"Wakabayashi'yi günahım kadar sevmem ama çok haklı. Kardeşimden uzak dur dediği adamı kardeşinin odasında yakalamış yani. Bence bırakalım pataklasın."
Kojiro sessizliğini kendince bu harika teklifi sunarak bozdu.
"Bir dakika! Sen durumu çok yanlış anlatıyorsun Kojiro!"
Matsuyama panikledi anında. E bıraksalar onu hırpalamaya hazır bir Wakabayashi vardı karşısında.
"Genzo, lütfen sakinleşir misin? Sadece konuşuyorduk neden bu kadar abarttın? Ayrıca bu kadar kıskançlığa da gerek yok." Miva bu konunun bir an önce kapanmasını istiyordu.
Her gördüğünde iltifat eden Matsuyama ve yanında gördüğü her erkekten kıskanan Genzo'yla uğraşmaktan sıkılmıştı. Genç kız arkasını dönerek kaldığı odaya doğru yönlendirdi adımlarını.
Üvey abisi fazla mı kıskançtı? Ya da sadece Miva'nın öz abisiymiş gibi hissettirmek için mi böyle yapıyordu? Hangisi olduğu artık umrunda da değildi genç kızın.
Bay Wakabayashi'nin kızı olmak onu gerçek bir Wakabayashi yapmıyor gibi hissediyordu.
♬
Sara Raikawa'nın evinde durumlar çok karışıktı. Bir birini tanımak, eğlenceli sohbetler etmek için hazırlanan ortamı geçmişteki anıların dokunuşu bozmuştu. Lila'nın unutmak için çabaladığı anıları en mutlu anını bile mahvediyordu sanki.
Geçmişte kalması canını acıtamayacağı anlamına gelmiyordu. Geçmiş acıtabilir.
Titremeye başlayan sağ bileğini tutarak masayı terk eden Lila'nın peşinden gelen Misaki hâlâ olayı idrak etmeye çalışıyordu. Kız arkadaşı hakkında bilmediği şeyler vardı demek ki.
"Neden saklamak zorunda hissediyorsun Lila? Bu seni üzüyor görmüyor musun?" Sara, kardeşinin cevabını beklemeden, yara izinin görünmesini engelleyen mavi bandanayı çekip çıkardı.
Misaki, Lila'nın sağ bileğindeki yara izini ilk kez gördü. Yanık izi olduğunu tahminediyordu.
"Konuşmak ister misin Lila?" Fısıltı gibi çıkmıştı genç oğlanın sesi. Kız arkadaşını gerçekten tanımak istiyordu.
Sara, Taro'ya kısa bir bakış atarak, Lila'nın odasından çıktı. O, sadece kardeşini kötü anılardan uzaklaştırmak için uğraşırken işleri daha da kötüleştirdiğini düşünüp kendini suçlamaya başlamıştı bile.
Misaki, Lila'nın yanına oturarak konuşmasını bekledi.
"Annem, ölüm riskini göze alarak beni doğurmayı seçerek hayatından vazgeçti." Diyerek konuşmaya başladı Lila.
Misaki'yse duyduğu karşısında ne diyeceğini bilemeyip sessizliğini korudu.
"Babamsa benden önce böyle biri değildi. Beni sevdiğini kadının ölüm sebebi olarak gördüğünü söylerdi hep. Ama böyle olmasını ben istemedim. "
Sağ bileğini kaldırarak yanık izini Misaki'ye gösterdi. "Bu olaydan sonra Japonya'ya taşındım." Taro hâlâ sessizliğini korumaya devam ediyordu. Ne demesi gerektiğinden emin değildi daha çok.
Taro, yanında oturan genç kızın sağ bileğini nazikçe tutarak dudaklarına doğru yaklaştırıp yara izini öptü.
Lila, oğlanın bu hareketiyle kızarak gözlerini kaçırdı. Misaki, sevgilisine yaklaşarak gözlerine baktı.
"Saklamak zorunda değilsin Lila." Bir eli kızın elini tutarken, diğer eliyle saçlarını okşamaya başladı. "Ve ben her zaman yanındayım sevgilim."
♬
"Selaam." Lila odaya girdi. Diğer yatakta uzanan Miva bakışlarını telefonundan çekmeden "selam" dedi.
"Ne izliyorsun?" Sarışın kız, yorgunlukla kendi yatağına otururken sordu.
"My hero academia."
"Ah, ben izledim onu. Harika bir anime gerçekten. Kaçınsı sezondasasın peki?"
"5 sezonu da bitirdim. Heroes rising filmini izliyorum."
"Ehmm, peki favori karakterin hangisi?" Diye bir soru soldu Lila. Bir yandan da sarı saçlarını at kuyruğu yapmaya çalışıyordu.
"Shotoo." Dedi yüzündeki şirin gülümsemeyle. "Seninki?"
"Denki Kaminari."
"Pikachuu!"
İki kızda gülmeye başladılar. Miva, filmin bitmesiyle telefonunu yatağının hemen yanında olan komidinin üzerine bırakarak, oturur pozisyona geldi.
"Yemek nasıl geçti Lila?"
"İyi iyi." Lila anlatmak istemediğini belli edercesine dedi. "Biz yokken olaylar olmuş burada. Ne oldu anlatsana."
"Genzo ve bitmeyen kıskançlıkları işte. Matsuyama da her gördüğünde konuşmaya çalışıyor benimle. Sonuç olarak ufak bir kaos yaşandı."
"Matsuyama iyi çocuk. Ama duyguları karşılıksız sanırsam. Ama sen de her seferinde açık kapı bırakıyorsun sanki. Yani hislerinin karşılıksız olduğunu ciddi şekilde söylesen yeterli olur." Dedi Lila.
Lila'nın Miva'nın Matsuyama'nın ilgisinden hoşlandığı gibi düşünceleri vardı ama bunu dile getirmek istememişti. Belki de düşündüğü gibi değildi.
Miva'nın yüzündeki gülümseme yerini ciddi bir ifadeye bırakırken, Lila bir tık tırstı sanki. Aynı Genzo'nun korkutucu bakışlarıydı bunlar. Ama geri adım da atmayı düşünmüyordu sarışın kız.
"Matsuyama'nın sana olan ilgisi hoşuna gidiyor, onu kullanıyorsun. Bunu mu söylemek istedin?"
"Öyle mi diye sormak istedim. Ne olduğunu senden iyi bilemem sonuçta."
"Sorsaydın keşke. O kadar uzun konuşmalara ne gerek var?" Diyerek sırıttı.
Ne anlatıyor bu Miva?
"Matsuyama benim iyi bir arkadaşım. Onun hisleriyle oynamana izin vermem Miva."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize~Taro Misaki
RomanceKaptan Tsubasa hikayesidir. ° ° ° Nankatsu'nun iki seneyi aşkındır menajerliği ile uğraşan genç Lila, Tatsuo Mikami'nin kararı ile Gençler Takımının da menajeri olur ve futbol merakıyla ilgili farklı bir yol aralanır. Aynı zamanda zamanla onun için...