Ege'den
Kemal amcanın zorla yedirdiği yemekler ile iyice kilo aldığımı hissediyordum. Aşırı üstüme düşüyorlardı karısı Dilek teyze ile. Bazen kendi anne babamdan görmediğim ilgili onlardan gördüğüm için sevinsem de şuan pekte mutlu değildim.
Mustafa hastanede kaldığımız bir hafta içinde bir kere bile yanıma gelmemişti. Nedenini sormuştum Kemal amcaya, suçlu hissetiğim için olabileceğini söylemişti. Ama ben onun suçunun olmadığını biliyordum. Yine de içten içe yanıma gelmedikçe onun sebep olduğu birşey olduğunu da düşünüyordum.
Kemal amca bugün erken gitmesi gerektiğini söyleyip odadan ayrılırken, iki kişilik olan ama şuan tek kaldığım odada öylece oturmaya devam ettim. İçim kapkaranlıktı, düşünceler boynuma dolanmıştı ve ölmek üzere gibi hissediyordum. Ve derdimin tek çaresi Mustafa gibi geliyordu.
Mustafa'dan
Acil her zamanki gibi kalabalıktı. Varlığıma alışmış olan birkaç hemşire arada gelip bana birşeyler sormaya çalışıyordu. Cevap veremiyordum.
Şu son bir haftadır defalarca kez Ege'me gitmeyi denemiştim. Ama olmuyordu, sanki onun yanına gittiğim an ona kötü birşey olacakmış gibi hissediyordum. Ondan uzaklaşamıyordum ama ona yaklaşamıyordum da.
Merdivenlerden soluk soluğa inen Kemal amcaya takıldı gözlerim. Beni ikna etme çabası bitmişti artık, sadece iyi olduğuma bakıyor ve gidiyordu. Bugün diğer günlerin aksine yanıma geldi. İçimi bir korku kapladı, bir şey oldu endişesi ile aniden ayağa kalktığımda elini omzuma koyup babacan gülümsemesi ile, " Endişelenme bir şeyi yok, beni takip et. " dedi.
Omzumdan yürümem için ittirip arkamdan gelmeye başladı. Arabasının olduğu yere geldiğimizde, " Ben gelemem. " dedim. Sesim uzun süreden beri konuşmadığımı için çatallı ve kısık çıkmıştı ama Kemal amca duydu. " Gelmek zorundasın Mustafa, Ege'nin intikamını almak istemiyor musun? " dedi. Duyduklarım ile gözlerimin parladığına emindim. İçimde yanan intikam ateşi Ege'yi görmediğim her saniye harlanıyordu. Dayanamıyordum, içimin parça parça olduğuna ve her bir parçamın intikam diye bağırdığına emindim. Ama Ege bir olayı daha kaldıramazdı. Belki bir daha yüzüme bakmak istemeyebilirdi ancak ben ona bir kötülük daha yapamazdım.
" Ege üzülür yapamam. " dedim. Kemal amca gülümsedi, " Sen yapmayacaksın, senin için yapacak birini tanıyorum. " dedi. Kafam allak bullak olmuştu. Yine de kabul etmek istiyordum. Ege'nin üzüleceğini hissettiğim an kendimi geri çekerdim zaten. Arabaya bindiğimde gülerek arkamdan bindi. Her kim bana bu iyiliği yaparsa bundan sonra onun köpeği olmaya bile razıydım. İçimdeki bu yangın sönmeliydi.
Bomba gibi bir karakter girecek kurguya hatta onu da başka bir kitap olarak yayınlamayı planlıyorum. Sınav dönemindeyim. Bir dahaki bölüm gelecek hafta sonu anca gelir.
Oy ve yorum bırakmayı unutmayım...