Felix üstünü değiştirdikten sonra odasından çıkıp aşağıya indi, elindeki postacı çantaya yiyecek ve içecek bir şeyler koymak için mutfağa girdi. Buzdolabını açıp alacağı şeyleri hızlıca çantaya doldururken büyükannesi sordu "Yine sahile mi gidiyorsunuz yoksa?" Felix yaptığı işe ara vermeden cevapladı "Evet büyükanne yüksek ihtimalle uzun bir süre orada kalacağız bu yüzden benim gelmemi beklemeyin olur mu? Yorulmayın boşuna ben anahtar alırım." büyükannesi onaylarcasına mırıldandı ardından içeri babası girdi. Felix'in sevimli telaşını görünce "Dikkatli olun oğlum, birbirinize sahip çıkın." dedi kıkırdayarak. Babası dördünü de çok severdi, sadece Felix'e değil diğer çocuklara da ikinci bir babaymış gibi yaklaşırdı. Felix'de babasının yaptığı gibi gülümsedi "Tabi ki de öyle yapacağız baba" Dolapta olan işini bitirdikten ve evdeki herkese görüşürüz dedikten sonra evden çıktı.
Evlerinin bahçesinden çıkıp hemen yan eve yöneldi tam bahçe kapısından içeri girecekti ki Seungmin elinde bir meyve sepeti ile evlerinin kapısından dışarı çıktı. Felix'i birden karşısında görünce biraz ürkmüş olsa bile hemen kendini toparladı ve kapıda onu bekleyen arkadaşının yanına gitti.
"Selam, yine mi buzdolabını boşalttın çantana?" diyerek gülen Seungmin'e göz devirdi Felix, "Çok konuşma da yürü geç kalacağız ya!" Bu sözlerden sonra ufak bir kahkaha patlattı Seungmin. Kahkahasının hemen ardından Felix'in koluna girip yürümeye başladı.
Jisung ve ailesinin fırınına geldiklerinde daha içeriye girmeden alıştıkları buğday ve kakao ikilisinin birleşmiş kokusunu aldılar ve derince içlerine çektiler, gerçekten bu kokuyu fazla seviyorlardı. Çocukluklarında fırının yanındaki parkta deli gibi oynayıp yorulduktan ve acıktıktan sonra dört arkadaş kalan son enerjilerini kullanarak fırına koşar ve içeriye resmen dalarlardı, birden içeri girince burunlarına dolan bu koku onları hep mutlu ederdi.
Jisung'un annesi her içeriye bu şekilde girdiklerinde korkar ve dört minik çocuğun terden sırılsıklam oluşuna iç çekerdi, kasanın yanında tuttuğu her biri için farklı renkte olan bezleri tek tek sırtlarına koyardı. Daha onlar doğmadan önce anneleri ile kurduğu arkadaşlık onun için çok önemliydi bu yüzden her birine ayrı özen gösterirdi. Hepsini çok sever ve hepsine çok iyi bakardı.
Seungmin ve Felix sonunda içeri girdiklerinde Bayan Han ikisinin yanına gelip ikisini de ayrı ayrı yanaklarından öptü, "Hoşgeldiniz çocuklarım benim, çok özlemişim sizi" diyerek onlara gülümsedi. O sırada arkada sahile götürmek için hamur işi seçen Jisung işine ara verip yalandan bir üzüntü ile "Annem sizi benden çok seviyor." dedi ve ağlama taklidi yapmaya başladı. Arkadan elinde bir ekmek sepeti ile gelen Chan da onun oyunculuğuna kahkaha atmaya başladı ve tabi ki Felix, Seungmin ve Bayan Han'da bu kahkahaya kendi kahkahalarını katmadan duramamıştı.
Sonunda almaları gereken her şeyi alıp fırından çıktıklarında hepsi Bayan Han'a el salladı ve parkın içinden geçerek yürümeye başladılar. Sahile doğru yürürken açılan sohbet derinleşti ve zaman hızla akıp geçti.....
-----------------------------------------------------------
SELAM?!????!
Bu bölüm içime sindi 😻😻😻
Sonraki bölümde diğer dörtlü geliyor🥳🥳🥳🥳🥳Umarım seversiniz!!
Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkürler 🦭😻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
our town - skz
FanfictionKüçük bir kasabada yaşayan Felix, Jisung, Seungmin ve Chan büyük bir şehirden kasabalarına taşınan çocukların hayatlarında büyük bir yer kaplayacağını hesaba katmadan arkadaş olmak isterler. Peki Hyunjin, Changbin, Jeongin ve Minho ile olan ilişkil...