Koşarak indiğim merdivenin son basamağında küçük bir düşme tehlikesi atlatsam da kendimi toparlayıp koşmaya devam ettim . Selim , arkamdan adımı seslenerek bağırıyordu ama şuan duramazdım , zaten aptal gibi neden koşuyordum benim bile bir fikrim yoktu ama belli ki tek aptal ben değildim ki , Selim de beni kovalamaya başlamıştı . O yüzden de dış kapıya yönelip hızımı arttırdım .
Kapıyı açıp dışarı çıktığımda gördüklerim bir kaç saniye duraklamama neden oldu . Sabah bomboş olan bahçe şuan siyah film kaplı arabalar ve siyah takımlı bir sürü korumayla doluydu . Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ama bir yandan da koşmayı bırakmamıştım , çünkü Selim son gaz arkamdan geliyordu bu da yetmezmiş gibi dış kapıdan çıkıp
" yakalayın onu "
diye bağırmıştı . Şimdi bir sürü korumayla kovalamaca oynamama sebep olacaktı . Tabi başta kimse ne olduğunu anlayamadığı için hareket etmemişti , ama içlerinden hepsinin şefi olduğunu düşündüğüm biri
" ne duruyorsunuz ? yakalayın "
diye bağırınca herkes yerinde durmayı bırakıp beni kovalamaya başlamıştı . Yaklaşık olarak yirmi tane koruma çocuk gibi peşimden koşup beni yakalamaya çalışıyorlardı , tabi buna namıdeğer yarma şoför Selim de dahildi .
Çıkış kapısının önünde bir sürü adam olduğu için ordan kaçmam pek mümkün değildi . O yüzden bir anda karar değiştirip arka bahçeye doğru koşmaya başladım daha doğrusu ormana . Koşarken Selim ve korumaların şefi olduğunu düşündüğüm kişi dışındaki herkes geride kalmıştı .
Arka bahçeye vardığım sırada yaşadığım şokla koşmayı bırakıp yavaşça yürümeye başlamıştım . Orman dediğim yer gerçekten bir ormandı , evet ön bahçeden bir kaç tane ağaç görünüyordu ama bu kadar büyük bir alanla karşılaşacağımı düşünmüyordum . Ağaçların arasına girdiğinde bir ormana girmiş gibi hissedebilirdin .
Anladığım kadarıyla ağaçların arka tarafı ön bahçeye göre çok daha genişti çünkü ağaçların en arka kısımlarında dahi duvarlar gözükmüyordu . Evin arkasına orman yaptırmak kimin aklına gelmişti bilmiyordum ama ben gerçekten büyülenmiştim .
Tabi yaşadığım şokla koşmayı bıraktığım için Selim ve koruma bana yetişmiş , sinirle bakıyorlardı , daha doğrusu yarma şoför öyle bakıyordu ." Kızım sen manyak mısın ? Ne diye koşmaya başlıyorsun bir anda , canını mı alacağım sanki "
" Asıl manyak sensin , ne diye kovalıyorsun beni ? "
" Boşuna kaçan kovalanır dememişler "
" Kovalanan da kaçar o zaman "
Selim yüzüme bu kız gerizekalı bakışları atarken onu hiç umursamadım zaten benim amacım kaçıp , Selim'i oyalayıp biraz zaman kazanmaktı , çünkü Selime söyleyecek hiç bir yalan bulamamıştım . Bu zamanı yaratmak için aklıma gelen tek şeyde kaçmak olmuştu , tabi Selim'in beni kovalaması tamamen bir sürprizdi .
Selim tam bana söveceği sırada yanımıza doğru koşan bir korumayla susup onun geldiği tarafa döndü . Şuan o korumayı anlından öpebilirdim sonuçta çocuk sülalemi büyük bir hakaretten kurtarmıştı .
Kovalamaca bitti aslan , eğlenceyi kaçırdın demek istesem de şimdi bunun pek sırası olmadığını ve Selim'in dikkatini daha fazla üstüme çekmemek için sessiz kalmam gerektiğini düşündüm .
" Selim bey abiniz "
Çocuk koşmaktan nefes nefese kaldığı için cümlenin sonunu getirememişti , bir iki saniye soluklanıp tekrar konuşmaya devam etti .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Gölge
Fiksi Remaja" Gizli Gölge hakkında ne düşünüyorsun deli kız ? " dedi , oturmuş bana bakarken " hayranım ona komutanım şimdi anlatsam destan olur " sessizce kahvesinden bir yudum alıp bana doğru yaklaştı " anlat o zaman deli kız destan dinlemeyi severim " d...