Episode 7

476 61 39
                                    

yoonminficwp ithaf ediyorum🥺🥺 yorumlarını okurken kalbim çok hızlandııığğ bende şevke gelip yazdım fksnfksnf

İyi okumalar!

•••

Kralım, şaka mı yapıyorsunuz amına koyayım?

Aval aval yüzüne bakmaya devam ederken koca taht odasında kralın gür kahkahası yankılandı. Kralın gülmesi elbette absürt bir şey değildi ama Tanrı aşkına! Ben hiç görmemiştim! Kral neden durduk yere halkın önünde gülsün ki? Deli ilan edilirdi.

"Jimin," derin bir nefes ",bak biliyorum gerçekten çok saçma. Bunun oldukça farkındayım. Sadece, sadece beni dinle ve bir süre burada kal. Sana sebebini bir süre sonra açıklayacağım fakat şimdi değil."

"Annem..." Kralın onca sözünden sonra aklımda direkt olarak annem belirmişti. Böyle yumuşak ve kibar konuştuğuna göre kötü bir şey değildi burada bulunma sebebim -ki zaten kral da her ne kadar anlamasam da tanımak için olduğunu söylemişti. Bu da canımın tehlikede olmadığını gösteriyordu ve benim bu haberi bir şekilde anneme ulaştırmam gerekiyordu. Eminim ki şimdiden kendini yemişti ve ben buna daha fazla izin vermek istemiyordum.

Kral bir süre anlam vermek ister gibi yüzüme bakmış ardından tekrar ince dudaklarını aralamıştı. "Annem, derken?" Gayet mantıklı bir soruydu... "Kralım, annem canımdan endişe ediyor. Çünkü, şey, apar topar buraya geldim çünkü. O da hâliyle beni merak ediyor. Ona haber verme şansım var mı?" Kralın gözlerinde gördüğüm ifade ile hafiften kasıldığımı hissettim çünkü yüzündeki ifade çok...şefkat doluydu?

Hafiften çatılan kaşlarım ile direkt olarak yüzüne bakarken biraz inceleme fırsatım da olmuştu.

Düzgün ve kavisli bir burun, hafif çekik ve kediyi andıran simsiyah gözler, ince fakat mükemmel görünen pembe dudaklar, sivri ve yapılı bir çene hattı ve süt beyazı mükemmel bir ten...

Çok fazla incelediğimi fark ederken aynı zamanda hâlâ bir cevap beklediğimi göstermek için hafif bir şekilde öksürdüm. Sonunda yüzümü inceleyen kral dudaklarını araladı. Dudaklarının renginin pembenin en güzel tonu olduğunu söylemişmiydim?

"Tabi ki var Jimin. Annene bir mektup yazıp askerlerle gönderebilirsin. Herhangi birine mektubun gitmesini istediğin adresi söyle yeter."

Oldukça sakin ses tonuyla kurduğu cümleler ile gözlerim kısılana kadar gülümseyip elimde olmadan her mutlu olduğumda yaptığım gibi yerimde bir kaç defa zıpladım. Bende ki gülümseme kadar olmasa da kralın yüzündeki tebessüm ile beni izlediğini fark edince zıplamaya bırakıp boğazımı tekrar temizledim. Sevinçten teşekkür etmeyi unutmuştum.  "Teşekkür ederim kralım. Size minnetim sonsuz. Çok, çok teşekkür ederim. Dileyin benden ne dilerseniz!"

"Tamam Jimin. Abartma."

Dudaklarımı dişleyerek kafamı aşağı yukarı onaylamak için salladım. Bir süre sessizlik olmuş ardından daha fazla burada durmanın anlamsız olduğunu düşünerek gitmek için izin istemeye karar verdim. Daha yazmam gereken bir mektup vardı.

"Kralım?"

"Evet?"

"İzninizle çekilebilir miyim?"

"Nereye?"

"Bana verdiğiniz odaya gitmek için izin istiyorum aslında efendim ama siz nereyi arzu ederseniz oraya gidebilirim."

Bir süre yüzüme bakmış ardından ağzının içinde kelimelerini yuvarlamıştı. "Benim odama gelmeni arzu ederim ama ne yazık ki daha erken." Yarısını anlamadığım cümle ile kaşlarımı çatarak tekrar dudaklarımı araladım. "Anlayamadım kralım?"

cariye | yoonmin (ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin