Saat gece yarısını gösterirken Chan, bahçeye bakan mutfakta kendine bir bardak su doldururken düşüncelere dalmıştı.
Jeongin o günden sonra ondan uzak durmaya başlamış, sekizi beraber konuştuklarında eskiden yaptığı gibi Chan'ın dediği her şeye yanıt ve vermeyi bırakmış, ve buluşmalar fazla katılmaya başlamıştı.
Bu olanlar Chan'ın canını fazlasıyla sıksa da Minho ona bu dönemin geçeceğini Jeongin'in kendi gelip bir şeylerden bahsedeceğini söylediği için saberdiyor, sadece Jeongin'i bekliyordu.Sessiz evde aniden duyduğu kapı tıklatılma sesiyle kendine geldi Chan.
Bu saatte kapıyı kim çalardı ki? Merakla kapıya ilerlemiş kapı deliğinden kapıyı çalana bakmıştı.
Gördüğü kişi ile kapıyı sonuna kadar açmış ve kendisine aniden sarılan bedenle geriye sendelemişti.
Karşısında dışarıda kaldığı için üşümüş, gözleri yaşla dolu, titreyen bir Jeongin vardı.Jeongin akan gözyaşları ve hıçkırıkları arasında nefes almaya, Chan ise küçüğüne ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Jeongin derin bir nefes alıp konuştu “Hyung… ben…” kendini açıklamaya çalışıyordu ama ne doğru kelimeleri bulabiliyordu ne bulduklarını büyüğüne anlatabiliyor…
Chan o an anlatamayacağını anlayıp Jeongin'in omzunu okşarken karşılık verdi küçüğüne "Tamam, sorun yok. Geçti artık.."
Jeongin'in biraz daha soluklanmasını beklemiş ardından ondan ayrılıp kapıyı kapamıştı.
Ellerini tuttuğu çocuğu kendine çekip omzunu sıvazladı ardından tekrar ellerinden tutup onu odasına götürdü, hemen ardından da kapıyı arkalarından kapadı.
Jeongin'i yatağına oturtuktan sonra dolabından bir sweatshirt çıkarıp bul gibi olmuş çocuğun kafasından geçirdi Chan.
Bir süre sonra Jeongin'in ağlama sesleri kendini iç çekişlere verdi, ağlamıyordu ama hıçkırıkları ve gözünden akan yaşlar tam olarak dinmemişti henüz.Chan odasındaki ısıtıcıyı da açıp yanına oturduğunda yine sarıldı ona Jeongin. Nefesi düzene girene kadar da öyle kaldı.
Biraz sessiz kaldıktan sonra “Sorun ne?” diye sordu chan en sonunda sessizliği bozarak.
"Evden bıktım.." sesi boğuk ve kırgın çıkmıştı Jeongin'in.Biraz çekinerek tekrar konuştu “Seni özlemiştim bir de, genelde Minho hyungun yanına giderdim ama… ayaklarım sana doğru geldi...”
Duyduğu sözlerden sonra ayrıldığı vücuda geri sarıldı Chan sıkıca.Jeongin'in saçlarını okşarken yanıt verdi güzel çocuğa
"Her zaman bana gelebilirsin Jeongin, ben hep senin için burda olacağım” Jeonginin tekrar gözleri dolmuştu bu sözlerden sonra, gerçekten çok seviyordu karşısında ona parlayan gözlerle bakan adamı
“Teşekkür ederim Channie hyung.”Jeongin Chan'ın yatağında uyurken, Chan küçüğünün saçlarını seviyordu.
Jeongin biraz ısındıktan sonra olanlsrı anlatmıştı ona; Bu sefer kavgadan gerçekten sıkıldığını söylemiş annesine, bütün gün kendisini evde tutması üzerine de sinirden dayanamayıp gece çekip gitmişti. Ne telefonunu alabilmişti yanına ne de annesine haber vermişti. Chan Jeongin'in yaşadıklarını büyük ölçüde engeleyemeyecek bir konumda olduğu için hem kendine lanet etti hem de bu konuda elinden geleni yapacağına dair de kendine söz verdi o gece..
Gözüne uyku bir gram bile girmedi Chan'ın yatağında huzurla uyuyan Jeongin'in saçlarına hafif öpücükler kondurup durdu sabaha kadar, güzel yüzünü sevdi.“Eğer o bina senin evin değilse Jeongin, sana söz veriyorum.. Yanımda evinde gibi hissetmen için her şeyi yapacağım. Bana güven."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Chan'ım bebeğim benim aşkım💛💛💛💛💛💛💛💛🧿🧿🧿🧿🧿🧿🧿🧿🫂🫂🫂🫂🫂🫂🫂🫂
Sevdiği insanı ne güzel koruyup kolluyor ya bebeğim
Yardımları için 🐙 hanımcığıma teşekkürler 🫶🏻🫶🏻🫶🏻🫶🏻🫶🏻🫶🏻🫶🏻🫶🏻
Gözlerim acayip acıdı on saattir ekrana bakıyorum😔😔
Chan'ı çok seviyorum
Jeongin'i de çok seviyorum
İyi günler/geceler/sabahlar
Muahh🫶🏻🫶🏻💛💛🧿🧿🫂🫂
🙏
🦭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
our town - skz
FanfictionKüçük bir kasabada yaşayan Felix, Jisung, Seungmin ve Chan büyük bir şehirden kasabalarına taşınan çocukların hayatlarında büyük bir yer kaplayacağını hesaba katmadan arkadaş olmak isterler. Peki Hyunjin, Changbin, Jeongin ve Minho ile olan ilişkil...