22. Bölüm: Mezardaki Hatıra

45 10 2
                                    

"Taklitçi... Taklitçi sen misin?"

Roxy, Zelda Hamilton'ın bunca zaman Taklitçi olduğunu idrak etmekte güçlük çekti. Konsey'in bir üyesiydi, annesinin arkadaşıydı, onunla beraber omuz omuza savaşmışlardı.

Nasıl? Neden?

Tüm sorular zihninde uçuşuyordu. Hiçbir yanlış anlaşılma yoktu. İnkar etme yoktu. Her şey gerçekti. Nutku tutulmuş biçimde kadına bakmayı sürdürdü.

"Burada kamera olmadığını sanmakla aptallık ettiniz. Tecrübesizliğin getirdiği çocuksu hatalar." dedi ve hafifçe kıkırdadı, "Tekrar burayı arayacağınızı biliyordum, kısa bir sürpriz yapmak istedim."

Roxy arkadaki minibüslere yüklenen mor tanklara baktı. "Sen bir Konsey üyesisin? Neden bunları kaçırıyorsun? Kendi toplumuna neden zarar vermek istiyorsun, ha?"

"Gücümün ne olduğunu hala tam olarak bilmiyorsun değil mi? Taklitçiymiş! Sana basitçe anlatayım. İstediğim süper güçleri kopyalayabiliyorum." Ve ardından Roxy'ye bir yıldırım huzmesi fırlattı. Roxy ona çarpan yıldırımın şiddetiyle yere düştü... Bu kendi yıldırımının aynısıydı. Yakıcılığını bile tanıyordu.

"Anlıyorsun ya..." dedi gülerek üzerinde durduğu platformda volta atarken. "Süper gücüm başkalarının gücünü kopyalamakken bulunabileceğim en iyi konum Kahraman Akademisi'nin müdireliğiydi. Yoksa neden sizin gibi aptal yeniyetmelerle vaktimi harcayayım?" kadının gri gözleri Roxy'ninkileri buldu ve sırıttı, "Okulun gözden uzak konumu, güçlerini kullanabileceğim bir sürü öğrenci, rüşvetle benim için çalışacak birkaç kişi... Benim için biçilmiş kaftandı."

Roxy isyanla ona baktı, anlamıyordu "Ama neden? Sen de bir süper insansın! Neden Targequid'i satasın ki?" Asla mantıklı gelmiyordu, "Dünyada süperler olmazsa gücünü kopyalayabileceğin kimse olmayacak ki!"

Zelda başını salladı, "Hiç fena değil... Annenden akıllısın fakat fazla naifsin, Steel. Bu dünya tek bir şeyle döner. Para. Gerçek güç paradır. Para sana tüm kapıları açar, süper ol ya da olma."

Sadece para olamazdı. Altında yatan bir şey olmalıydı muhakkak.

"Fakat süper gücün zaten başkalarını kopya-"

"ANLAMIYORSUN!" dedi tükürükler saçarak bağırarak. Sesi depoda yankılanırken Roxy'nin tüyleri diken diken oldu. Kadının bedeninin içinde bir canavar vardı sanki dışarı çıkmaya çalışan. Zelda hızla öfkesini yutup hafifçe boğazını temizledi ve kırmızı ruj sürülmüş dudaklarını yaladı. Ardından konuşmayı sakin bir biçimde sürdürdü, "Başkalarının gücüne bağımlı olmak, birkaç ay sonra sürekli kopyalaman gereken yeni birilerini bulmak ne kadar mide bulandırıcı bilemezsin." Duraksadı, gri bakışları önce yere, sonra Roxy'ye döndü, "Başkalarına bağımlı olmak... Kendime ait direkt bir gücün olmaması... Öz saygıyı yitirmek ne bilir misin?" Dedi. Bunu söyleyiş biçimi öylesine samimiydi ki Roxy onun duygularını istemeyerek de olsa paylaşabiliyordu. "Kendimi güçlü hissettiğim yegane an insanları kontrol etmek ve bunu para mükemmel biçimde sağlıyor. Ve eğer hiç süper kahraman olmazsa güçlerini kopyalamama gerek de kalmaz. Çünkü herkes eşit olur."

Roxy tiksinmiş bir ifadeyle suratını buruşturdu.

Taşlar artık yerine oturuyordu. Neden antilerle iş birliği yaptığı... Neden bu hastalıklı fikre sahip olduğu...

Ardından yanındaki James'e baktı, "Sen Cranelerin oğlu olmalısın. Babanın aynısının. Annene yazık oldu. Ailesini tehdit etmek Ruby'yi tıpış tıpış Stahlgard'a göndermeye yetti." Sözünü bitirdiğinde manikürlü tırnaklarına baktı umursamıyormuşçasına.

Kahraman Olmak İçin Bir SebepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin