13 Temmuz Çarşamba
İyi okumalar güzellerim. ❤️
.
.
.
.
.
.
Akın Kurtoğlu
İki gündür hastanedeydik. Emir yoğun bakımdaydı. İki gündür uyanmasını bekliyorduk. Ama bir tepki vermiyordu. Hepimiz bir yere dağılmıştık.
Annemi zar zor göndermiştir eve. Çocuklar da sürekli bizi soruyorlardı. Ama işimiz olduğunu söylüyorduk. Babam ise bizim yanımızda güçlü görüntüsünü koruyordu ama gizlice ağladığını biliyordum.
Oturduğum yerden kalktım ve koridorda ilerlemeye başladım. Gelen sesle yan koridora geçtim. Sarp duvar dibine çökmüş ağlıyordu. Elinde de Emir' in kolyesi vardı.
Beni görünce kalktı ve yanıma gelip sarıldı. Ben de sarıldım. "A- abi. Doktor bugün de tepki vermezse organlarının iflas etmeye başlayacağını söyledi. İlaçlar işe yaramıyormuş. " dedi.
Daha fazla ağlamaya başlamıştı. "Şşt. Sakin ol aslanım. Emir pes etmez. Bizi bırakıp gitmez. İyileşecek. " dedim. Geri çekildi ve "Gitmez değil mi?" dedi. "Gitmez. Gitmeyecek." dedim.
Sonra "Hadi sen elini yüzünü yıka diğerlerinin yanına geç. Ben bahçeye çıkıcam biraz. " dedim ve yürüyen merdivenlere ilerledim. Aşağıya indim ve hastanenin bahçesine çıktım.
Derin bir nefes alıp verdim. Yan tarafa döndüğümde Buğra' nun burada olduğunu görmüştüm.
Yanına ilerledim ve banka oturdum. Sigara içiyordu. "Bıraktın sanıyordum. " dedim.
"Bırakmadım. " dedi. Cebimden sigara pakedimi çıkarttım ve içinden bir dal alıp ağzıma koydum. Çakmağını çıkartıp yaktım ve derin bir nefes çektim içime.
Sonra ağzıma dolan dumanı üfledim. "Sen de bırakmamışsın hala. Çocuklar için bıraktığını sanıyordum." dedi alay barındıran bir sesle.
"Bırakamadım." dedim net bir şekilde. Güldü ve "Komik. Her şeyi bırakabildin. Aileni bıraktın. Ama şu illeti bırakamıyorsun. Onu da bizim gibi tek seferde silebilirdin halbuki. " dedi.
Kaşlarımı çattım ve "Ben sizi terk etmedim. Sizi silmedim. Sok şunu lan o aklına." dedim sinirle. "Emir' in şu anda hastanede olmasının sebebi sensin biliyorsun değil mi? " dedi.
Ne saçmalıyor bu salak? Bir suçlu yoktu ortada. Suçlu aramak yerine birbirimize destek çıkmamız gerekirken şu yaptığına bak.
"Sen. Sen ne dediğinin farkında mısın Buğra? Cidden şu an bu şekilde beni suçlayarak ne yapmaya çalışıyorsun?" dedim.
"Ben ne dediğinin farkındayım. Sensin suçlu. Her şeyin suçlusu sensin. Hepimizi dağıtan da sensin. Sok şunu aklına. Ve en yakın zamanda evden de şirketten de defol." dedi.
Ben ne diyeceğimi bilemezken babamın sesini duymam ile kafamı kaldırdım.
"Asıl sen şirketten def olup gideceksin Buğra. Nasıl olsa yeni şirketini çoktan kurmuşsun. Kardeşlerinden hiç biri gelmicektir eminim ki. Ayrıca artık abini suçlamayı da bırak. " dedi.
Yanımıza gelen Giray "Ben Buğra abim ile çalışıyorum artık baba. " dedi. Babam seinirle bir nefes verdi ve "Siz bilirsiniz. Ama geri dönmek gibi bir şansınız olmayacak. " dedi.
Sarp koşarak yanımıza geldi ve "Baba. Abi. Emir. Emir uyandı." dedi. Hızla hastaneye gittik ve yukarı çıktık. Doktor buradaydı.
