İstanbul'un o güzel sesleri kulaklarımı şımartıyordu. Martılar, ezan'ın sesi, vapurun sesi, simitçilerin bağırmaları, çocukların koşuşturma sesleri, hepsi çok güzeldi. İstanbul'u seviyordum, İstanbul'un seslerini seviyordum. Koltukta biraz doğrulup Kerem'e baktım, pür dikkat arabayı kullanıyordu. Keskin yüz hatlarını seviyordum, nefes alıp verirken sıktığı burnunu seviyordum, elmacık kemiklerini seviyordum.
Bana baktı ve gülümsedi.
''Gelmek üzereyiz papatya''
'' Sahi, biz nereye gidiyoruz? Bizim İstanbul'da gidecek bir yerimiz yok ki..''
Dedim usulca. Gülümsedi, gülüşü tüm dünyayı siktir edebilecek kadar güzeldi.
'' Kerem Sayer her şeyi düşünür güzelim''
Bu sefer ben gülümsedim.
...
Bir apartman dairesinin önünde durduk. Kafamı kaldırıp tepeye doğru baktım. 5 katlı klasik bir apartmandı. İstanbul'un arka sokaklarında Şişli'nin 25 mahallesinden bir tanesindeydik. Kerem arabadan bavullarımı indirirken, bende kapının önünde bekliyordum. 3. katın balkonundan kafasını sarkıtmış ton ton bir teyze, 1. katın penceresinden bakan 40'lı yaşlarda bir kadın, ve kapının önündeki küçük çocuklar bizi izliyordu.
'' Hadi güzelim''
Kerem'in sesiyle irkildim. Ve apartmanın kapısından içeri girdik, merdivenleri çıkıp 2.katta durduk. Kerem anahtarla kapıyı açtı ve bavullarımızla birlikte içeriye girdi ben ise onu takip etmeye devam ediyordum. Bavulları kapının yanına bırakıp boş salona girdik.
'' Nasıl buldun?''
'' Güzel, şirin, sıcak.''
Dedim gülümseyerek.
Penceren'in önüne doğru yürüdü.
'' Zeynep eğer beğenmediysen.. Yani biliyorum eski hayatımızdaki gibi değil ama buraya yeni geldik, ailemden destek alamam, yeni şirket kurmam falan gerekiyor, param buna yetti. Biliyorum zor olacak eğer istemezsen-''
'' Saçmalama, nerede yaşadığımız önemli mi sanıyorsun? Kerem ben zaten yetiştirme yurdunda büyüdüm biliyorsun,zenginlik, şaaşalı hayat, para pul falan benim için önemli bir şey değil''
Yanına yürüdüm ve arkasından beline sarıldım.
'' Ben seninle her yerde yaşarım, yeter ki sen ol yanımda, her şeye varım ben.''
Dedim ensesini öperken. Önüne doğru döndü, elleriyle belimi kavradı ve dudaklarıma yapıştı.
''Zeyneep?''
''Efendim''
Dedim gözlerimi gözlerine dikerken.
'' Sen benim olmak istediğim yersin''
Saçımı kulağımın arkasına iliştirdi ve anlıma sıcak bir öpücük daha koydu.
''Erimiş bir kar tanesi vedalaşırken güneşle, sen benim içimdeki buzları eritip, sıcacık bir yuva yaptın kendine.''
Deyip ayaklarımın ucunda hafifçe yükseldim ve Kerem'in dudaklarını öptüm. Kerem dudaklarını dudaklarımdan ayırdıktan sonra yavaşça boynuma doğru indi. Sıcacık nefesi bana çok yakındı. Köprücük kemiğimin üstüne gelince dudaklarını orada durdurdu.
''Burası var ya Zeynep, en çokta sende burayı seviyorum. Burası benim hayat noktam, burası benim en hassas noktam, burası bir manolya kadar güzel kokuyor, burası benim ilham, motivasyon kaynağım. Burası senin vücudunu açmam için bir kilit noktası...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞ ÖLÜR YARIN ASLA!
FanfictionBeni kollarının arasına çekti, sarıldi ve ardından koklayarak saçlarımı öptü "Yaa saçlarımı bozacaksın!" dedim gülümseyerek."Hiç öyle denir mi kocaya?" dedi. Sesinde acayip bir mutluluk vardı. Harika bir heyecan, garip bir telaş.. "Sen benim kocam d...