neden hayatını birleştirip yol arkadaşı olursun? Daha mutlu, daha güçlü, daha iyi olmak için. Sıradan hayatıma her şeyin dahasını getirecekti Sena.

Sena ile evlenmek istiyorum.
Buna karar vermek için aylarca daha beklememe gerek olduğunu düşünmüyorum. Hayatın kendine has kuralları ve bazı gerçekleri vardır dostlarım. Kural 1, gülümsediğinde kalbini sıcacık yapan kişiyi bul. Kural 2, onu tanımayı dene, korkma. Kural 3, tanıma işini uzatma. O insanla aylarca yıllarca birlikte olarak doğru kişi olup olmadığına karar veremezsin. 

İnsanların binlerce yüzü vardır. Her gün yeni bir yüzüyle karşılaşırsın. Evleneceğin kişinin 30 yüzünü gördüysen ve hâlâ gülümsediğinde içini sıcacık yapıyorsa kalan 970 yüzü onunla aynı hayatı paylaşırken görebilirsin.

Birinin 30 yüzünü gördüysen, ailen de o kişiyi onaylamışsa, hayat görüşün, inandığın dine bakış açın uyuşuyorsa, o kişiyle aynı yöne bakıyorsan, hiç durma. Evlen.

Kural 10, mutsuz olabilirsin. Hüsrana uğrayabilirsin. Tanıdığını sandığın kişi bambaşka biri olabilir. İnsanlar değişir. Ama unutma, belki de değişmez. Bu konuda yapabilecek hiçbir şeyin yok. İlerde mutsuz olursam diyerek bugün önüne çıkan mutlu olma fırsatını kaçıracak mısın?

Kural 10 der ki, eğer kadere iman ediyorsan elinde olmayan şeylerin kaygısıyla bugününü mahvetme.

Dostlarım, böylece içinde kaybolduğum tüm çelişkilerden sıyrıldım. Bir gecede olmadı bu. Yaşadığım her şey, kırgınlıklarım, kızgınlıklarım, mutluluğum, hayatımda olan her insan tıpkı bir resmi boyar gibi dokundu bana. Hayat böyledir zaten, yalnızca kendi fırça darbelerimizle var olmuyoruz. Tanıdığımız her insan, yaşadığımız her şey bir iz bırakıyor üstümüzde.

ArifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin