40 ~ACI ~

658 40 82
                                    

Oy vermeden geçmeyin  lütfen! Sınır dolmadan atmayacağım. Yorum sınırı  doldu ama 20 tane oy  eksik hâlâ!!!


OY SINIR ; 40
YORUM SINIR ; 50

Bu bölüm sizin için gelsin can okuyucular♡♡♡
profiler_rose
meryemzeynep940

Savcıyı arkasında bıraktıktan sonra arabasına binen Ayliz ne yapacağını nereye gitmesi gerektiğini bilmiyordu. Hani görülecek bir çok hesabı vardı? Ama şimdi hiç birisini hatırlamıyor hepsini göz ardı ediyordu. Sessiz sakin arabasını bilmediği yollara sürmeye devam etti. Aynı zaman da ise arkasın da kalan savcının yanına gelen korumalar hemen emniyete haber vereceklerini söyleseler de savcı buna izin vermemişti. Sahi tanımadığı bir kızın sözleri ile yıllardır evli olduğu kadının geçmişine inanacakmıydı? Merdivenlerden göz yaşı akıtarak inen karısını sakince yanına çağırdı. Karşısına oturan karısı ile aklındaki tek cümleyi dile getirdi .

"Doğru mu söylüyor? Eğer yalansa özür dilerim , ama değilse de benim çatımın altın da bir yerin yok artık haberin olsun . Bu arada olurda sen yalan söyleyecek olursan bilki gerçeği er yada geç öğrenirim "

Karşısında duran adamın savcı olmadı sebebi ile gerçeği öğrebeceğinden emindi . Bu sebeple lafı hoc çevirmeden şu sözleri sarf etti .
"Evet doğru söylüyor, hani sen beni perişan halde bulmuştun sonra korumak için yanına almıştın o yıllarda"
"O zaman varmıydı kızın? "
"O zaman onu bıraktığım zamandı, onu bıraktıktan sonra beni öldürmeye kalkan ailemin yanından kaçtım. Sonra peşime düşen kocam sanki benimle birlikte kızını oraya bırakmamış gibi tüm suçu üstüme yıkıp beni öldürmeye kalktı. Sen kurtardın beni onu hapise gönderdin,uzun yıllar korudun sonra da benimle evlendin ve ben senden bu gerçeği hep sakladım. "

Gerçekleri duyan savcı kabullenmek istemezken aklıma takılan bir diğer soruyu yöneltti.
"Peki niye ? Neden bırakır bir insan evladını , benim bu olanları aklım almıyor. "
"Sevmiyordum onu o doğduktan sonra başına tüm belalar üşüştü ,uğursuzdu bi kere o "

Duyduklarına daha fazla tahammül edemeyen savcı bir anda bağırarak
"Yeter ,şimdi çık git evimden benim senin gibi bir karım olamaz,boşanama davasını açacağım. " tek bir kelime dahi cesaret edemeyen kadın evi terk ederek gitti .

Yüksekova da ise herkesin gözü yolda Ayliz gelir diye bekliyorlardı. Sonunda saatler geçse de gelmediği için Alinin naaşını askeri kargo uçağı ile birlikte memleketine göndermişlerdi. Al bayrağa sarılı tabutun yanında dizili olan tim ve tüm kızlar göz yaşları ile olanların gerçek olmamasını istercesine sessiz isyan ediyorlardı. Piste inen uçak ile hazırlanmış olan alana geçen timden sonra özel kıyafetini giymiş askerler hep bir elden tabutu ellerini alaraktan ortada bulunan kısıma koydular. Resmini tabutun önüne koydukların da bir feryat yükseldi arş-ı alâ titredi . Bir annenin evladı için ettiği feryat tüm herkesin yüreğini dağladı.

"Yavrum , Alim benim, annem olmaz oğlum olmazz" diye olduğu yerde ağlayarak kendisini yerlere atan kadını yanında subay kıyafeti giymiş iki kadın asker göz yaşları ile tutmaya çalışıyorlardı. Ama o yangını söndürmeye ne çare.

Gördüklerine daha fazla dayanamayan Keremin koluna dayalı şekilde ayakta zor duran Ebru bir feryat daha kopardı
"Abiiiii" dedi. Ama karşılığında " cadı kardeşim benim" cevabını alamadı. Daha fazla ayakta duramayarak kendisini yere bıraktığı an yine kerem onun ile birlikte yere çöktü. Anne perişan, kardeş perişan , arkadaşları, kardeşleri perişan kim kimi teselli edecek şaşırmış haldelerdi.

Bir anda başını dimdik bir şekil de kaldıran annesi göz yaşlarına inat etrafına bakındı ve
"Gelinim nerde ?" Sorusunu yöneltti.
Kimsenin cevabı yoktu bakışlarını kaçırdılar. Onlar bile bilmiyorduki nerede olduğunu. Kolundaki askerler ile yavaş adımlar ile timin yanına gelen anne ilk başta kızının önüne geldi. Ellerinden tutup ayağa kaldırdığı an gözleri şişmiş perişan haldeki kızının yanaklarını silerek zoraki bir tebessüm ile

Asker Yari 《DÜZENLENECEK》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin