bu bolumu jayimizin agzindan yaziyorum, son olanlardan sonra neler yasadigini gorebilmeniz icin!
Odamdan en son ne zaman çıktığımı hatırlamıyordum. Annem beni artık dışarı çıkmaya zorlamıyordu, bir yıl öncesine kadar çıkmam gerektiğini söylerdi halbuki. Her şey değişmişti şimdi değil mi? Her şeyi değiştirmişti...
Gözümün üzerindeki göz bandı yüzünden bazen gözümün etrafı çok kaşınıyordu. Yarım sene boyunca neredeyse hiç aynaya bakamamıştım. Gözümün halini gördükçe o günü tekrar tekrar yaşadığımı hissetmiştim, her şey beni çok korkutuyordu o zaman. Hala korkutuyor, ama sanırım biraz atlattım.
İlk 3 ay annemin bile bana yaklaşmasını istememiştim, ellerim titriyordu. Bana yaklaşan herkes bana zarar verecekmiş gibi hissetmeme sebep oluyordu. Ondan nefret etmek istiyorum, ediyor muyum emin değilim. Nefret böyle bir şey mi yoksa hissettiğim şey düzelmeyecek bir kırgınlık mı?
Hala rüyalarımda bazen o günü görüyorum. Elimin üzerindeki kapanmış ize bakıyorum. Ondan sadece korktuğumu, nefret ettiğimi düşünüyor annem. Ondan nefret ettiğimi sanmıyorum. Beni korkutmuştu, çok korkuttu. Canımı acıttı, onun yüzünden asla normal olamayacağım belki de. Ama onun sayesinde, onun yanındayken hayatımda ilk kez normal biri gibi hissetmiştim.
İlk defa bir insandan korkmamıştım, ilk defa birinden hoşlanmıştım. İlk defa böyle bir şey hissetmiştim.
Annem beni onunla tanıştırdığı için kendini çok kötü hissediyor. Hissetmeli belki de, bilmiyorum. Pişman olmalıyım onunla tanıştığıma, ancak pişmanlığım ve nefretim gözümü çıkaran birine karşı olması gerekenden oldukça az.
Annem dışında hiç kimseyle konuşmuyorum. Odamdan dışarıya adım bile atamıyorum. Cinayet romanları ilgimi çok çekerdi, artık onlara elimi uzatmıyorum. Hepsini attım.
Annem uzun süre bana o günden sonra Jungwon'a ne olduğunu anlatmadı. Onu bıçakladığım için kendimden de ürkmüştüm. Aniden gelişen bir durumdu çünkü, bunu yapmak istemiş miydim emin bile değildim artık. Ara sıra rüyama girerek onu neden öldürdüğümü soruyor. Cevap vermiyorum. Korktuğum için yaptım sanırım, ama ona cevap veremiyorum.
Annem onun öldüğünü bana bir ay kadar önce söyledi. Ben kaçarken, polisler gelmeden önce. bıçaklandıktan dört dakika kadar sonra ölmüş. Hemofilisi olduğunu bilmiyordum, bilsem ona bunu yapar mıydım acaba yine?
Annem sadece kendimi koruduğumu ve yanlış bir şey yapmadığımı söylüyor. Yine de kendimi katil gibi hissediyorum. Onu öldüren bensem, bu beni katil yapmaz mı?
Bazen oturup acaba Jungwon ile hiç tanışmasam nasıl bir hayatım olurdu diye düşünüyorum. Gözüm hala yerinde olurdu, belki insanlara olan korkumu aşıyor olurdum. Bilemiyorum. Şimdi bıçak ve anahtar görmeye dayanamıyorum. Kan fobisi, duymamışsınızdır belki hematofobi diye geçiyor. artık hematofobim de var. Hayatım eskisinden daha sıkıcı, bu sefer odamdan çıkmayı düşünmüyorum. Kendime oluşturduğum güven sınırının dışına adımımı atmayacağım.
Ondan nefret mi ediyorum? Yoksa sadece kırgın mıyım? Bunu asla öğrenemeyeceğim sanırım. Çünkü bu hisler arasındaki farkı öğrenmem için daha çok insanla muhatap olmalıyım, bunu asla yapmayacağım. Kendimi güvende hissettiğim sınırlarımın içerisinde yaşayacağım. Fobilerimle yaşamayı öğrenmeliyim belki de, annem bu hale geldiğim için üzgün olduğunu söyleyip özür diliyor defalarca. Onun suçu olduğunu sanmıyorum. Onunla tanışmayı kendim kabul ettim. O gün sakinliğimi korumuş olsam bu halde de olmayacaktım sanırım. Onu öldürdüğüm için kendimden nefret ediyor muyum? Yoksa kendime de mi kırgınım?
Cevabını asla öğrenemeyeceğim, ama en azından bana hayatımda bir daha deneyimleyemeyeceğim hisleri, aşık olma hissini tattırdığı için ona minnettar olduğumu biliyorum.
_______
22.07.22
arkadaslar bune hayirli gunler saygilar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ phóbos ⌗ jay × jungwon
Fanfiction"Kafam patlayacak, lütfen sus artık..." [angst, story] ©jadedstilll ‐ 2021 !!, psychological disorder, self-harm, suicide, homicide.