Selam. Evet bu aralar aklıma çok fikir geliyor. Ama en beğendiğim ve yazılmayı hak ettiğini düşündüğüm senaryolardan birisi buydu. Hadi bakalım iyi okumalar...
Not: Bu senaryo şarkı dinlerken (Seni dert etmeler ) aklıma geldi ve yine o şarkı çalarken kurgulandı. Şarkıya saygılarımı sunuyorum...
.......
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
.......
"Sen ölürsen, ben de ölürüm."
.......
Genç kadın biraz ilerisinde gerçekleşen düelloyu endişeyle izliyordu. Albus Dumbledore ve Gellert Grindelwald. İkisi de onun arkadaşıydı. Yani bir zamanlar öylelerdi.
Ama Ariana'nın ölümünün gerçekleştiği düelloda Gellert, Anna'ı da yanına alarak cisimlenmiş ve oradan kaçmışlardı. Daha sonrasında Gellert onun Ariana'nın ölümünde bir suçu olmadığını, bu yüzden isterse gidebileceğini ve Albus'un yanına dönebileceğini söylemişti. Ancak Anna Gellert'ı bırakmamış o hedefinde ilerlerken, her zaman onun yanında bulunup aradan geçen seneler boyunca zaman içinde en büyük destekçisi olmuştu.
Onun yanında kalmasının ve onu korumaya çalışmasının bir sebebi daha vardı. Gizliden gizliye içinde yaşayan hisleri. Bu basit, çocukça bir hevesten daha fazlasıydı. Ona aşıktı ve bunu çoktan kabullenmişti.
Kalbini yakıp küle çeviren duygular, Gellert'ı bırakmasının imkansız olmasının nedenlerinden sadece birisiydi. Dumbledore bunu yapmış olabilirdi. Ancak Anna asla Grindelwald'ı terk edemezdi. Hatta şimdiye kadar böyle bir şeyi düşünmemişti bile.
Dumbledore, Anna yaşanan talihsiz kazadan sonra Gellert ile gitmek istediğini söylediğinde açıkçası küçük kızı anlamıştı. Anna, Gellert ile Dumbledore'a kıyasla daha yakındı ve Albus onun bu kararına karşı çıkmamıştı. Ancak yinede istediği zaman tekrardan onun yanına dönebileceğini söylemişti. Tabii bu hiçbir zaman olmadı.
Ayrıca Dumbledore, artık Grindewald'ın yanında kalan tek kişinin Anna olduğunu, Gellert'ın bir yakınını daha kaybetmeyi kaldıramayacağını düşündüğünü söylemiş ve kızı gözünü ondan ayırmaması konusunda tembihlemişti. Anna her ne kadar o zamanlar sadece 9 yaşında bir çocuk olsa da, yaşına göre çok olgun bir kızdı. Bu yüzden aradan geçen 29 yıl boyunca elinden geldiğince Gellert'a hep destek çıkmıştı.
Ancak Albus'un sözünü dinlemiş olsa bile, bu zaman ilerledikçe Gellert'a aşık olmasının önüne geçememişti. Tabii ki Gellert bunu bilmiyordu ve Anna'da öğrenmemesi için her şeyi yapıyordu. Çünkü zaten bilse bile Grindelwald'ın kendisini -o şekilde- sevebileceğine inanmıyordu. Öğrenirse en fazla bunun mümkün olmadığını söylerdi belki ama bu Anna'ın yıkımı olurdu. Gellert'ın ondan uzaklaşmasını asla istemiyordu.