Babam "Doktor bey? Uyandı mı Emir? Durumu nasıl?" dedi. Doktor gülümsedi ve"Durumu çok iyi. Birazdan normal odaya alırız. Geçmiş olsun." dedi ve yanımızdan ayrıldı.
Babam bana sarıldı ve"Uyandı. Şükürler olsun." dedi. Sonra diğerlerine sarıldı.
Uyanmıştı sonunda aslanım. Biliyordum gitmeyeceğini.
.
.
.
Emir normal odaya alınınca hepimiz odaya geçmiştik. Dinleniyordu şu anda. Annem ve çocuklarda gelmişlerdi.
Meva gelir gelmez benim kucağıma gelmişti ve ağlamıştı. Zor sakinleştirmiştim. Şu anda ise kafasını göğsüme yaslamış, gözlerini ayırmadan Emiri izliyordu.
Mars ise Kıraçın kucağındaydı. O da aynı şekilde Emire bakıyordu. Meva hala Emir' i izlerken "Abi. Emir abim ne zaman uyanıcak?" dedi.
Eğildim ve boynundan derin bir nefes alarak öptüm. "Birazdan uyanır Aden'im. " dedi.
Mars "Abim neden hasta olmuş abi?" dedi. Kıraç yanağından öptü ve "Onu uyarmamıza rağmen yemeğini yemediği ve gece uyumadığı için hasta oldu." dedi Meva anında yüzünü göğsüme saklamıştı.
"Aden' im. Bak bana " dedim. Mavi gözlerini bana çevirdi ve "Efendim abişim?" dedi. Yanaklarını ısırmak istiyordum şu an.
"İki gündür yemek yemiyormuşsunuz. Ve geceleri uyumamak için ağlıyormuşsunuz." dedim. Meva dudaklarını büzdü ve "Ama abi ben sizi çok özlemiştim. Ve siz yoksunuz diye hiç canım istemedi. " dedi. "Ama olmaz öyle aşkım. Hadi Cenk abimiz sizi kafeterya ya götürsün. Abimiz uyanana kadar karnınızı doyurun. " dedim.
Meva "Olur. Hadi Mars gidelim." dedi. Onlar Cenk ile birlikte çıkarken annem "Doğru mu duyduklarım? Buğra başka bir şirket mi kuruyorsunuz Giray ile birlikt" dedi.
Buğra "Doğru. Böyle uygun gördüm. " dedi. Cidden bir dayağı hak ediyor bu salak.
Babam "Bu konuyu duymak istemiyorum artık. " dedi sinirle. Buğra "Ne oldu baba. Çok mu üzüldün oğlun gidiyor diye? Sanmıyorum. Her zaman Akın senin en güvendiğin kişi olduğu için belki de benim gitmeme seviniyorsundur. " dedi.
Babam ayağa kalktı ve "Saçmalamayı kes!" dedi sakin tutmaya çalıştığı sesi ile. Buğra' da ayağa kalktı ve "Ben saçmalamıyorum. Asıl saçmalayan sensin. Onu affetmen en büyük saçmalıktı. " dedi.
Babam Buğra' ya sert bir yumruk attı ve "Defol!" dedi.
Buğra çıkarken, peşinden Giray ' da gitmişti. Annem "Arkın ne yapıyorsun sen? Nasıl el kaldırsın Buğra' ya? Uyarabilirdin değil mi?" dedi. Babam "Bu sefer hak etti Masal." dedi.
Cidden nasıl bu kadar düşüncesizce hareket ediyor anlayamıyorum. Ama çok pişman olacak ikisi de.
.
.
.
.
Veee bölüm bitti.
Nasıldı?
Beğendiniz mi?
Akın?
Buğra?
Arkın?
Giray?
Masal?
Sizce Buğra haklı mı?
Arkın vurmakta haklı mıydı sizce?
Oy ve yorum atmayı unutmayın.
Sizi seviyorum.
Görüşmek üzere.
🌺🌺🌺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEMARS
Teen FictionYıkılan bir aile bir daha eskisi gibi olurmuydu? Tekrar bir aile olabilirmiydi? Aradaki kırgınlıklar küslükler bitermiydi? Yıllarca kızına ve oğluna çektiği özlemin sebebinin karısı olduğunu öğrenen bir baba. Anneleri yüzünden kardeşlerinden ve abil...