𝐂𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝟗: 𝘉𝘪𝘭𝘭𝘺

349 31 2
                                    

Kahraman bakış açısı
Akşam olmuştu, sağanak yağış vardı. Yağmurluklarımızı giyinmiş yüksek bir yerde dürbün ile silahlı adamları izliyorduk.

Robin: İmparator Panda ve Kaufman Ayakkabıları'na bakın.
Lexi: 10 yönünde ıslık çalan adamı bekliyorlar.
Steve: İçinde ne var dersiniz?
Lexi: Tabanca.
Dustin: Bomba.
Robin: Kimyasal silah.
Dustin: Her ne varsa tepeden tırnağa silahlanmışlar.
Steve: Harika. Harika cidden.
Lexi: İçeride başka kutular da var.
Steve: Ben de bakayım

Steve elimden dürbünü çekmeye çalışıyordu ama ben izin vermiyordum.

Lexi: Olmaz, dürbün işi bendeydi.
Steve: Bakmak istiyorum.
Lexi: Bekle!

Dürbün elimizden düşmüştü hemen duvarın arkasına saklandık. Steve ile el ele tutuşuyorduk. Farkettiğimizde hemen ellerimizi ayırdık. Gözlerimi kapatmış, yakalanmamayı diliyordum... ta ki bir adam konuşana kadar.

X; Burada bekleyin! Kapıyı kollayın!

Adam bize doğru gelecekti emindim.

Lexi: Siz gidin ben geleceğim.
Steve: Adam geliyor seni burada bırakamayız.
Lexi: Hemen uzaklaşın buradan!
Dustin: Steve uzatma. Lexi'nin bir bildiği var demek ki!
Steve: Peki. Dikkat et!
Lexi: Gidin artık!

Dustin, Robin ve Steve gitmişti ben ise kapının arkasına saklanmış adamın gelmesini bekliyordum, işini bitirecektim. Adam yukarı çıktı ve etrafa bakındı, ben de arkasına geçip konuşmaya başladım.

Lexi: Merhaba ahmak.

Adam direkt bana silah doğrultmuştu. Çok geçmeden boynunu kırmıştım. Adamı ortadan kaldırdıktan sonra çocukların yanına koştum.

Lexi: Geldim!
Steve: İyisin değil mi?
Lexi: Evet. Evet iyiyim.
Dustin: Ne yaptın?
Lexi: Yutkunur Adamı öldürmüş olabilirim.
Robin: Nasıl, Nasıl öldürdün!?
Dustin: Evet. Tebrik ediyorum seni.
Lexi: Öldürmeseydim bizi takip edecekti.
Steve: Her neyse şu an buradan gitmemiz gerekiyor yürüyün.

Oradan uzaklaşırken gözümün önüne birkaç sahne gelmişti. Başımda çok kötü bir ağrı olmuştu. Dayanılmaz bir acıydı. Acıdan yere düşmüştüm.

Gördüğüm şey Billy ve Heather'dı. Heather bir adamın kafasına şişeyle vuruyordu, yerde bir kadın yatıyordu. Heather'ın kafasına şişeyle vurduğu adam yerde sürünürken burnuna bir bez koyup adamı bayılmıştı. Heather'ın söylediği tek şey ise "Üzgünüm babacığım ama birazdan hepsi bitecek, söz." Demesiydi.

Steve: Lexi beni duyuyor musun!?
Dustin: Lexi!
Robin: Ona ne oluyor!?

Sesler bulanık geliyordu ama anlıyordum. Kendime gelmiştim. Gördüğüm şey neydi öyle? Eleven ve Max'e ulaşmam gerekiyordu. Hemen ayağa kalktım ve konuşmaya başladım.

Lexi: Billy...
Dustin: Billy mi? Lexi ne oluyor!?
Lexi: Eleven'ın yanına gitmem gerekiyor Dustin!
Steve: En önemlisi Billy ne alaka?
Robin: Billy de kim?
Lexi: Bakın benim gerçekten gitmem gerekiyor. Rus işini siz halledin, bundan daha önemli bir sorunum var! Dustin telsizin. Telsizin lazım.

Dustin telsizi açıp bana verdi. Telsizle Max'e bağlanıyordum.

Lexi: Max! Eleven! Beni duyuyor musunuz!?

İlahi bakış açısı
Max telsize döndü sonra tekrar Eleven'a baktı.

Max: O lexi mi?
Eleven: Evet!

Max telsizi hemen eline aldı ve konuşmaya başladı.

Max: Evet duyuyorum.
Lexi: Neredesiniz? Ne yaptınız? Bir şey oldu mu? İyi misiniz?

Why me?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin