on dört - güvenç.

14.2K 941 561
                                    

Bu bölüm için heyecanlıyım. Bu yüzden yorumlarınızı dört gözle bekliyorum. Keyifli okumalar. Oy vermeyi ve bol bolll yorum yapmayı unutmayın ballarım.

Sizleri seviyorum! 💚

on dördüncü bölüm
[GÜVENÇ]

🗝️

"Bahadır?" diye sordum, aramayı cevaplandırarak.

"Yerime konumlandım," dedi düz bir sesle.

"Tamamdır, Baha ile konuştun mu?"

"Evet, halletmiş." 

"Tamam o zaman, görüşürüz."

"Dikkat et."

Aramayı sonlandırdıktan sonra telefonumu çantama attım ve karşımdaki şirkete diktim gözlerimi.

Güvenç Holding.

Şirketin kapısından içeri girdim ve güvenlikten geçerek kimsenin bulunmadığı koridorda ilerlemeye başladım. Bugün baya aksiyonlu bir gün olduğundan çalışanlar izinliydi.

Asansöre bindim, Selçuk Güvenç'in odasının bulunduğu katı tuşladım. Aynada kendimi süzmemle geçen bir dakikanın ardından asansörden indim ve tarif edildiği kadarıyla bildiğim odaya ilerledim.

Odanın önüne geldiğimde kapı kapalı olmasına rağmen ardındaki bağırışı duyuyordum.

"BULACAKSINIZ!" Diye bağırıyordu kaba bir ses.

Evet bu Selçuk Güvenç'ti.

"HER TAŞIN ALTINA BAKACAKSINIZ. YOKSA HEPİNİZİN KAFASINA SIKARIM."

Kapıyı gürültüyle açtım ve açmamla bana dönen Selçuk'a, "Katliama gerek yok bebeğim," dedim alayla.

Kaşlarını çattı ve hala kulağında tuttuğu telefona, "Bir şey bulursanız beni arayın," deyip aramayı sonlandırdı.

Onu baştan aşağı süzdüm. Saçları birbirine girmişti, gömleğinin birkaç düğmesi açılmış, kırışmıştı, gözaltı torbaları bir hayli belirginken gözleri kan çanağına dönmüştü.

"Ne işin var senin burada?" diye sordu ürkütücü bir tonda.

İçeri girdim ancak kapıyı kapatmadım. İlerledim ve cam kenarındaki koltuğa oturdum. "Seninle konuşmaya geldim Selçuk," dedim ifadesiz bir sesle.

Bana duygusuz bir bakış attı, "Seninle harcayacak vaktim yok," deyip arkasını döndü ve sert adımlarla çıkmak için kapıya yöneldi.

Sakin tavrımı bozmadım, "Yerinde olsam beni dinlerdim," dedim yalnızca.

Sesimi duymasıyla durdu, bana omzunun üzerinden bir bakış attı. "Sikimde bile değilsin."

Öyle mi?

Tam yeniden arkasını dönmüştü ki, "Karının kaçırıldığını biliyorum," dedim aniden.

sinende geçen akşamlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin