6.bölüm~ Bursa

107 58 117
                                    

Arabaya biner binmez başlamıştı sorulara Arda.

"Nerdeydin bu saate kadar acaba?"

"Mezarlıktaydım"

"Eeee... Sonra?"

"Mezarlıktaydım işte. Ne sonrası?" Yüzüme şaşkın şaşkın bakıyordu.

"Bu saatte mezarlıkta mıydın yani?" Kafa salladım.

"İyi sadece bir adam kovaladı seni"

"Bunun iyi yanını öğrenebilir miyim acaba?" dedim sesime sinir karıştırarak.

"Mezarlıktaydım dedin ya... İyi cinler, periler kovalamadı seni"

"Hahaha. Sen ne kadar komiksin ya! Komik şey seni!"

Bir kahkaha patlatıp sessizleşti. Ben de bu sessizliği bozmayı amaçlamıyordum zaten. Dakikalar birbirini kovalarken sessizliği bölen yine onun sesi oldu.

"Adamın kim olduğuna dair bir fikrin var mı?" Kafamı salladım.

"Var. Ve sanırım Faruk'un adamı.

"Nereden vardın bu sonuca acaba?"

"Acaba bugün Faruk mezarlığa geldiği için olabilir m-"

"Bir dakika, ne?"

"İzin verirsen anlatacağım. Ailemin ölüm yıl dönümünü söylemişim ona yanlışlıkla. O yüzden gelmiş" Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırarak devam ettim. "Eğer seve seve gitmezsem zorla götürecekmiş beni. Bir dahaki karşılaşmamızda" demeye kalmadan Arda sinirli sesiyle "Hıhı... Ben de izin verecektim ya buna zaten" dedi ama bana değil de sözleri kendine söylüyormuş gibi fısıltı şeklindeydi.

"Buna izin vermeyeceğim. Asla ve asla" dedi ama sözleri bu sefer benim içindi.

Yollar arabanın altından kayıp gidiyordu. Yol kenarındaki ağaçlar arabanın hızına göre bizimle ilerliyorlardı. Son sessizliğe bürünüşümüzün ardından on beş dakika geçmişti. Ve göz kapaklarımdan uyku akıyordu. Gözlerimi kapatmadan önce Arda'nın ayağına baktım. Frene fazla ihtiyaç duyulmasa da kullandığı zaman canının yandığını görebiliyordum.

Radyoyu açtım ve gözlerimi kapattım şarkı eşliğinde. Uykumun olmasına rağmen başımı ne tarafa çevirsem de uyuyamıyordum. Yaşadığım olaydan dolayı çok gergindim. Uyuyamamamın sebebi bu olmalıydı. Çünkü ben istediğim zaman istediğim yerde uyurdum. Eğer sakinleşemezsen uyuyamayacaktım.

Aklıma gökyüzünü getirdim ama bu bile işe yaramıyordu. İçeriye soğuk havanın dolmasıyla ne olduğunu anlamak için gözlerimi açtım. Arda camını açmıştı. Soğuğu oldum olası sevmezdim çünkü bana ölümü hatırlatıyordu.

"Ceketimi ister misin?"

Kafamı salladığımda yolu kontrol edip direksiyonu bıraktı. O ceketini çıkarırken ben "Manyak mısın?" dedim telaşlı sesimle. Hayır, benim rahatlamaya ihtiyacım var. Bu da bana daha fazla stres aşılıyor resmen. "Manyağım" dedi eğlenir ses tonuyla.

Gözlerimi devirdim istemsizce. Hem yola bakıyordum hem de ani bir şey olursa diye ellerimi direksiyonun yanında bekletiyordum. Ceketi kucağıma atıp tekrar direksiyonu tuttu. Ben de ellerimi geri çekip rahat bir nefes verdim. Tekrar uyku pozisyonuna geçerek ceketi üzerime örttüm ve tekrar gözlerimi kapattım. İçeri dolan rüzgar bana onun kokusunu taşıyordu adeta. Mayışmaya başlamıştım ve bunu yapan onun baş döndürücü kokusuydu.

Kaybolan Hayatlarımız ~Ara Verildi~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin