5. BÖLÜM
"Linda!" diye bağırdı ve aceleyle okul çıkışında Linda'nın peşinden koştu Alice. "Sen neyden bahsediyordun?"
Linda nedense üzüntüyle ona baktı. "Ah, zavallı Alice. On iki yaşına basmana zaten az kaldı. Her şeyi öğrenmenin zamanı geldi." Gülümsedi.
Alice koşturup onu takip etti. "Nereye gidiyoruz?"
"Çok önemli bir yere değil. Eski bir kulübeye."
"Sadece eve gitsek olmaz mı?"
"Olmaz, Alice. Bu gizli bir mesele. Hem seni perileri yanına götüreceğim."
"Nelerin yanına?" dedi Alice şüpheyle.
"Perilerin." dedi Linda. "Neyse, hadi hızlan biraz."
Alice sessiz kalmaya ve neler olacağını zamanında görmeye karar verdi. Neler olacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Ama bu konuda kafasını yormanın da bir anlamı yoktu zaten."Geldik mi?" diye sordu Alice onuncu defa.
"Çok az kaldı." diye sabırla cevapladı onu tekrar Linda.
Etraf çok karanlıktı. Her yerde bir metre aralıklarla ince uzun ağaçlar vardı. Yaklaşık yarım saattir ilerlemeye devam ediyorlardı ancak hiçbir şey değişmiyordu; ağaçlardan başka bir şey yoktu.
Susuzluktan çatlamış toprağın üstünde sadece kısa, sarı çimenlerden vardı bir tutam. Anlaşılan yağmurun bol olduğu bir bölgede değillerdi.
Linda aniden durunca Alice heyecanladı. "Eee? Burada ne bir kulübe ne bir peri görebiliyorum ben."
"Yakında göreceksin." dedi Linda. Eğilip önündeki ağacın dibindeki toprağa iki elinin parmaklarını batırdı. Toprak canlanıp belli belirsiz parladı. Ardından toprağın üstünde beyaz bir yazı belirdi: PERİLER DİYARI GİRİŞ: ONAYLANDI.
"Elini bu ağacın üstüne koyar mısın?" diye sordu Linda ayağa kalkıp üstündeki tozları silkelerken.
Alice bir an Linda'nın onunla dalga geçtiğini sandı ama Linda'nın derin yeşil gözlerinde en ufak bir şaka belirtisi olmadığını fark edince dediğini yaptı.
Bir an için hiçbir şey olmadı.
Ancak daha sonra, ağacın kıvrımlı dokularından ışıklar saçılmaya başladı. Kuruyup eğilmiş ağaç, yavaşça kendine gelmeye ve sarı yaprakları yeşile dönmeye başladı. Yukarıya kalkıp dimdik bir hal aldı. İncelmiş ve çatlamış gövdesi genişledi.
Daha sonra ağacın kıvrımlı dokuları birleşti, bazı yapraklar, ağacın genişlemiş gövdesine dökülüp bir çember şeklini oluşturdular. Sonra çember açık yeşil renkte parlamaya başladı. Şu anda etrafında koyu yeşil desenli yaprakları olan yuvarlak, insanın gözünü alacak parlaklıkta, yaklaşık bir metre çapında bir ışık saçılıyordu ağacın tam ortasında.
Alice elini ağacın üstünden çekti.
"Bu da ne-" diye soruyordu Alice ama Linda "Gitmemiz lazım! Acele et!" diyip onu kolundan çekiştirince ağacın içine girdiler. Alice geri çekilmeye çalıştı ama çok geçti.
Bir anda dünya değişti. Etrafta saçılan ışıklardan dolayı Alice eliyle gözlerine siper etti.
Ancak biraz sonra ışıklar söndü.
Kurumuş ağaçlardan ve topraktan artık en ufak bir işaret yoktu. Capcanlı, yemyeşil bir dünya vardı artık. Kelebekler uçuşuyor, kuşlar şarkı söylüyordu. Etraftan güzel çiçek kokuları yayılıyor, usulca akan şelale sesleri insanı rahatlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seçilenin Ateşi
FantastikÜç, iki, bir... Sadece yaşadığımız gezegenden başka evrenlerin de var olduğunu, kim bilebilirdi? Üstelik bunlardan bazıları, masal olarak dinlediğimiz Periler'in, Melekler'in ve İblisler'in evreni... Alice de bir Yarı Peri'dir. Ama ruhundaki öfke v...