-KURTLARIN YARDIMI??- BÖLÜM 19

19 1 23
                                    

Evet arkadaşlar tekrardan uzun bir aradan sonra beraberizz!! Bu sene yks senem olduğu için fazla bölüm atamadım ve sınavdan sonra da bir süre çalıştım işi bırakınca da habire hastalandım(hepsi nazar) o yüzden bölümü bir türlü atamadım. AMA ZOR OLDU GÜÇ OLDU AMA ATTIM!!

Neyse şimdi ben susuyorum ve size iyi okumalar diliyorumm:))

 Bu kadar büyük bir hatayı nasıl yaptık aklım almıyor. Tüm evi kanlardan arındırmışken nasıl olur da en önemli yeri yani kapıyı unutabilirdik ki!

Bu çok büyük bir hataydı. Üstünü yalanlarla örtemeyiz. Herkes gerçekleri öğrenecek Labmanler bizi bulacaktı. Bizi zindana atıp orada çürümemize neden olacaklardı!

Biz ne yapacaktık?!!

Nefes alışverişlerim hızlanmış, ellerim gerginlikle terlemişti. Hava duygularıma esir olmuş, güneş kara bulutların ardında kalmıştı. Ercivent olanları anlamış olacak ki yavaşça bana döndü.

"Lavin..." dedi yumuşak sesiyle. Sesini ne kadar yumuşak çıkarmaya özen gösterse de sesindeki gerginliği hissetmiştim. Bana 'yapma' demek istiyordu ama ikimizde bunu durduramayacağımı biliyorduk.

"Ercivent Bey kapınıza ne olduğunu bilmiyor değilsiniz herhalde!" Aylin Hanım'ın sitemli sesi sinirlerime dokunuyordu. Hava iyice bozmuş neredeyse yağmur yağacaktı.

"Tabi ki biliyorum Aylin Hanım!"

"Hey! Duydunuz mu olanları?" yoldan geçen bir adamın bize seslenmesiyle bedenimizi ona çevirdik.

"Ne olmuş?" diye sordu Ercivent.

"Gece mahalleye çakallar inmiş. Ormanın derinlerinden buralara kadar gelmiş. Ağzında da yavru bir geyikle tüm mahalleyi dolaşmış. Çakal yavrularını arıyor diyorlar, geyiği de onlar için götürüyormuş. Tüm mahalle de geyiğin kanına boyanmış halde. Sizde yolda falan kan görürseniz korkmayın ama geceleri de dikkatli olun. Sizin evleriniz ormana daha yakın, dışarıda da yemek falan bırakmayın! Neyse dikkat edin işte bende diğerlerine haber vereyim, korkmasınlar hadi iyi günler." demiş hızla yanımızdan uzaklaşmıştı.

Rahatlayarak ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi yavaşça verdim. 

"Bende tam bunu anlatacaktım Aylin Hanım. Gece büyük bir gürültü duyunca kapıya çıktım ve kan lekeleriyle karşılaştım gece gece çocuklar korkmasın diye de onlara daha haber vermemiştim. Şimdi temizleriz kapımızı." demiş yavaşça kapıyı örterken aniden durmuş konuşmaya devam etti.

 "Sizde dikkat edin Aylin Hanım malum geceleri çok fazla yürüyüşe çıkıyorsunuz çakallara yakalanmayın."

Ercivent'in konuşmasına başta şüpheli gözlerle bakan kadının konuşma sonunda tüm beti benzi atmış , kaşları hızla havalanmıştı. Ben daha neler olduğunu anlayamadan duruşunu düzeltmiş dişlerinin arasında 'iyi günler ' diyerek uzaklaşmıştı.

Ercivent yavaşça kapıyı kapatıp içeriye geçti. Hızla koridoru geçtim ve oturma odasına geri döndüm. Merih koltukta dikelmişti. Aynı benim gibi kafası karışmış bir yüz ifadesine sahipti.

"Az önce noldu lan!" diyen Merih'e  "Bende hiçbir şey anlamadım ki!" diye cevap verdim. 

İki yana açtığım belime dayamış Ercivent'e dönmüştük ancak o bizi umursamazca kanepeye oturmuş gazete okuyordu.

Rahatlık deyince de sen be Erco!

"Arkadaşım senden bir cevap beklediğimizin farkındasın değil mi?" diye Ercivent'i dürterek sordum. 

"Fark ettim ama fark etmemiş gibi yaparak konuyu kapatacağım çünkü bizi ilgilendirmiyor ve umurumuzda da değil." diyerek bize alttan alttan bakmış soru sormamamız gerektiğini belli etmişti.

KAÇAK DENEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin