Askeriyeden atılmamın üzerinden tam olarak 5 saat geçmiş ve bir zengin bebesine bakıcılık yapmak üzere Ankara'ya doğru yola çıkmıştım . Yaklaşık yarım saatlik bir yol kalmıştı ama ben yine de çok sıkılmış bir an önce yere inmeyi bekliyordum . Yeni harika , acayip ekşınlı işime yarın sabah başlayacaktım ve tam olarak ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu .
Yani tam olarak napacağım hakkında bir fikrim yoktu ( korumacalı şeyler işte ) yoksa Harun gelmeden önce bazı şeyler anlatmıştı tabi . Koruyacağım kişi ünlü iş adamı Levent Yiğitin oğluydu ve Harunun anlattığı kadarıyla Türkiyenin en zengin 10 ailesi içersinde bulunuyorlardı . Her sektörde var olup başarıyla yükselmiş bir aileydi . Servetleri de züürtün çenesini fazlasıyla yoracak cinstendi .
Tabi Harun gerizekalısı anlatması gereken her şeyi es geçip sadece servetlerini anlattığı için çocuk hakkında hiç bir bilgim yoktu ama çok şükür hangi renklerde arabaları olduğuna dair tüm saçma bilgileri edinmiştim.
Tabi özel koruma olacağım için yarından itibaren ne kadar istemesem de kendi evimde değil o zengin bebesinin evinde kalacaktım . Godoş değil benim babam öğrenirse vallahi çıldırır , olsa dükkan sizin komutanım biliyorsunuz o yüzden salın beni gideyim desem de son edindiğim bilgiler neticesinde babamın da bundan haberinin olduğunu hatta hiç itiraz etmeden kabul ettiğini öğrenmiş olmak ise kanayan yarama cif ( M.P.) basmış üzerine de limon sıkmıştı .
Yarım saatlik yol bana resmen yarım asır gelmiş ama sonunda bitmiş ve iniş yapmıştık . İşe yarın başlayacağım için bugünlük boştum normalde bu süreyi gezip tozmak için kullanırdım ama şuan daha kutsal bir görevim vardı o da yarından itibaren kalacağım villayı küçük saray yavrusu da denebilir araştırıp gözlemlemekti .
Tabi Harun bana çocuğun resmini göstermek yerine evlerinin resmini gösterdiği için evlerinin villa ay çok pardon saraydan hiç bir farkı olmadığını biliyordum . Müştemilatları bile bizim evin yaklaşık olarak iki katıydı .
Müştemilatta kalacaktım büyük ihtimalle ve başta istemesem bile şuan da halimden gayet memnundum sonuçta hem çok güzel hem de işyerime çok yakın bir yerde kalacaktım . Diğer türlü evim verilen adrese baya uzak kalıyordu her gün erkenden gelip burda beklemek benim için zaten daha yorucu olacaktı.
Taksi verdiğim adres sonucunda beni villanın arka tarafında indirip sinsi ve sessiz bir şekilde burdan uzaklaşmıştı ya da ben gizli iş üzerinde olduğumdan her şeyi böyle görüyordum her neyse . Şimdi ki önemli görevim burayı gözlemleyip bilgi toplamaktı ama arka taraftan bunu yapmak imkansızdan daha zordu . Çünkü surları andıran benim yaklaşık boyumun 5 katı uzunluğunda olan bu duvarlardan bunu gözlemlemek mümkün bile değildi . Anladığım kadarıyla duvarların ay pardon surların boyu evden bile daha uzundu çünkü kesinlikle içinde bir ev olsun baca olsun duman olsun hiç bir şey gözükmüyordu.
Evin arka tarafında hiç bir şey yoktu sanki özellikle seçilip buraya yapılmış gibiydi , çünkü ön taraf ana yola doğru çıkarken arka taraf orman gibi yeşillik bir alana çıkıyordu . Sanırım özellikle seçilmesinin nedenide arkadan gelebilecek tehlikeleri engellemek amaçlıydı ama böyle duvarlar varken buna hiç gerek yoktu bence .
Yavaşça ön tarafa doğru ilerleyip kendime gizlenecek bir yer buldum biraz villayı izleyip kim var kim yok öğrenmem gerekiyordu ve evet Selim beyi uzaktan da olsa görüp , neye benzediğini bilmem gerekiyordu . İnternette fotoğrafı bırak hakkında en ufak bir bilgi bile yoktu . İnternete Selim Yiğit yazıp öğrendiğim tek şey yine ad ve soyadının Selim Yiğit olduğuydu . Bu da bilgi haneme acayip bir ufuk açmıştı gerçekten . Salak Harun fotoğraf dahi göstermemişti .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Gölge
Fiksi Remaja" Gizli Gölge hakkında ne düşünüyorsun deli kız ? " dedi , oturmuş bana bakarken " hayranım ona komutanım şimdi anlatsam destan olur " sessizce kahvesinden bir yudum alıp bana doğru yaklaştı " anlat o zaman deli kız destan dinlemeyi severim " d...