6.Bölüm

245 21 31
                                    

İYİ OKUMALAR ♡
...

"Eğer kurt saldırmayı kafasına koymuşsa ne çobanı görür ne de itlerini."

Emir de aynı Mete gibi sinir bozucu bir şekilde gülüp biraz daha yaklaştı.

"Eğer çobanın elinde güçlü bir silahı, bir kozu varsa Mete. Emin ol o kurt, ne kuzuya ne de çoban ve itlerine saldırabilir. Aklında bulunsun diye söylüyorum." Emir geri çekilip en öndeki masaya doğru gidip oturdu. Benim sıramın hemen yanına.

"Yalnız o masada Hakan oturuyor." dedi Ayşe. Emir hiç umursamayıp çantasını sıraya koydu onun yerine Volkan cevap verdi.

"Hakan sevgilisi ile aynı sınıfta okumak istiyormuş o yüzden biz de sevenleri ayırmayalım dedik onunla beraber iki arkadaşını da karşı sınıfa yolladık." diyerek benim masamın arkasındaki boş yere oturdu. Uğur da onun yanına çantasını bıraktı ve olduğu yerden hiç kıpırdamayan Mete ile Uraz'a döndü.

"Hiç işiniz yok mu sizin niye öyle aval aval bakıyorsunuz tahtanın önünde hareketsiz."

"Te Allah'ım ya " diyerek sınıftan çıktı Mete. peşinden de Uraz çıktı. Uğurun gözleri bana değince hemen kafamı çevirip Tuana'nın bileğinden tutarak sınıftan çıkardım.

"Hadi kantine gidelim çok acıktım." masum olduğunu düşündüğüm bir bakış atıp önden önden kantine doğru ilerledim. Arkamdan gelip kolunu omzuma atıp sırıtarak bana baktı.

"Ne iş ?" Tek kaşımı kaldırıp suratına baktım.

"Ne iş derken." Tamamen Tuanaya döndüm. "Anlamadım neyden bahsettiğini."

"Diyorum ki senin bu üçlü ile ne işin var. Bildiğin senin için gelmişler sınıfa, hiç inkar etme kendi ağızları ile söylediler."

"Hiçbir işim yok neden geldiklerini bende bilmiyorum ayırca sen demedin mi bunlar önceden kavgalı diye." önüme döndüm ve yürümeye devam ettim.

"Öyle de ne bilim işte ya"

Ben kantine indiğimde Tuana da arkamda belirdi hızlıca sıraya girdim ve raflara bakıp ne alacağımı karar verdim. Yüzyıllar sonra şükür ki sıra bana geldi.

"Karışık yarım tost, cam şişede büyük boy pepsi bir de caramio." tek seferde bütün almak istediklerimi söylediğim için kendimi tebrik ediyorum normalde iki saat lafı ağzımda geveler bir türlü ne istediğimi söyleyemezdim. Etraftaki masalara bakıp boş yer aradım ama hepsi doluydu. Bir tanesi hariç, masada oturan ikili çift kalkmışlardı siparişim hazır olur olmaz oraya uçmam gerekiyordu. Kantinci ablaya baktığımda daha tostu makinadan yeni çıkarıyordu. Ablanın işi bitene kadar masayı kapmasalar bari.

Sonunda siparişim hazır olunca tutan miktarı ödeyip, Tuanaya köşedeki masada onu beklediğimi söyleyip hızlıca boş olan masaya geçip kimse kapmadan oturdum. Zafer benim. Açlıktan midem sırtıma yapışıyordu neredeyse, hızlıca kolamın içine bir pipet atıp tostumdan bir ısırık aldım. Beklediğime değmişti. Tuana gelene kadar tostun yarısını bitirmiştim ama Tuana hala kendi tostunun hazır olmasını bekliyordu. Açlıktan ölmese bari.

Son lokmamı da mideme indirdikten sonra yanıma gelen Tuanaya baktım."Sen gelene kadar ben tostumu çoktan bitirdim bile."diyip elimle midemi ovaladım.

Kalp Anahtarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin