Bu bölümde yazılan olaylar farklı zamanlarda gerçekleşmiştir.
"İyi misin Matsuyama?"
"Hı-hım." Dedi Matsuyama, kafasını sallayarak. Gerçi bu başarısız bir yalandı. Her an kusacakmış gibi görünmesinden iyi olmadığı belli oluyordu.
"İyi oldu sana." Dedi karşı sandalyede oturan Genzo. "Ne vardı o kadar içecek?"
"Sen sus egoist herif!" Diye bağırdı Matsu. Ve bu hareketinden sarhoş olduğunu anlayabiliriz. "Misaki kardeşimin bekarlığa veda partisi, ne yapmalıydım?"
"Kafa gitti bunun." Dedi Kojiro, elindeki bardağı masaya bırakarak. Kendisi de sarhoş olmuştu tabii. "Lan şerefsiz!" Aniden ayağa kalktı. "Şerefsiz Wakabayashi! Sen neden hazırlık maçında beni rezil edip, aşağıladın! Kendini ne sanıyon sen hah?!"
"Git başımdan Hyuga. Seninle uğraşamam."
"Senin bu kendini beğenmiş hâllerine çocukluğumdan beri sinir oluyorum Wakabayashi-kun...KİBİR ABİDESİ!" Tsubasa, oturduğu yerden fırlayarak Genzo'ya saldırmaya çalışınca ortalık biraz karıştı. Misugi ve Misaki ikilisi onları durdurmuştu neyseki.
"Hemen de sarhoş olmuş bunlar." Diyerek güldü Genzo. Devamında yüzüne sinsi bir sırıtış yerleştirerek ayağa kalktı.
"Nereye?" Dedi Misaki. "Eğlenmeye. Buraya eğlenmeye geldik değil mi?" Deminden beri bakıştığı genç kadının yanına gitmişti.
"Gerçekten aşık olacağı bir kız olucak mı acaba." Misaki, kafasını iki yana salladı gülerek. "Sen ne düşünüyorsun Tsubasa?" Arkadaşına doğru döndü. "Sen uyudun mu?"
"Beyler ben iyi değilim.." Matsu, dedi başını ovarak. "Bu sefer gerçekten fazla içmişim." Genç kuzeyli, ayağa kalktı dışarı çıkmak için ama dayamayıp oturduğu yere kusmuştu.
"Tamam bu kadarı yeterli." Misaki, ayağa kalktı. "Yürüyün gidiyoruz."
Ama gitmek sandığı kadar kolay olmayacaktı. Geçmiş günleri hatılarıp sinirlenen Hyuga, uyuyakalan Tsubasa, Matsu'nun durumunu gördük, ve alemlere akan Genzo'yu bu mekandan çıkarmak zor olacaktı. Ama başarırlardı ya. Ne kadar zor olabilirdi ki?
Ve başarmışlardı da. Her üçünü tek tek evlerine bıraktıktan sonra nihayet kendi evlerine gitmişlerdi. Yarın düğün vardı sonuçta.
○ ○ ○
Düğünün ertesi sabahı, yüzüne düşen gün ışığıyla uyandı sarışın kız. Mavi gözlerini araladı yavaşca. Misaki'yi yanında göremedi. Yattığı yerde doğrularak sırtına yatak başlığına yasladı, tam o esnada Misaki banyodan çıkıyordu. Altında eşoşman altı varken üstü çıplaktı.
"Günaydın sarışınım." Dedi Taro. "Günaydın." Diye karşılık verdi Lila. Taro, yatağa çıkarak karısına yaklaştı. Bu hareketi sarışının kızarmasına neden oluyordu. "Sana ne zaman yaklaşsam yanakların kızarıyor." Diyerek kıkırdamıştı Misaki. "Sen kendime bak Taro!" Dedi mavilerini oğlanın gözlerinden kaçırırken. "Olabilir." Sarışının çıplak omuzlarını öperek çekildi. "Kalkıp duşa gireceğim de." Misaki, kızın demek istediğini anlayıp kafasını salladı ve odadan çıktı.
Kocası çıktıktan sonra, sarışın yataktan kalkarak banyoya girdi. Sonrasında üzerine Taro'nun tişörtlerinden birini giyindi. Taro'ya göre daha minyon olduğundan tişört elbise gibi kalıyordu üzerinde.
O esnada Misaki, omlet hazırlıyordu. Kaptaki yumurta karışımına süt ve tuzu da ilave ettikten sonra çırpmaya devam ederken, Lila'nın sesini duydu. Sarışın, eşine arkasından sarıldı.
"Ne yapıyorsun?" Diye sordu sarışın, oğlandan ayrılarak.
"Omlet." Dedi Misaki. Hazırladığı yumurta karışımını tavaya dökdü ardından.
"Görüntülü konuşmadan başladı herşey. Şimdi evliyiz." Dedi Lila. "Bir birimize ihtiyacımız varmış gibi. Dün bundan tamamen emin oldum." Diyerek ilave etti Taro. "Sana ihtiyacım vardı. Beni herşeyimle olduğum gibi seviyorsun. Sürekli seyahat ettiğimizden aşık olmaya korkardım. Ama sana aşık oldum. Yanımda olduğun her an çok güzel ve özel benim için."
Dolaptan kahvaltılıkları çıkarmakla meşgul olan sarışın kız konuşmaya başladı: "Aynı şekilde benim de sana ihtiyacım varmış. Her zaman yanımda olan, seven ve dünyanın en mutlu kızı gibi hissettiriyorsun." Bileğini gösterek "bazı şeylere aşmama yardımcı oldun."Konuşmaya devam ederken duraksadı. "Sen uyanmasaydın, seni kaybetseydim.." Misaki, kızın yüzünü ellerinin arasına aldı hemen. "Bunu düşünme. O günleri de atlattık ve bundan sonra hayat bizim. Ben çok mutlu olacağımıza inanıyorum." Lila'nın yüzüne öpücükler kondurarak sıkıca sarıldı. "Yaşayamadığımız çocukluğu, kendi çocuklarımıza yaşatacağız."
"Çocuklarımız?"
"Aynen öyle. Çocuklarımız." Dedi Misaki, sırıtarak.
Sarı saçlı kız, kafasını salladı gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize~Taro Misaki
RomanceKaptan Tsubasa hikayesidir. ° ° ° Nankatsu'nun iki seneyi aşkındır menajerliği ile uğraşan genç Lila, Tatsuo Mikami'nin kararı ile Gençler Takımının da menajeri olur ve futbol merakıyla ilgili farklı bir yol aralanır. Aynı zamanda zamanla onun için...