Tom Riddle İle Hayal Et

İyi Misin?

Y/N:Mattheo bana söylemek istediğin bir şey mi var?
Mattheo:Sana söylemek istediğim çok şey var.
Y/N:Çekinme söyle.
Mattheo uzunca gözlerime baktıktan sonra eğilip yanağımı öptü.
Mattheo:Belki sonra..
Tam gideceği sırada kolundan tutup yüzüne baktım;
Y/N:Mattheo bu doğru değil..Ben-
Mattheo :Evet biliyorum abime aşıksın bana değil.
Kolunu çekip gitti..
...
Odama giderken yolda birinin önüme geçmesiyle durdum;
X:Tom'a baksan iyi olur her yerde seni arıyor, delirdi.
Y/N:Nerede?!
X:En son ortak salondaydı.
Y/N:Tamam, sağol.
Hızla ortak salona gittim.Tom gerçekten kelimenin tam anlamıyla delirmişti.Masadaki kitapları eliyle yere attıktan sonra arkasını döndü ve göz göze geldik.
Tom:Y/N!
Dimdik ve sertçe gözlerimin içine bakıyordu..Sadece o değil etraftaki herkes bizi izliyordu.Sinirle bir şey söyleyeceğinde onu durdurdum.
Y/N:Burada olmaz.
Uzunca gözlerini kapatıp açtı ve derince nefes aldı.Sakinleşmeye çalışıyordu ama bu şu an onun için çokta mümkün görünmüyordu.
Ortak salondan hızla çıktı (Hızlı ve öfkeli 5 lzğsljxksljeod bunu yazmazsam ölürdüm kb)
Ortak salondan hızla çıktı ve bende onun peşinden..Çok hızlı yürüyordu, ona yetişmek için koşuyordum.
Y/N:Tom!
Hiç bir şey söylemedi.
Y/N:Biraz yavaş yürümeyi dener misin?
En sonunda onu yakaladığımda önüne geçip gözlerinin içine baktım.
Gözlerinden süzülen yaşları görünce ufak çaplı bir şok geçirmiştim..
Y/N:Tom...
Tom:Neredeydin?
Y/N:Onu boşver sen-
Tom:Öldün sandım!
Y/N:Ne?
Tom:Sana zarar vermek için seni öldürmek için bin tane orospu çocuğu varken bu kadar rahat olamazsın!
Y/N:Kim niye beni öldürmek istesin anlamıyorum.
Yine sorumu cevaplamadan kolumu tuttu ve sürüklemeye başladı.
Gryffindor ortak salonuna geldiğimizde aceleyle oradan geçen birini durdurdu;
Tom:Potter'ın odası nerede?
Çocuk yolu tarif ettikten sonra abimin odasının önündeydik.
Y/N:Niye buraya geldik şimdi?
Tom:Biraz yalnız kalmam gerekiyor.
Y/N:Yani?
Tom:Senin de güvende olduğunu bilmem gerekiyor.
Y/N:Kendi başımın çaresine bakabilirim.
Tom:Benim endişemin çaresine bakamazsın.
Y/N:Derken.
Tom:Her dakika güvende misin diye düşünmekten 1-2 saat olsun kurtulacağım daha fazla soru sorma.
Tam gideceği sırada kolunu tuttum;
Y/N:Sen iyi misin?
Tom:Olmaya çalışıyorum.
Y/N:Ben sana iyi gelmiyor muyum Tom.
Tom:Şimdi konuşursak kalbini kıracağım Y/N..Bana biraz izin ver..
Onu sevdiğimi söyleyecektim ama aceleyle arkasını dönüp gitti...
O gece abimlerin odasında kaldım.Gece geç saatlere kadar oyun oynayıp sohbet ettik ve sabah da bir o kadar geç uyandım.Neyse ki bu gün tatildi..
Abimler daha uyanmadığı için odama gidip kahvaltıdan önce duş alacaktım.
Kapıyı açmamla koridorun sonundaki Mattheo'nun elindeki çiçeklerle birlikte önüme ışınlanması bir oldu.
Odadan biraz daha dışarıya çıkıp kapıyı kapattım.
Y/N:Mattheo ne yapıyorsun! Ya abim görseydi.
Mattheo:Baban beni kabul etmedi mi?Abine ne oluyor.
Y/N:Ne kabul etmesi saçmalama.
Elindeki rengarenk çiçekleri bana doğru uzattı;
Mattheo:Ne renk sevdiğini bilmiyorum ama içimden bir ses hepsini sevdiğini söyledi.
Y/N:Hepsi ayrı güzel.
Bir an duraksayıp Mattheo'ya baktım;
Y/N:Tom'u gördün mü?
Sorumla beraber iki kaşını havaya kaldırdı;
Mattheo:Konumuz o mu şu an gerçekten.
Y/N:Gördün mü görmedin mi Mattheo?
Mattheo:Aslında gördüm ama..
Y/N:Ama.
Mattheo:Bunu bilmesen daha iyi sanırım.
Y/N:Neyi Mattheo söylesene?
Mattheo:Eğer yanlış görmediysem dün akşam Tom'un yanında bir kız vardı ve öyle arkadaş gibi değildiler.
Y/N:Tom yapmaz öyle şey saçmalık.(Kemalim yapmazz)
Mattheo:Öyle diyorsan.
Mattheoyla vedalaşıp odama gittim.Duş alıp hazırlandım ve kahvaltıya indim.
Ortak salona girer girmez herkes bana bakmaya başladı...

Devam edecek... 📢