"Pekala. Öncelikle annenize çok benziyorsunuz bayan Potter tıpkı onun gibi gerektiğinde naziksiniz söz konusu düello veya başka önemli bir konu olunca ciddileşiyorsunuz abiniz gibi babanıza benzemiyorsunuz küstah değilsiniz"
"*Öksurerek" ah evet profesör Snape"
"O büyü hakkında konuşmak istiyorum sizinle benim icad ettiğim büyüye çok benziyor"
"Yani Sectumsempra büyüsüne"
"Bunu nereden bildiğinizi sora bilirmiyim"
"Slytherin Sırrı bunu size söyleyemem"
"Sinsi bir yılandan farkınız yok *Öksurerek" herneyse isterseniz sizi eğite bilirim büyüler konusunda tabi sizde isterseniz"
"Tabi tabiki yani çok isterim çok teşekkür ederim Profesör"
"Siz benle ne konuşacaktınız Bayan Potter?"
"Profesör bu çok önemli bir konu ben nasıl başlayacağımı bilemiyorum yani neden ben bunuda bilemiyorum"
"Sorun nedir Bayan Potter?"
"Labirent görevinde kupa sayesinde kendimi bir mezarlıkta buldum Profesör orada bir mezar vardı Voldemort'un mezarı yani Tom Riddle'ın mezarı"
Sessizce beni dinliyordu.
"Evet devam edin"
"Orada çirkin bir adam gördüm Harry'i bağlamış Cedric'i ise....."
"Lütfen durmayın devam edin Bayan Potter"
"Evet daha sonra Harry'nin kanını oradaki kazana döktü ben Harry'i kurtarmak için gittiğimde Ölüm Yiyenler etrafımı sarıp gitmeme izin vermedi ve o kazandan bir adam çıktı tahmin edeceğiniz üzere o adam;
Voldemort'tu bana doğru gelmeye başladı bana karşı çok samimiydi bize size bir hediyem olucak ama şimdi uyun sabah kalktığınızda odanızda olucaksınız dedi"
Profesör Snape Şaşkınca beni izliyordu.
"Sabah uyandığımda hemen Harry ile görüştüm ama birden Ölüm Yiyenler etrafımızı sardı ve bizimle savaştı bana Crucio attı ona affedilmez laneti anlık refleksle atıcaktımkı bir ölüm yiyen geldi ismi galiba Lucius'du onlara savaşsız bir şekilde beni alıp gitmelerini söyledi aksi takdirde Lorda herşeyi Soyleyecekmiş"
Profesör Snape Şok olmuştu.
"Dumbledore'un geldiğini anladıklarında Harry'e Sersemlet atarak sersemlettiler ve benide bayılttılar gözlerimi açtığımda
bir sandalyede oturuyordum başımda çok kötü bir acı vardı. Karşımdada bir adam oturuyordu."Çok dikkatli dinliyordu beni.
"Bu adam Voldemort'tu hortkuluk yüzünden mahvolan suratını benim için düzelttiğini söyledi bana elimi uzatmamı istedi ben uzatmayınca bana İmperius yaptı ve benim elime bir yüzük taktı bu yüzük Gaunt yüzüğüydü."
Şokla beni dinliyordu.
"Bu yüzüğü çıkarmadığım sürede onun eşi olduğumu söyledi ve bu yüzüğü ona gerçekten âşık olursam çıkara bilecekmişim ve midem bulandı ve bana Ruh birleştirme büyüsü yaptığını ve bunların normal olduğunu söyledi yan etkileriymiş geçeceğini söyledi yüzüğü birisi görür nasıl gizleyeceğimi düşündüm oda bana bir büyüsü olduğunu söyledi."
Sadece dinliyordu.
"Ben gitmek istediğimi söyledim ve bana küçük bir hediyesi olduğunu söyleyip bayılttı sabah kalktığımdada odamdaydım gerisini biliyorsunuz"
"Siz bunları bana neden anlatıyorsunuz Bayan Potter? Ya ben bunları birine anlatırsam?"
