1 {~Yeni Hayat~}

8.4K 212 544
                                    

"Kendi vicdanını sorgulamayan bir toplum, çürümüşlüğün son halkasıdır . "
Demiş Ozan Deniz ...

Sahi neydi vicdan , toplum olarak ne kadar vicdan sahibi insanlarız ki herkes birbirinin vicdanını sorgulama hakkını buluyordu?

Vicdan kelimesini söylemek dile kolay ama taşıması zor bir şeydi.

Hangi anne babanın vicdanına sığardı ki evladını bırakıp gitmek .

Yağmurlu bir gece de yetimhanenin önüne arabanın kapısından fırlatıp gitmek sığar mıydı vicdana ?...

Tüm fiziksel acılarını unutuyordu ama küçücük ayakları ile arabanın arkasından koşarken düşüp te kanayan dizinin acısını unutmuyordu .

Dışarıda yağan yağmura dalan gözlerini çekip silkelendi , ne önemi vardı ki onun için bunların ,onun için hiç bir anlam ifade etmiyorlardı .

Ayliz ....
Ay parıltısı demekti . İsmimi yetimhanedeki kat görevlisi ablamız koymuş. Ben o zamanları çok fazla hatırlamıyorum. Sadece saçlarımı okşayarak dolu gözler ile

"Ah bahtsız yavrum, güzel kızım ,ay yüzlüm seni niye koyup gittiler " diyerek müdürün yanına gitmiş ve ismimi Ayliz koymak için ricada bulunmuştu.

Sebebini sorduğum da ise
''Ay gibi parlıyorsun güzel kızım ışığın hiç sönmesin her daim senin ışığına fer katacak insanlarla karşılaş '' diye dualarda bulunmuştu .

Onun sayesinde ismimi çok seviyordum.

Ben Ayliz Eren 24 yaşında tek gayesi hayat kurtarmak ve bi çift mavi göze ulaşmak olan genç bir kızdım ...

Yaşım küçük ama omzumdaki yüklerim ağırdı. Tek yoldaşım kardeşim Suna vardı, kardeşim dediysem öz değil ama öz olsak belki bu kadar iyi olmazdık.

Komidinde ki telefonumun arka arkaya titremesi ile telefonu alıp baktığım da sonuçların açıklandığını gördüm.

Heyecandan titreyen ellerim ile telefonu tekrar yatağın üstüne bıraktım. Aşkın da sonucu tahmin edebilirdim hatta eminim bile diyebilirim ama yine de heyecanıma yenik düşüyordum. Yatağımın karşısında ki çalışma masamda ki aynada kendimi görmem ile halime gülerekten telefonu tekrar elime aldım.

Heyecan ile açıp baktığım da yıllardır gitmeyi beklediğim yerin çıkması ile anın heyecanıyla ufak bir çığlık attım. Hakkari Yüksekova'ya doktor olarak atanmıştım.

Her şekil gideceğimi elbet biliyordum ama bunun heyecanı çok başkaydı. Bu ani yaşamak için yıllarca çabalamıştık. İçimde ki tarif edilmez duygular ile savaşa girmişken ,
Odanın kapısının paldır küldür açılması ile içeriye elinde ki tava ile gelen uyku sersemi arkadaşıma şaşkınlık ile baktım.

İlk şaşkınlığı üzerinden attıktan sonra koşarak karşım da ki arkadaşıma sımsıkı sarıldım.

Suna şaşkın şaşkın suratıma bakarken bir an beni ittirip bağırmaya başladı
"Ne bağırıyorsun kızım sabah sabah kulağımın içine sıçtın"
Hâlâ sevinçten yerimde duramazken ters ters suratıma bakıyordu

"Yaptım kızım yaptım doktorum artık ,hayallerimi gerçekleştirebileceğim gideceğim artık Hakkâri'ye Allah beeee"

Bi yandan halay çekiyor, bi yandan durmadan bağırıyordum .

"Ayliz aslında akıllı kızsın ama şu an sende bi salaklık seziyorum ,sen zaten inek bi öğrenciydin kazanacağın kesin bi şeydi ne bu kadar bu sevinç anlamadım ki"

Asker Yari 《DÜZENLENECEK》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin