Ercivent'in Geçmişi -Bölüm 13-

59 5 40
                                    

ASLINDA BU YOKTU! ÖYLE Bİ İÇİMDEN GELDİ DLDMLDKD

Uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba! Aslında bu bölümü bir süre daha yazmayı düşünmüyordum ama bir okurum sayesinde bir anda yazmaya karar verdim ve birkaç saatte de yazdım.

Lütfen eğer varsa yazım yanlışkarını görmezden gelinç çünkü ve lakin kontrol etmeden bir anda atıyorum bölümü.

BOL BOL OY VE YORUM ATMAYI UNUTMAYALIMMM LÜTFENNN

İyi okumalar.. <3333333

                     ******
Sessiz adımlarla karaltıya doğru ilerlemeye başladım.

Oraya geri dönmeyeceğim! Buna izin veremem!

Eldivenimi yavaş hareketlerle çıkardım. Şimdi karaltının tam arkasındaydım.

Aniden karaltının karşısına geçip eldiven olmayan elimi ona kaldırmamla olduğum halde kaldım.

Karaltı düşündüğümün aksine Labmanler değil Ercivent'ti.

Elindeki bardaktaki koyu sıvıyı küçük yudumlarla içiyordu. Benim aniden ortaya çıkmama ya da elimi ona savurmama aldırış bile etmeden içmeye devam etti.

"N'apıyorsun burada! Az kalsın yakıyordum seni!" dedim endişeyle.

"Kendi evimde koltuğumda oturup içemeyeceksem neden evim var?" dedi. Konuşurken kelimeler dudaklarından yayvanca çıkıyor sarhoş olduğunu belli ediyordu. Eldivenimi tekrardan giyerken gözlerim şüpheyle kısıldı.

"Senin evin mi? Hani burası kuzeninin eviydi?"

"Hık. Hiçbir zaman burası kuzenimin evi demedim. Kuzenim ev ayarladı dedim. Hık. O da ayarlaya ayarlaya bu evi ayarlamış!" ara ara hıçkırması sesindeki sitemi gizleyememişti. "Sen neden uyandın?" diye sordu bana.

"Kabus gördüm." dedim her ne kadar gördüklerimin bir kabus olmadıpını bilsemde gerçeği söyleme gereği duymadım. "Sen neden uyandın?" dedim merakla. Alaylı bir nefes aldı hıçkırdı.

"Uyuyabildiğimi de nereden çıkardın? Bu evde gözlerimi kapatabilmem ne mümkün!" bu kadar çok konuşmasının sebebi sarhoş olmasıydı belki ayık olsaydı çoğu şeyi anlatmaz beni geçiştirirdi. Bunu fark etmemle önündeki küçük masaya oturdum ve dirseklerimi de dizlerime yasladım. Yaptığım yanlış olabilirdi ama yine de yapacağım.

" Neden? Ne var ki bu evde?" ağzını arıyordum ama o bunu fark edemeyecek kadar sarhoştu.

"Geçmişin çığlıkları..." baygın çıkan sesinden anlatmak istediklerini anlayamıyordum. Geçmişinde neler olmuştu ki?

"Ercivent." diye seslendim. Karşılığında sadece beni duyduğunu belli eden bir ses çıkardı.

"Her şeyden önce sana bir şey sormam lazım ama önce bana ne kadar sarhoş olduğunu söyle." dediklerime gülümser gibi bir nefes vermiş ve cevaplamıştı.

"Ne kadar mı sarhoşum. Hık. Seninle konuşuyorum ama neyi söylemem neyi söylememem gerektiğini bile düşünemiyorum. Hık. Sanki kafamda ne düşünüyorsam dilimde onu söylüyor gibi. Hık. Kontrol edemiyorum." Kısaca tam istediğim kıvamdaydı. Derin bir nefes aldım ve bir çırpıda söyledim.

" Bize neden iyilik yapıyorsun? Bize zarar mı vereceksin?" tek seferde söylediğim sözler onu bozguna uğratmıştı.

" Bunu da nereden çıkardın. Size zarar vermek isteseydim sana üstündekileri verir miydim? Ya da sizi bu eve sokar mıydım? Hatta ben sizin için bu eve girer miydim? Yapmazdım. Hemde hiçbirini o yüzden rahat ol size zarar vermem vermek isteyenler için aynısını söyleyemem. " Az öncekinin aksine sesi daha yumuşak ve sitemli çıkmıştı.

KAÇAK DENEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin