Bazen kavgaların ve sevinçlerin nerelerden geleceğini hiç bilmeyiz. Belki de insanı yoran bir başka etmende budur. Bilinmezlik her zaman yorar ve ortaya her zaman güzel şeyler çıkmaz.
Bugün Ege'nin tercih sonuçlarının açıklanma günüydü. Bilgisayar mühendisliği istiyordu ve şehrindeki ve birkaç farklı şehirdeki üniversiteleri tercih etmişti. Araştırdığına göre genelde yakın yerler çıkıyordu ve başka bir şehirde çıkmayacağını düşündüğü ancak yüksek puanlı üniversitelere tercih yapmıştı.
Saat gece yarısını geçtiğinde Mustafa ile laptopun başında stresle bekliyorlardı. Az sonra sayfa yenilendiğinde Ege heyecanla yerinden kıpırdandı. Açılan giriş sayfasına hemen kimlik nosunu girerken yüzünde heyecandan oluşan gülüşü ile Mustafa'ya baktı. Ondan da destekleyici bir bakış aldığında hemen sayfaya tıkladı. Aradan birkaç saniye geçtiğinde açılan ekranda gözleri hemen üniversitenin adını buldu ve işte hiçte tahmininde olmayan bir yer karşısında duruyordu.
Gelmeyeceğini bildiği için Ege üniversitesi'ni yazmıştı. Yazarken çok düşünmemiştim bile zaten puanı neredeyse kendi puanıyla aynıydı ve gelmeyeceğine elinde farklı bir şehirde yazarken uyguladığı kriterdi bu. Şokla ağzını kapatıp Mustafa'ya baktı. Onun yüzünden ise anlamlandıramadığı bir ifade vardı.
Bir süre açık ekrana öylece bakakaldılar. İlk konuşan Ege oldu, " Ne yapıcaz? " dedi. Oraya nasıl gidecekti, tek gidemezdi yani Mustafasız asla gidemezdi. Oturduğu yerden ayağa kalktı. " Aptal kafam gelmez diye düşünmüştüm. Nasıl oldu anlamıyorum hala. " dedi. Evet iyi bir üniversiteydi ancak buradan nasıl ayrılacaktı.
Mustafa donuk bakışları ile hala ekrana bakıyordu. Sanki hala algılayamamış gibiydi. Kafasını kaldırıp ayakta öylece dikilen Ege'ye baktı. Kafasından geçmemesi gereken düşünceler geçmeye başladı. " Ayrılmak mı istiyordun? " dedi. Sesi çok kısıktı ancak aradaki gerginlik bir sinek vızıltısını bile devleştiriyordu.
Ege duyduğu kelimelerle neye uğradığını şaşırdı. " Ne demek bu? " dedi. Anlamamıştı, ne ayrılması diyordu. Bundan bu sonucu nasıl çıkarmıştı. " Ne duyduysan o. " dedi Mustafa. Yüzünde aylardır görmediği o ifade vardı. Buz gibi sanki daha dün aynı yastığa baş koymamış gibi bir ifadeydi bu.
Ege ayakta dikildiği yerde buz gibi olduğunu hissetti. " Ne ayrılığı ne saçmalıyorsun sen? Ağzımdan öyle bir şeyi hiç duydun mu? " dedi. Mustafa acımasız gözleri ile, " Duymamış olmam hissetmediğin anlamına gelmez. Ayrılmak istiyordun demek ki. " dedi.
Ege ne diyeceğini bilemedi, belki de Mustafa'ya en yabancı hissettiği an bu andı. O kadar yabancıydı ki sanki aynı dili bile konuşmuyorlardı. " Mustafa öyle olmadığını biliyorsun. Gelmeyeceğini düşünerek yazmıştım, ayrıca sen olmadan gitmem. " dedi. Şimdi biraz daha alttan almaya çalışıyor onun karışan aklını toparlamasını istiyordu. Ancak Mustafa mimik oynamadı, " Bana sordun mu gidip git merceği mi? Belliki bu pek önemli değil. " dedi. Oturduğu yerden yavaşça kalkıp kapıya yürüdü, " Ne kadar hızlandırmak istersin bilmem ama evden çıkarken anahtarı Kemal amcaya bırak. " dedi. Ve öylece gitti.
