"Herkes dinlesin! Bu bir emirdir!" Kapıya vurulma ve bağırma sesleri ile yataktan sıçrayıp hemen annemin yanına gittim. Kısık sesle bağırarak seslenmeye başladım. "Anne!?" Aynı şekilde karşılık vererek beni aydınlatması ile kafamı sesinin geldiği yöne çevirdim. "Buradayım Jimin!" Ses kapının önünden geliyordu. Koşarak hemen annemin yanına doğru ilerledim.
Dün olanları anneme anlattıktan sonra önce azarlamış sonra da sıkıca sarılmıştı. Eun teyzeye değer verdiğimi biliyordu. Bu yüzdendi zaten beni dövmemesi.
"İçeride kal!" Sessiz ve sert fısıldaması ile olduğum yerde durdum. Bu da ne demek!?
"Hepiniz beni dinleyin! Buraya Park Jimin'i kralın huzuruna götürmeye geldik! Kendisi her neredeyse hemen ortaya çıksın!" Duyduklarımdan sonra gözlerim fal taşı gibi açılmış ileriye doğru bilinçsiz bir şekilde adım attım. Annem elini kaldırarak beni durdurdu. Daha sonrasında kendisi ileriye doğru çıktı ve konuşmaya başladı. "Park Jimin benim oğlum fakat dün akşam ormana avlanmaya gitti ve hâlâ dönmedi."
Annemin yalan söylemesine şaşırırken bunu neden yaptığını da sorguluyordum. Görebildiğim kadarıyla atın üstünde ki ulak anneme gözlerini kısarak bakıyordu. Sanırım kafasında sadece annem ve benim yalan olduğunu bildiğim cümleleri tartıyordu. Bir süre sonra kafasını aşağı yukarı sallayarak ağzını açtı. "Yarın tekrar geleceğiz ve umuyoruz ki oğlunuz burada olur. Ayrıca yine umuyoruz ki bize yalan söylemiyorsunuz, aksi takdirde pek hoş olmayan şeyler olabilir Bayan Park."
Biraz daha etrafı inceleyip diğer askerlerle birlikte köyden uzaklaştı. Annem hemen eve girerek kapıyı kapattı. Telaşlı sesimle hızlıca konuşmaya başladım. "Neden yalan söyledin!?" Gözleri kızarmış bir şekilde beni hiç bekletmeden cevaplaması ile içimde bir şeylerin kırıldığını hissettim. "Seni sorgusuz sualsiz onlara vermem Jimin! Babanı da yine böyle götürdüler ve o geri gelmedi! Seni de kaybedemem, beni anladın mı?" Gözlerim dolu dolu anneme sarıldım.
Babam ben daha küçükken askerler tarafından götürülmüştü. Bize orduya yardım için götürdüklerini söylemişlerdi ama ondan bir daha haber alamamıştık. Bu yüzden annem hiçbir askere güvenmiyor, bazen yalan söylüyor bazen de hiç konuşmadan bekliyordu.
Derin derin nefes alarak beni neden götürmek istediklerini düşündüm fakat aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Ne krala saygısızlık edecek bir davranışta bulundum ne de yasakları çiğnedim. Üstelik hiçbir kanunada aykırı bir şey ne yaptım ne de öyle bir durumun içinde bulundum.
Akşama kadar annem ile beni neden götürmek istediklerini düşündük ama ne annem ne de ben bir sonuca varabildik.
"Uyumaya git Jimin. Bu kadar düşünmek yeter. Yarın geldiklerinde yine bir bahane bulur gönderirim ben askerleri." Beni göndermemeye oldukça kararlı görünüyordu ve açık olmak gerekirse bu beni korkutuyordu. Yapacağı ve kendisini tehlikeye atacağı şeyleri düşündükçe saçlarımı yolma isteği ile doluyordum.
"Anne eğer yalan söylediğin ortaya çıkarsa hiç iyi şeyler olmaz. Ben, ben en iyisi yarın askerler ile gideyim." Önce yüzüme boş boş bakıp duyduğu şeyin gerçekliğini sorguladı ve masmavi cam gibi gözleri kocaman oldu. "Ne saçmalıyorsun sen!? Asla izin vermem!" Kendini kaybetmiş gibi bağırıyordu. "Anne! Anne beni dinle! Buna mecburum! Nereye kadar yalan söyleyeceksin? Eninde sonunda anlayacaklar ve sonuçları eğer benim için kötü olacaksa bile senin içinde kötü olacak! Bunu göze alamam."
Karanlıkta bile fark ettiğim annemin dolu gözleri ile yanına gidip sarıldım. Bana ne olacaksa olabilirdi ama benim yüzümden ona bir şey olmasına asla dayanamazdım.
Bir süre sonra annemi yatağına gönderip biraz daha oyalanıp düşündükten sonra yatağıma uzandım.
Yarın gelecek askerler ile beraber giderken kendimi sakin tutmak ve ağlamamak için türlü yollar düşünerek uykuya daldım.
•••
Holaaa geçiş bölümü gibi düşünün tamam mıııı??? Aklımda bir şeyler var ehehe hadi bakalım.
🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️ 🕯️🕯️batırmadan bitirme duası 🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️
17.09.22
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cariye | yoonmin (ara verildi)
Фанфик[mpreg | yoonmin] Eski krallıklarda erkek bir cariyenin olması zayıflık olarak kabul edilirdi. Onlara göre erkekler doğuramaz; narin, güzel olamazdı. Bütün bu aptal düşüncelerin arasında ise güzeller güzeli Park Jimin'e umarsızca tutulan, Kral Min...