8. Bölüm: This Charming Man

65 13 5
                                    

Roxy'nin maçın ardından yaptığı ilk iş her şeyi anlatmak için hemen Penteus'u aramak olmuştu.

 Aklına annesinden bile önce onu aramak gelmişti. Uzun uzun çaldırdı bir süre, ne var ki ünlü kahraman telefonunu açmadı. Muhtemelen bir banka soygunu veya başka bir suçun peşindeydi. Roxy ona olanları özet geçen kısa bir mesaj gönderdikten sonra 1 saat bile olmadan evlerinin kapısını çaldı. Maçta olanları Penteus'a anlattığında ünlü kahramanın bakışları aydınlanmış, genç kızın beklediğinden çok daha mutlu olmuştu. "Süper-gücün olmasa bile onları ezeceğini gösterdin!" Roxy onun bu içten sevinciyle neşelendi.

Hayatı artık bir nebze olsun düzelme belirtileri gösteriyordu. Minotorların hala kendisinden hoşlanmadığını biliyordu ama en azından sözlü ve fiziksel zorbalıktan kurtulmuştu. Ankalarda oluşunun etkisiyle kimse ona bulaşmıyordu. Seçkin partilere davet ediliyor, sırf Anka üyesi olduğu için de olsa birileri onunla tanışmak istiyordu. O uyumsuzluk hissini bir parça da olsa geride bırakmıştı. Sonunda kabullenilmişlik ve birilerinin arasına dahil olmuştu. İlkokulda Sıradanlarla yaşadığı kötü anıları unutmak üzereydi. Yine de içi tamamen rahat sayılmazdı. Ama en azından insanlar artık ona saygı gösteriyordu. Normalde de göstermelilerdi... İnsanların bu ikiyüzlülüğünün farkındaydı ama göz ardı ediyordu bile bile. Çünkü Ankalar kulübünün verdiği rahatlıktan şikâyet etmesi imkansızdı. Iskarta sözcüğü sadece kapılı kapılar ardında söyleniyordu. Bunlar harika gelişmeler olmasına karşın günler akıp giderken ve noel yaklaşırken Roxanne hala güçlerinin açığa çıkacağı anı bekliyordu.

Büyükannesi ve büyükbabası artık bu konuyu açmıyordu. Annesi de Ankalar kulübüne girme başarısını göstediğinden beri güçlerinin ortaya çıkacağı ümidiyle onu doktora götürmeye dair düşüncelerinden vazgeçmişti. Kalan tek sorun hala gördüğü kanlı rüyalardı. Gerçi o kâbusları yıllardır gördüğü için alışmıştı. Ama son zamanlarda o kadar gerçekçiydi ki, Roxy uyandığında elleriyle yüzünü silip parmaklarına kan bulaşmış mı diye kontrol ediyordu. Karşısındaki adamın göğsünü yaran bir kılıç ve kılıçtan üzerine sıçrayan sıcak kan...

Sıcak kan, parlak metalden yansıyan gün ışığı, ipleri kesilmiş bir kukla...

Roxy, artık erkek arkadaşı olan Darren'ın odasında, başını onun kucağına koyarak tavanı seyretmeyi sürdürdü. Field-Run'dan sonraki kahve randevusunun ardından çıkmaya başlamışlardı. Böylece son birkaç haftadır olan harika gelişmelere bu da eklenmişti. Darren onun saçlarını okşarken Roxy telefonuna gelen mesajları yanıtlıyordu. Elain ve Stephen onu paten sürmeye çağırıyorlardı. Stephen da kaykayla eşlik edecekti. Ama bu akşam Ulrich'in başkanlık partisi olacaktı ve bir Anka üyesi olarak Roxy katılmak zorundaydı. Mark'ın başkanlığının devir teslim töreniydi bir nevi bu parti.

14.23 R: Üzgünüm, partiye gitmek zorundayım :(

14.23 S: Yine mi Rox? :/

14.24 E: Son zamanlarda bizimle hiç görüşmüyorsun, farkında mısın?

14.24 R: İlk zamanlar kulübe uyum içindi ama şimdi mutlaka gitmeliyim :'(

14.24 E: Sen bilirsin :p

14.25 R: Hadi ama Ells, lütfen. Hala ıskarta olduğumu unutuyorsun... Haftaya bana gelmeye ne dersiniz? Oradan parkura geçeriz.

14.25 E: Peki olur... Ama içecekler senden! ¯\_()_/¯

14.26 S: Mükemmel _ ༽つ

14.26 R: Anlaştık ;)

"Arkadaşlarınla programın mı vardı?" diye sordu Darren.

"Evet, ama parti için başka güne aldık."

Kahraman Olmak İçin Bir SebepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin