Kurtlardan kaçış! -BÖLÜM 9-

72 11 26
                                    

Biliyorum bölüm biraz geç geldi ama kişisel olarak zorlu bir süreçten geçiyorum. Derslerim çok ağır ve kitapla ikisini aynı anda idare etmek beni biraz zorluyor. Seneye de sınav senem ve ben şimdiden çalışmalara başlamak istiyorum. O yüzden bir süre ara vermeyi planlamıştım aslında ama sonra gelen güzel yorumlar beni cezbetti ve işte buradayım. Hala bir karar oturtamadım ama şimdilik devam ediyoruz :)
________________________________________

      Lütfen oy ve yorum atmayı
                 unutmayııın :)
    _______________________________________

Adamlar hızla üzerimize geliyorlardı. Ercivent "Koşun!" diye bağırdı ve Kollarımızdan tutarak bizi mutfağa doğru çekiştirdi.

Kısa sürede afallamamızı üzerimizden attık ve koşmaya başladık. Mutfaktaki çalışanlar, içeride olanlardan habersiz yemek yapıyorlardı.

"Hadi! Hadi!" diyerek yine çekiştirdi bizi Ercivent.

Mutfaktaki koridordan çıktık ve bir koridora ulaştık. Peşimizdeki adamların sesini duyabiliyorduk. Hızla koridorda ilerledik ve bir kapıdan daha geçerek dışarıya çıktık.

Ercivent durmadan koşmaya devam etti. Peşimizdekilerin sesi daha yakından gelmeye başlamıştı. Hızlıca omzumun üzerinden baktım.

Oha lan hangi ara o kadar yaklaştınız?!

"Daha hızlı!" diye bağırarak bacaklarıma daha çok yüklendim.

Ercivent'in ilerideki arabasını görebiliyorduk. Ve tabii kalabalığı da.

İnsanları umursamamaya çalışarak koşmaya devam ettik. Koştuğumuzu gören insanlar bize garip garip bakıyordu. Siz birde diğerlerini görün...

'Dostum' diye bağıran adamın yanından geçeceğimizi farkettiğimde hızla elimi tabağına vurdum ve yemeğinin üzerine dökülmesini sağladım. Adam dökülen yemeği nedeniyle hızla ayağa kalktı ve bana öfkeyle bakmaya başladı.

Çok da bıgılımda!

"Lavin napıyorsun?" dedi Mert şaşkınlıkla.

"O da beni korkutmasaydı o zaman! Ben haklıyım!" dedim.

" Biraz daha devam ederseniz haklı ve ölü olacaksınız! Daha hızlı!" dedi Ercivent.

"Çok yakınımızdalar!" dedi Merih. Ardından parmaklarını hareket ettirdi. Göz haleleri yeşil bir ışık huzmesiyle parladı. İllüzyon gücünü kullanmış olmalı.

Arabaya ulaşmıştık. Ercivent hızla ceplerini kontrol etmeye başladı.

" Nerede bu anahtar ya?" dedi. Hızlı olsan iyi edersin zincirli!

"Bul şunu artık! Çok kalabalıklar. Uzun süre tutamam." dedi Merih.

Adamlara baktım. Hepsi durmuş şaşkınlıkla önlerine bakıyorlardı. Önlerinde bir şey varmış gibi oldukları yerde duruyorlardı.

Birkaç tanesi aniden irkildi ve bizi gördüler. İlerlemeye devam edecekken Merih diğer elini de kaldırdı. Gözleri daha koyu bir hal almıştı.

İlerleyen adamlar aniden durdular. Merih onlara ne gösteriyorsa büyük ve garip olduğu belliydi. Adamlar kafalarını yukarıya kaldırmış ağızları açık bir şekilde önlerine bakıyorlardı.

"Bul artık şu anahtarı!" dedim bağırarak.

"Arıyorum! Nereye koyduğumu hatırlamı- Kahretsin!" diyerek aniden camdan içeriye bakmaya başladı.

"Hayır! Hayır! Hayır! Bunu yapmış olamazsın Ercivent! Hayır! " diye sızlanmaya başladı.

"Ne oldu ya!?" dedim meraklı bir sitemle.

KAÇAK DENEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin