Alparslan Karacan, medyaya yansıttığı İş insanı imajının arka tarafında yeraltına hükmeden, tek sözüyle düzeni bozabilecek bir mafyadır.
Gelmiş geçmiş tüm mafya babalarına diz çöktürmüş bu tehlikeli adam hakkında bir gün Türkiye'nin en büyük günlük...
Keyifli okumalar ballarım. Lütfen oy vermeyi ve bol bol satır arası yorum yapmayı unutmayın. 💚
üçüncü bölüm [DANS]
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🗝️
Hissettiğim şaşkınlıkla yutkundum. Şaka mıydı bu? Alparslan Karacan benimle dans mı etmek istiyordu?
Amacı neydi bu adamın?
Bütün salonun gözü bize dönerken Alparslan'a sinirli bir bakış attım. Her ne kadar içimden reddetmek gelse de o an ki hislerimle bana uzattığı elini tuttum ve ayağı kalktım.
Silaha yakışan eli arasında elimi görünce yüzünden silik bir tebessüm geçti ve elimi bırakmayarak dans pistine ilerledi. Salondan çıt dahi çıkmıyordu, basının odağı bizdik. Yalnızca içimdeki kargaşanın dahi gürültüsünü bastıran dans müziği vardı.
Alparslan pistin tam ortasında durdu ve bir eli, elimi tutarken diğer eliyle belimi kavradı. Ben de gözlerimi ondan ayırmadan boştaki elimi göğsüne yasladım.
Ve dans etmeye başladık.
Tüm gözlerin üzerimizde olması biraz da olsa utanmamı sağlarken, "Amacın ne senin?" diye fısıldadım. "Bu dans da neyin nesi şimdi?"
O da benim gibi fısıldadı, "Hiç," dedi alayla. "Sadece beni ifşalayan gazetecilerle dans etmeye bayılırım."
Neyseki kimse bizi duyamıyordu.
Kaşlarımı çattım, "Seni ifşalayan tek gazeteci benim yalnız?"
Alayla güldü, "Evet, ilk ve teksin."
Yüz ifademi çok fazla bozmayıp basının eline malzeme vermemeye çalışıyordum. "Alayı kes. Neden böyle bir şey yaptın? Zaten gündemden düşmüyorduk, şimdi iyice düşmeyeceğiz."
Bana sorgularcasına baktı, "Bana mı öyle geliyor yoksa sen insanların, hakkında neler düşündüğünü çok mu kafaya takıyorsun?"
Rahatsızca yerimde kıpırdanırken, "Ne alaka?" diye sordum.
"Çok alaka." dedi. "Dün de cinsiyetin hakkındaki yorumlardan fazlasıyla etkilenmiş gibiydin. Neden bu kadar takıyorsun ki? Bütün bunları göze alarak bu işe kalkışmış olman gerekmiyor muydu?"
Yüz ifademi düzelttim ve, "Evet, öyle." dedim meydan okuyan bakışlarımla ona bakarak.
Benim bakışlarıma, aynı bakışlarla karşılık verdi, "Yoksa asıl mesele sosyal medyanın ne dediği değil de, benim gibi bir adamla dans ediyor olmanın konuşulması mı?"
"Mesele senin gibi bir adamla dans ediyor olmam değil," dedim net bir sesle. "İfşaladığım ve zarara uğrattığım bir adamla dans ediyor olmam."