"Çünkü Size güveniyorum Profesör"
O sırada Severus Snape'in aklına Lily ile olan bir anısı geldi.
~Flashback~
"Bunları bana neden anlatıyorsun Lily?"
"Çünkü sana güveniyorum Severus"
~Flashback son~
"Annenize çok benziyorsunuz Bayan Potter onun aynısısınız"
"Ben öyle düşünmüyorum""
"*Öksurerek* Herneyse size nasıl yardım edebilirim Bayan Potter?"
"Bu lanetten kurtulmak istiyorum Profesör"
"Bu büyüyü sadece yapan boza bilir Bayan Potter"
"O zaman ne yapmalıyım Profesör"
"Yüzüğü saklamanız gerek Bayan Potter"
"Peki nasıl?"
Bana bir büyü yaptı.
"Bu yüzüğü ne zaman isterseniz o zaman görünmez yada görünür yapa bilirsiniz"
"Size çok minnettarım Profesör"
"Pekala gide bilirsiniz"
"Teşekkür ederim profesör"
Diyip çıktım yüzüğün görünmez olduğunu düşündüm ve yüzük görünmez oldu bu büyü bir harika.
Dersler bitmişti Yasak Ormana doğru yol aldım Karagöle gidecektim.
Gizlice Flich'e ve kedisine yakalanmadan
Yasak ormana gittim fakat başım dönmeye başladı."İyimisin Leydim?"diyerek önüme belirdi.
"Sanane senin marifetin mutlu musun çöz şu büyüyü"
"Bu sadece büyünün marifeti değil"
"Taktığım yüzük hortkuluk olduğu için mi böyle?"
"Belkide yada değil"
"Beni yanlız bırak"
"Tabiki ama İlk önce"
Diyip çenemi tuttu dudaklarımı dudaklarına bastırdı. Geri çekilmedim izin vermedi ama içimden ona karşılık vermek gerektiğini düşünüyorum.
"Lanet olsun çok güzelsin Leydim"
"Bırak beni seni istemiyorum"
"İstesende istemesende artık benim Leydimsin"
"Bir yüzük veya bir büyü herşeyi çözmüyor"
"Kim bilir belkide herşeyi çözen 'Bir Yüzük' veya 'Bir Büyü' değildir?"
"Ne demek şimdi bu?"
"Anlarsın zamanında"
"Bırak beni Karagöle gideceğim"
"Severus'a neden herşeyi anlattın?"
"Bilmiyormuş gibi yapma nedenini ikimizde biliyoruz"
"Ah evet yüzük için"
"Bunu malikanede kendinde söyleye bilirdin"
"Demekki birşeyler biliyorum ki seni Severus'a yöneltiyor'um"
"Lanet Olasısın!"
"Sende Çok güzelsin Leydim"
"Ahh Herneyse"
"Şimdi benim gitmem lazım Leydim sende Karagöle gidemezsin"
"Nedenmiş o?"
"Çok fazla soru soruyorsun"
Beni kucağına alıp odama buharlaştı.
"Şimdi uslu bir kız ol ve uyu iyi geceler Leydim"
Diyip dudaklarıma öpücük bırakıp gitti yarın dudaklarımı deterjan şampuan ile yıkayacağım.
~718 kelime~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İ𝗸𝗶𝘇 𝗣𝗼𝘁𝘁𝗲𝗿'𝗹𝗮𝗿ᵀᴼᴹ ᴿᴵᴰᴰᴸᴱ(Birinci Kitap)
FanficTom Riddle kendisinden bir nedenle 2 yaş küçük olmasına ramen Potter'ların prensesine göz koymuş onunla birlikte olmak ister amacı ise Potter'ları öldürüp Victoria Potter ile dünyaya hükmetmek. Tom Riddle ile Victoria Potter'ın hikayesi. Not:h...