Ege yapayalnız kaldığı odada dumura uğramış bir ifade ile ayakta bekledi. Gözleri tüm evde gezdi. Ne olduğunu anlamaya çalıştı, ancak tek bir anlam bile bulamadı. İyi bir üniversiteye gittiği için sevinmesi gerekirken şimdi büyük bir yıkımla baş başa kalmıştı. Onun tarafından ilk terk edilişi değildi ancak bu ilkinden daha çok acıtıyordu.
Uzun bir süre olduğu yerde kaldı. Sonrasında içinde inalılmaz bir öfke hissetti. Bu evi hemen terk etmek istiyordu, Mustafa da kendisi gibi çok acı çeksin ve biraz olsun onu anlasın istiyordu. Bu defa kendisi bencil olmak istedi. Bir defa başkası için değil kendi için yaşamak istedi.
Sıktığı yumrukları ile hızla yatak odasına gitti. Tek bir parça eşyasını bile burada koymayacaktı. Onu kendine hasret bırakacaktı. Kabullenemiyordu, bu kadar kolay bırakıp gitmesini kabullenemiyordu.
Hızla toplandı, kirli olan yıkanmayı bekleyen çamaşırlarını bile bir poşete koyup valize yerleştirdi. Kitaplarını ise bir kaç koliye koyup kapıya sürükledi. Evde hiçbir şeyinin kalmadığını emin olduktan sonra telefonla arkadaşı Ömer'i aradı ve gelip ona yardım etmesi için ricada bulundu. Hemen yardımına koşan Ömer ile eşyaları Kemal amcanın daha önceden kalması için verdiği odaya koydular.
Kemal amca ağladım ağlayacak bir ifade ile yanına gelen çocuğa baktı. Anında kaşları çatıldı, etrafa şöyle bir baktığında Mustafa'yı da göremedi.
Ege elindeki anahtarı Kemal amcaya uzatıp, " Amca Mustafa'ya haber et anahtarı gelip senden alsın. " dedi. Kemal amca tam ağzını açıp bir şey söyleyecekken, Ege hızla içeriye girdi.
Kemal amca anlamasa bile dediğini yapıp Mustafa'ya haber etti.Mustafa oturduğu kaldırımda yaktığı sigarası ile etrafı seyrediyordu. İçinde müthiş bir sıkıntı vardı. Ege'nin hemen gideceğini düşünmüyordu, hatta hala evde Mustafa'nın gelmesini beklediğine emindi. Biraz düşününce çokta büyütülecek bir şey olmadığını anlamıştı ve eve gitmek için hazırlanırken gelen telefonla heyecanlandı. Kesin Ege arıyordu, eve gelmesini isteyecekti ve sorun çözülecekti. Ancak öyle olmadı, Kemal amca Ege'nin anahtarı bıraktığını ve gelip alması gerektiğini söylediğinde neye uğradığını şaşırdı.
Bunu beklemiyordu, Ege'nin kendinden gideceğini hiç düşünmemişti bile ama gitmişti. Hem de o kadar hzılıydı ki anlamaya fırsatı bile olmamıştı. İlk başta haklı olduğunu düşündü. Ege'nin onu gerçekten de bırakmak istediği aklından geçirdi. Ancak eve giripte evde Ege'ye dair hiçbir iz bulamayınca çok büyük bir hata yaptığının ve bununda o büyük hatanın ödülü olduğunu anladı.
Ve Mustafa ilk defa terk edildi. Ve bu terk ediliş o kadar hızlı oldu ki anlaması bir kaç uzun saat sürdü. Anladığında ise her şey için çok geçti.
Merhabalarrrrr
Biliyorum baya uzun bir ara oldu. Sınavdan sonra bile baya beklentim ancak elimde olan bir durum değildi kendimi tekrardan bulmam, eski alışkanlıklarıma tekrar dönmem çok zordu.
Şuan ise iyiyim ve tekrar buradayım. Hatta belki gelecek günlerde yeni bir kurgu ile karşınızda olabilirim. O baya uzun soluklu bir kurgu olacak gibi geliyor bu yüzden baya hazırlanmam gerek.
Neyse bebişlerim, bölüm bekleyenler varsa onlardan özür diliyorum beklettiğim için ve artık aranızdayım diyorum.
Kendinize iyi bakın keyifli okumalar...