İlk Kaçış -BÖLÜM 1-

340 42 153
                                    

    Öncelikle oy ve yorum atmayı unutmayalım lütfen :)

  Bölümler ilerledikçe kalemim de gelişiyor merak etmeyin:)      

********

 Kollarıma ve bacaklarıma çarpan dal parçalarını umursamadan ölümüne kaçıyorduk. 

 Tam anlamıyla... Ölümüne...

Arkamızdaki laboratuvarın Adamları - namı değer labmanler - var ve bizi tekrar o yere, laboratuvara götürmek istiyorlar, oraya tekrar dönemeyiz... Buna izin veremeyiz...

Merih benim düşüncelerimden dolayı yavaşladığımı fark etmiş olacak ki bileğimden sertçe çekerek ona ayak uydurmamı sağladı.

"Sence yaklaşmışlar mıdır? Ben bakmaya biraz korktum da." demiştim endişeyle.

"Sadece koş Lavin! Sadece koş!" demişti Merih yüksek sesle.

Etrafımızdan geçen sakinleştirici mermiler bizi saatlerce uyutacak kadar etkiliydi.

" Kaçmayı bırakın artık! Bilimden kaçamazsınız!" diye arkamızdan bağırmıştı Labmanler.

"Pabucumun bilimi! Bak bakayım nasıl kaçıyoruz! Daha hızlı ol Merih bunlara rezil olamam!"

Sözlerimle birlikte etrafımızdan geçen sakinleştirici mermiler daha da sıklaşmıştı.

Yaklaşmışlardı bize.

"Sağ ol Lavin ya! Valla bak, onları kışkırtmak tam da ihtiyacımız olan şeydi!" Merih'in sitemli sesini umursamadım.

" Üzgünüm ama pişman değilim!" dedim alayla.

"Ah Lavin ah!"

Üstünden atladığım kaya ile cevap vermem gecikmedi .

" Ah'lama bana, Lavin'e ah'lanmaz."

Merih sitemle bana bakmış ardından tekrar önüne dönmüştü.

" Dinle! Şimdi bir şey yapacağım ama sen arkana bakmadan sadece sağa doğru koşacaksın! Tamam mı?" dedi Merih. Ne yapmaya çalışıyor bu? Ayrılmamamız lazım. Ayrılmamız kaçmamızı zorlaştırır.

"Ne yapacaksın ki?" diye sordum endişeyle.

"Sadece sağa doğru koş Lavin! Hadi!" demiş içimdeki endişenin daha da büyümesini sağlamıştı.

Merih'in bileğimi bırakması ile afallasam da hızlıca toparladım ve sağa doğru koşmaya başladım.

Hafifçe arkama baktığımda Merih'in eldivenlerini çıkardığını gördüm. Tekrar önüme döndüm ve daha hızlı koşmaya başladım. Yerin sallanması ile ayağım takıldı ve yuvarlanarak yere düştüm.

Artık Merih'i rahatlıkla görebiliyordum. Merih ellerini yere dayamış toprak gücünü kullanıyordu. Labmanlerin geldiği yola ve benim olduğum tarafa, orta büyüklükte bir toprak yığını var olmasını sağlamıştı. Eee o nasıl gelecek. Beni burada mı bırakacak?

"M-Merih? Neredesin?" sesim de aynı kalbim gibi korkuyla titremişti.

Bir anda bir el ağzımı kapatmış, bir el de bileğimi sıkıca tutarak beni sürüklemeye çalışıyordu.

Kim lan bu dingil!?

Ağzımı kapatan eli hırsla ısırmamla elin sahibi acıyla inlemiş ve elini çekerek beni sürüklemeyi bırakmıştı.

Hızla arkamı dönerek eldivenime atılmışken onu gördüm... Merih'i... Kahretsin rezil olduk!

 Ellerim hızla ağzıma kapandı.

KAÇAK DENEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin