Y/n elinde ki fotoğraflarla evde eşini bekliyordu. Onu defalarca aldatan, hayatını zehir eden, ama o kadar da çok sevdiği adamı bekliyordu.
Ofisinde çalışırken bu sabah bir kurye bir zarf getirmişti. Zarfı açtığında sevgili kocasının başka başka kadınlarla olan resimleri vardı. Hepsi farklı farklı zamanlardandı.
Kapı açıldı. Ran eve geldi.
- Ben geldim. (Ran)
Ses yok.
- Aşkım? (Ran)
Salona geçtiğinde eşinin oturmuş onu beklediğini fark etti.
- Aşkım- (Ran)
- Utanmadın mı?
- Ne? (Ran)
- Gözümün içine baka baka beni aldatmaya utanmadın mı?
- Ben seni aldatmadım! (Ran)
- Hala yalan söylüyorsun. Bunlar ne o zaman.
Dedi ve fotoğrafları Ran'ın suratına fırlattı. Ran fotoğraflara baktığında gözünün içine baktı Y/n'nin.
- Ne var bunda. (Ran)
- Ne mi var bunda? Kör değilsin, aptalda değilsin. Bunların ne olduğunu kendin çok iyi biliyorsun
- Hayatımı sadece bir kadınla geçirecek adam değilim ben. Hem ilk defa yakalamıyorsun ki beni (Ran)
- YA SEN NE PİŞKİN BİR ADAMSIN. BEN SENİNLE BİR DAHA BENİ ALDATMICAĞINA DAİR SÖZ VERDİKTEN SONRA EVLENDİM. HERKESİN KARŞI ÇIKMASINA RAĞMEN BOYNUZLARIMI SAYA SAYA EVLENDİM SENLE.
Bir yandan bağırıyor bir yandan göğüsünü yumrukluyordu Ran'ın. Ran sinirle kollarından tutup sıktı.
- Evlenmeseydin. Zorlamı evlendirdim. Kendin istedin ve evlendik. Bile bile evlendiysende göz yumuşaksın. (Ran)
Y/n şokla gözlerini açtı.
- Göz yummasam nolur.
- Emin ol bilmek istemesin (Ran)
- Peki. Boşanalım o zaman. Çünkü benim midem bu kadar geniş değil. Gerçi sen beni baştan haketmedin ya.
- Ben sana fazlayım bile ne haketmesinden bahsediyorsun. (Ran)
- Doğru beni rahat boynuzlayamıyorsun ondan fazlayım. Pişman olur musun bilmem. Ki senin gibi bir herif beni kaybettiği için pişman olmaz. Çünkü aile kavramından anlamayan bir aile kuramadığı için pişman olmaz. Ben gidiyorum ne halin varsa gör bir daha da sakın karşıma çıkma.
- Gidemezsin. (Ran)
- Demin umrunda değildi. Şimdi neden gidemezsin diyorsun? Zoruna gidiyor dimi piç gibi ortada kalmak. Beklemiyordun bunu. Gene kollarına " Ah Ran Kocacım" diye koşmamı bekliyordun. Ama geçti o günler. Sen beni artık mumla arasan bile bulamazsın.
- O kadar emin olma. Seni bulurum bulduğum yerdede- (Ran)
- Beni yattığın kadınlarla karıştırma. Sana öyle bir oyun yaparım ki feleğin şaşar o yüzden benden uzak dur. Anladın mı?
Sinirden yutkunur Ran. Ellerini sıkar.
- Bende öyle düşünmüştüm. Kendi bokunda, pisliğinde boğul Ran Haitani. Benden bu kadar.
Yanından geçip gittin. Kapının ağzındaki bavulunu çantanı alıp evden çıktın. Ertesi günde boşanma evrakları eve gelmişti. Ran gerçekten böyle bir şeyi beklemiyor. Onu şaşırttın. GO GİRL...
.
.
.Masumiyet izlerken böyle bir hikaye aklıma geldi. Şimdi gidip Muhteşem Yüzyıl izleyip Mikey Sülüman, Drakeni Pargalı yapıcam xqokwpdkfoe.
