Bölümün dün gelmesi gerekiyordu Allah'ın cezası watty sağ olsun paylaşmadı!!! Neyse...
yoonmrn ithaf ediyorum. Manyak oy sınırını doldurduğu gibi bir dakika da eksik olan yorumları da yapmış fkdbfksjfn umarım seni, sizi tatmin eder bölüm.
İyi okumalar!
•••
Yazarın anlatımıyla
"Jimin uyuma!"
Bağırışlar, ok yaylarının çıkardığı sesler ve koşuşlar.
Tam bir kaos hakimdi Min krallığının ana sarayında. Kral kucağında ki minik beden ile hızlıca koşarken; aynı zamanda onu sarsmamak için olağanüstü bir çaba harcıyordu.
O an ne hedefi olduğu oklar ne yaralanan bir askeri ne de başka bir şey umrunda değildi Yoongi'nin. Tek düşündüğü kucağında ki bedendi. Telaştan neresinden yaralandığına bile bakamamıştı. Baksaydı görürdü riskli bir durumun olmadığını, Jimin'in anlık yüksek acıdan dolayı bayıldığını. Ama işte; kendinden geçmişti bir kere.
Hızlı koşuşturmanın ardından nihayet saraya girmesi ile adeta kükremişti. "Hekim!" Sesi bütün sarayda yankılanırken hücrede ki mahkumlar bile duymuş olabilirdi bağırışını. Olabilirdi, umrunda bile değildi.
Son hız yanlarına koşan hekimle beraber en yakın sağlık odasının kapısına adeta tekme atarak girmişti.
Kucağında ki baygın bedeni yatağın üstüne yatırırken kulakları uğulduyordu. Neydi onu bu kadar endişelendiren? Okların asıl hedefinin kendisi olması mı? Kıl payı ölümden kurtulması mı? Yoksa sadece koştuğu için mi bu kadar hızlı atıyordu kalbi? Ya da belki de yatakta ki sağ kolu kan içinde kalmış beden için de olabilirdi bu endişesi? Neden olmasın?
Minik gözleri açılabildiği kadar açılmış; öylece bekliyordu ayakta Yoongi. Ne bir yere oturuyor ne de Jimin'in başına gidip ne durumda olduğuna bakabiliyordu. Aptala dönmüştü resmen!
"Kralım, üç saldırganı yakalayabildik! Askerler kaçanların peşinden gitti. Yakalamamız an meselesi!"
Gözleri bir yırtıcının gözlerine benzerken, kasılan çenesiyle yanına gelen askerine döndü. Düşman olsaydı çoktan konuşup, canının bağışlanması için yalvarmaya başlardı Yoongi'ye. Gözler bir silah olsaydı çoktan katliam yaratmıştı Yoongi.
"Bul onları Seung. Hepsini istiyorum."
Ölüm kokan sesi ile kısık bir şekilde konuşmasına rağmen Jimin ile ilgilenen hekim bile anlık olarak titremiş; tedavisine geri dönmüştü.
Sonunda kendisine az da olsa gelen Yoongi, Jimin'in başına gitmeyi akıl edip yavaş adımlar ile, sanki görecek olduğu manzaradan korkarmışçasına ilerledi.
Derin bir nefes alıp gözlerini minik bedene çevirdi.
Giyerken heyecanlandığı toz pembe hanbok hem yere düştüğü için tozlanmışken sağ kolu tamamen kanının rengine bulanmıştı.
Yoongi içinde inanılmaz bir ateş hissederken göğsünün sıkıştığını hissederken içine derin derin nefesler çekiyordu. Öyle ki kendisine üçüncü defa seslenen hekimi anca duyabilmişti.
"Kralım?"
"Konuş Wang. İyi mi?"
"İyi efendim. Ok zehirliydi fakat hızlıca buraya getirildiği için şehir çok fazla etki edemeden panzehiri verdim. Kolunu da temizleyip, dikiş attım. Acıdan ve korkudan kendinden geçmiş olmalı. Endişelenecek bir şeyi yok. Bir kaç gün boyunca hazırladığım karışımı sürerse hem ağrısı azalır hem de daha çabuk iyileşir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cariye | yoonmin (ara verildi)
Fanfiction[mpreg | yoonmin] Eski krallıklarda erkek bir cariyenin olması zayıflık olarak kabul edilirdi. Onlara göre erkekler doğuramaz; narin, güzel olamazdı. Bütün bu aptal düşüncelerin arasında ise güzeller güzeli Park Jimin'e umarsızca tutulan, Kral Min...